Başkent Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Ankara’ya gelen ve “Photographer” adlı sergisinin açılışına katılan ünlü fotoğrafçı Steve McCurry, son 30 yılda çektiği en çok bilinen 47 eserini bir araya getiriyor.
Dünyada “Afgan Kızı” fotoğrafıyla tanınan ve yaşayan fotoğraf efsanelerinden biri olan Steve McCurry, Ankara’ya geldi. Başkent Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Ankara’daki CerModern’de 14 Ağustos’a kadar görülebilecek “Photographer” adlı sergisinde son 30 yılda çektiği en çok bilinen 47 eseri bir araya getiren sanatçı, “Bence fotoğrafçılığın en iyi günleri henüz yaşanmadı. Artık dijital çağın içindeyiz ve geleceğin heyecan verici olduğunu düşünüyorum.” dedi.
KİMLERDEN İLHAM ALDI
Türkiye gazetesinden Murat Öztekin’in sorularını yanıtlayan McCurry, üniversite yıllarında sinematografi okuduğunu ve güzel sanatlar fotoğrafçılığı dersi aldığını hatırlatarak, “Durağan fotoğrafçılığa, kameramla etrafımda yaşanan hayatı gözlemleme imkânına âşık oldum. Ne olursa olsun bunu yapacaktım. Bunun için de seyahat etmeye karar verdim. Ayrıca Henri Cartier-Bresson, Walker Evans, Elliott Erwitt ve Dorothea Lange gibi büyük fotoğrafçılardan da ilham aldım; onlarda inanılmaz bir insanlık, zamanlama, ışık ve kompozisyon hissi vardı.” ifadelerini kullandı.
Ankara CerModern’de açılan Steve McCurry sergisi. (FOTOĞRAF: CERMODERN)
‘CEP TELEFONLARIYLA HARİKA PROJELER YAPILIYOR’
Geleneksel fotoğraf konusundaki ustalığına rağmen yeni tekniklere de açık olduğunu belirten ünlü sanatçı, “Cep telefonlarıyla harika projeler yapan fotoğrafçılar var. Yapay zekâ ile yaşanan değişim; müzik, resim, edebiyat ve diğer sanat türleri için de geçerli.” yorumunu yaptı.
‘FOTOĞRAFIN İMKÂNLARI SONSUZ’
McCurry, “Yani günün birinde fotoğraf, sanat olmaktan çıkar mı?” sorusunu ise, “Bence fotoğrafçılığın en iyi günleri henüz yaşanmadı. İşimizi daha iyi ve daha dramatik şekillerde ortaya çıkarabilecek yepyeni bir dizi imkânlar var. Artık dijital çağın içindeyiz ve geleceğin heyecan verici olduğunu düşünüyorum. Fotoğraf her zaman bir sanat biçimi olacaktır; imkânlar sonsuz…” sözleriyle yanıtladı.
MESLEK HAYATINDA UNUTULMAZ ANLAR
Birinci Körfez Savaşı’nın ardından Kuveyt’te çalışmanın unutulmaz ve sürreel bir tecrübe olduğunu kaydeden Steve MeCurry, “Irak ordusu arkalarında tam bir yıkım bırakmıştı. Yanan 600 petrol sahası, paniklemiş ve açlıktan kıvranan hayvanlar ve yüzlerce ölü Irak askeriyle dolu bir manzara… Cehennemin görüntüsü gibiydi.” şeklinde konuştu.
‘AFGAN KIZI’ İLE BÜTÜN DÜNYADA TANINDI
Sanatçı, ünlü “Afgan Kızı” fotoğrafını çekerken neler hissettiğine ilişkin “Güçlü bir portre olacağını biliyordum. Ancak öte yandan, diğer portre fotoğraflarını çekerken içinde olduğumla aynı hissiyattaydım” cevabını veriyor ve fotoğrafın, yapay zekâlı mobil kameralarla dolu bugünkü dünyada çekilse bile kesinlikle aynı tesire sahip olacağını söylüyor.” dedi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘İSTANBUL’DA ÖNÜME YENİ BİR DÜNYA AÇILDI”
İlk yurt dışı seyahatinin Londra’da başlayıp İstanbul’da sona erdiğini söyleyen Steve McCurry, “O zaman önüme yepyeni bir dünya açıldı. Türkiye, hem Doğu hem de Batı kültürlerini bir araya getiren, modernite ve geleneğin içinde eridiği canlı bir pota. Antik kültürlerin zengin tarihi, daha önce hiç görmediğim bir şeydi. O zamandan beri çok defa Türkiye’ye geldim.” şeklinde konuştu.
