‘Troll’ Uzun, yargıya baskı için Saray’la işbirliğini anlattı

KRONOS 14 Mayıs 2020 GÜNDEM

ANKARA – 31 Mart 2017 tarihinde aralarında gazeteciler Murat Aksoy, Atila Taş, Büşra Erdal gibi isimlerin de olduğu 21 gazetecinin tahliyesi, yapılan sosyal medya kampanyasıyla ertelenmiş, gazeteciler yeniden tutuklanmıştı. İşte o kampanyayı başlatan trollerden Abdurrahman Uzun, mahkeme kararını etkilemek için neler yaptıklarını anlattı. Uzun, Adalet Bakanı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın devreye girmesiyle tahliyelerin durdurulduğunu, yeni mahkeme kurularak gazetecilerin yeniden tutuklandığını açık açık anlattı. Uzun, yaşananlar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen takdiri de anlattı.

İnternet Haber Genel Yayın Yönetmeni Hadi Özışık’ın youtube kanalında soruları cevaplayan Abdurrahman Uzun, 31 Mart 2017 gecesi yaşananları anlattı. Yargıya yapılan baskı ile hakimlerin hedef gösterilmesi ile gazetecilerin yeniden tutuklanmasının hikayesini anlatan Uzun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da “Bize zemin hazırlayacaksınız ki biz de hamle yapalım” şeklinde takdir mesajı aldığını da aktardı.

Uzun’un sözünü ettiği 29 sanıklı davada 21 tutuklu kişinin serbest bırakılmasına karar verilmişti. Sosyal medyada başlayan kampanya ile gece yarısı yeniden tutuklama kararı verilen gazeteciler, cezaevinden çıkarılmadan yeniden gözaltına alınarak daha sonra tutuklanmıştı.

İşte Abdurrahman Uzun’un yargıya yapılan baskıyı itiraf ettiği o sözleri:
“31 Mart, Nisan’da referandum var. Referandumun öncesinde 31 Mart’ta 76 fetöcü o akşam serbest bırakılmaya başladı. O Hanım Büşra’lar, o Sol gazetesindeki elaman, bir gecede 31 Mart. Ben tarihin puzzlelarını takip eden birisiyim. Yani birisi, büyük çapta hareket eden insanlar sembolik nüanslara dikkat ederler. Yani 31 Mart akşamı Türkiye’de bütün mahkemeler kurulup o gece tahliyeler başladı.

“BU GECE SAVAŞIYORUZ, NEREYE GİDERSE”

Ve ben o gece kendi başıma bir çalışma yaptım. Hiç kimse yok, 31 Mart’ta birileri bir şey yapıyor. Bütün mahkemeler kurulmuş, bütün o fetöcü hainler serbest bırakılmaya başlanıyor, ve Nisan’da referanduma az bir zaman var. Ben o gece iki tane hastahg açtım. Ve bütün ekibi, akşam saat 9’da herkes evine gitmiş, bütün çalışma arkadaşlarımı çağırdım ofise, dedim ki ‘arkadaşlar bu gece savaşıyoruz, nereye giderse.’ İki tane hastagh açtım, birisi kriptohakimler, ikincisi de vatanınısevendefansagelsin diye. Çünkü ben biraz daha dili de biliyorum. İnsanların doğal olarak bir şeyin peşine nasıl takılırlar onu da biliyorum.

“ADALET BAKANI DEVREYE GİRDİ”

Bi girdim abi. Bannerlar hazırladım, videolar, abi baktım ki kitle bir türlü gelmiyor. Ve kendimi riske ederek, kendi resmi hesabımdan o tahliyeleri yapan 42. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bütün üyelerinin isimlerine kadar, sicil numaralarına kadar yayınladım. Ve bu adamlar bu gece devrim yapıyorlar, ihtilal yapıyorlar diye. Gece saat oldu 11, 12 Türkiye gündemine oturdu. Gece saat 2’de Adalet Bakanı çıktı açıklama yaptı. Saat 2,5’ta bir üst mahkeme kuruldu, İstanbul başsavcısı devreye girdi. 43. Ağır Ceza Mahkemesi kuruldu, tahliyelerin hepsini durdurdu, geri aldı.

“BEYEFENDİNİN YANINDAKİ ABİM ARADI”

Gece saat 3,5’ta çok değerli bir ağabeyim, beyefendinin de, yani Cumhurbaşkanımızın da yanında olan birisi aradı şöyle dedi: ‘Abdurrahman’ dedi, ‘Reis, senin bu hamleni çok beğendi. Bir de dedi ki ‘yahu işte böyle yapacaksın, bize zemin hazırlayacaksın ki siyaseten biz de hamle yapabilelim.’ Siyaseten zemin hazırlamak. Bu zemini oluşturmak. Eğer o gece bakan devreye girmemiş bir üst mahkeme kurulmamış olsaydı, ben ertesi günü hakimleri hedefe koyduğum için belki de cezaevine girecektim. Ama bu riski al ya.”

.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram