Milli gelir TL olarak artmış gibi görünse de Amerikan Doları bazında mum gibi eriyor. Kişi başına milli gelir 2010’da 10 bin 560 dolar iken, 2020 sonunda 8 bin 597 dolara geriledi. 2019’dan 2020 sonuna kadar herkesin cebindeki para 611 dolar eksildi. Kişi başına milli gelir 2013’te 12 bin 500 dolara kadar tırmanmıştı.
Türkiye, 2021 yılının nisan-mayıs-haziran döneminde (2’nci çeyrek) yüzde 21,7 büyüdü. Geçen yıl aynı dönemde yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sebebiyle tam kapanma kararları uygulandığı için ekonomi çift haneli daralmıştı. Baz etkisi ile milli gelir yıldan yıla yüksek çıktı.
2021’in ilk çeyreğine kıyasla büyümenin sadece yüzde 0,9 olması daralmanın yılın kalan kısmında daha bariz hâle geleceğini işareti. Büyümenin temelinde hane halkı ile kamunun tüketim harcamaları belirleyici oldu. Üretmeden tükettik.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine esas alarak büyümeyi kendi içinde değerlendirildiğinde sevinmekten ziyade endişe verici bir temayül göze çarpıyor. Emeğin, alın terinin milli gelirden aldığı pay her geçen yıl azalıyor. 2020’de büyümeden yüzde 37 pay alan işgücü ödemelerinin payı 2021’de yüzde 32,9’a geriledi.
12 BİN 500 DOLARIN EŞİĞİNDEN 9 BİN DOLARIN ALTINA
Milli gelir TL olarak artmış gibi görünse de Amerikan Doları bazında mum gibi eriyor. Kişi başına milli gelir 2010’da 10 bin 560 dolar iken, 2020 sonunda 8 bin 597 dolara geriledi. 2019’dan 2020 sonuna kadar herkesin cebindeki para 611 dolar eksildi. Kişi başına milli gelir 2013’te 12 bin 500 dolara kadar tırmanmıştı.
2010’da yeni göreve başlamış bir öğretmenin maaşı 991 dolara tekabül ediyordu. Ancak aynı maaş 2020 sonunda 540 dolar. 2010 yılında 576 TL olan net asgari ücret ile 390 dolar alınabiliyordu. 2020 sonunda 2 bin 324 TL net asgari ücretin dolar mukabil 296 dolar ediyordu.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın kâğıt üzerinde büyümeden ne orta gelirliler ne de alt gelir grubundakiler pay alabiliyor.
1 LİTRE SÜTÜN FİYATI İKİYE KATLANDI
Artan enflasyon, yüksek kur ve yüksek faiz sarmalında en fazla bedeli çalışanlar ve emekliler ödedi. Büyümenin ceremesini onlar çekerken, yeni bir zengin sınıfı türedi.
TÜİK’in 5 yılda bir “revizyon” ismi altında değiştirdiği büyüme formülü sadece paradan para kazanan faiz lobisi ile Hazine garantili ihalelerle ihya olan yandaş müteahhitlerin cenahında geçerli.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Hükûmet sözcüleri “Ekonomi şahlandı” derken, enflasyon canavarı sabit gelirlilerin mutfağındaki yangını büyüttü. Çarşıda-pazarda fiyatlara el sürülmüyor. Yaz mevsiminde bile 7-8 liranın altında meyve hayal oldu. Elektrik ve doğalgaza yılın ilk 7 ayında yüzde 20’den fazla zam geldi.
Yarım yağlı sütün litresinin 10 TL olduğu Türkiye’de sadece süt fiyatı geçen yıla kıyasla ikiye katlandı. İğneden ipliğe zamlar maaşları mum gibi eritiyor.
Covid-19 sebebiyle ertelenmiş talebi kredilerle takviye edip kâğıt üzerinde büyümede dünyada rekoru kırdık demek kendi içinde tutarlı görünebilir.
TÜRKİYE EN YÜKSEK FAİZ LİGİNDE İLK 7’DE
Amma velâkin masa başı formüllerle elde edilen parlak büyüme, işsiz sayısının 10 milyonu geçtiği ve Türkiye’nin dünyanın en yüksek faizini ödeyen ilk 7 ekonomiden biri olduğu gerçeğini değiştirmez. Güney Afrika’da politika faizi yüzde 3,5, Türkiye’de yüzde 19.
İşsizlik maaşı üzerinden bile Damga Vergisi alan hükûmet, parasını 12 aylığına faize yatıran zenginleri stopajdan (Gelir Vergisi tevfikatı) muaf tuttu. Bütçeden ilk 7 ayda 110 milyar TL’nin nasıl faize gitmesine niye şaşırıyoruz ki!
Tarımın sadece yüzde 2,7 büyümesini de not edelim. Önümüzdeki aylarda daha fazla buğday, pirinç, kuru fasulye ve saman ithal etmek mecburiyetinde kalacağız.
Esasında hükûmet kurumların içini boşaltmanın meyvelerini topluyor. Cumhur İttifakı’nda yüzler gülüyor
Fakirleştiren büyüme ile dünya rekoru kırmak hayaldi, gerçek oldu. Büyümede utandıran bir dünya rekorumuz var.
İletişim için:
[email protected]
Twitter: @turhanbozkurTV
YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt
Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/
