Soylu, KHK’lı polislerin 2012’de kurduğu sistemi ‘biz yaptık’ diye tanıtmış

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kısa bir aradan sonra yeniden gündemde. Ama  bu kez suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları nedeniyle değil. Biliyorsunuz Peker’in iddialarına rağmen ne İçişleri Bakanı Soylu ne de yakınları ile ilgili herhangi bir adli soruşturma başlatılmadı. İddiaların hedefindeki Soylu ise şimdi Peker’e cevap vermek yerine, farklı ‘başarı öyküleri’yle kendisini gündeme getiriyor.

Son örneği geçtiğimiz hafta yaşandı. Soylu, katıldığı bir programda, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa yürüttüğü çalışma sonrasında, dünyanın en kaliteli “Yüz Tanıma Sistemi” programını yaptıklarını iddia etti ve  “Yüz tanımada sizi kimse geçmeyecek’ dedik. Şu anda bizim yüz tanıma programımız var. Amerika da dahil olmak üzere kimsenin bunun yanından geçtiğini düşünmüyorum.” diyerek iddialı bir çıkış yaptı.

BAKANLIK, YÜZ TANIMA SİSTEMİNE ‘MALİYETİ YÜKSEK’ DİYE ONAY VERMEDİ

Ancak emniyet kaynakları Soylu’nun bu iddialarının gerçek olmadığını ortaya koyuyor.

Kritik görevlerde bulunmuş bir emniyet kaynağının verdiği bilgilere göre, Yüz Tanıma Sistemi (YTS) ve Plaka Tanıma Sistemi (PTS), 2010 yılında emniyetin envanterine girdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi ve İstihbarat Dairesi, PTS ve YTS için yurtiçi ve yurtdışında bazı bilişim ve yazılım firmalarıyla alım görüşmesi yaptı. Ancak şirketler emniyetten sistem yazılımı için yüz binlerce dolar para talep etti. Yapılan görüşmeler sonrasında yüksek fiyatlar gerekçe gösterilerek, İçişleri Bakanlığı yazılımların alımına onay vermedi.

20 BİN DOLAR GİBİ KÜÇÜK BİR RAKAMA MAL EDİLMİŞTİ

Bunun üzerine 2011 yılında TEM Dairesi Başkanlığı’na getirilen Cihangir Çelik ve İstihbarat Başkanı Ömer Altıparmak özellikle YTS yazılımı için bilgisayar mühendisi ve yazılımcılardan oluşan özel bir ekip kurdu. Bir yılın sonunda Yüz Tanıma Sistemi 20 bin dolar gibi düşük bir rakama mal edildi. Sonra İstihbarat ve TEM Dairesi, ellerinden özellikle PKK/KCK, DHKP-C, MLKP , El Kaide ve IŞİD başta olmak üzere terör örgütü mensuplarının bilgi ve görsellerini sisteme yükledi. 2012 yılının sonu itibariyle sisteme örgütle irtibatlı binlerce kayıt girildi. Bu örgütlerin dışında sonradan sisteme organize gruplarla ilgili de bilgiler eklendi. Sonra YTS PTS ile entegre edildi. Türkiye’nin özellikle büyük şehirlerinde eylem hazırlığında olduğu düşünülen bazı şüpheliler bu sistem sayesinde yakayı ele verdi. Hatta Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da meydana gelen bazı eylemlerin failleri de YTS sistemi sayesinde ilk günde tespit edildi. Bu kapsamda 2013 yılında Amerikan Büyükelçiliği’ne giriş yaparken kendini patlatan DHKP-C saldırganı Ecevit Şanlı’da YTS sistemi sayesinde yakayı ele verdi.

Ancak Aralık 2013’teki yolsuzluk operasyonu sonrasında kadrolar lağvedilirken, sistemlerde devre dışı bırakıldı. İstihbarat ve TEM Dairesi’nin arşivleri silindi. İddiaya göre Yüz Tanıma Sistemi’nin devre dışı bırakıldıktan sonra IŞİD kadroları Ankara, İstanbul, Bursa, Suruç ve Diyarbakır’da bomba eylemi gerçekleştirdi. Hatta 2015’teki Ankara Gar saldırısında eylemi gerçekleştiren teröristlerin Gaziantep’ten Ankara’ya ellerini kollarını sallayarak geldikleri de yapılan incelemeler de ortaya çıktı.

KİM BİLİR YENİ DİYE EMNİYETE PAZARLAMIŞ DA OLABİLİRLER

Şimdi gelelim Soylu’nun açıklamalarına… Söz konusu sistem yeni kurulmadı. Soylu ve ekibi 15 Temmuz 2016 sonrasında KHK’larla emniyetten atılan kadroların uzun emekler sonrasında ortaya koyduğu yazılımları yeniden gündeme getirerek, kamuoyunun aklıyla dalga geçiyor. Bu sayede uzun süredir hem kendisi hem de personelleriyle ilgili basında çıkan olumsuz havayı değiştirmeye çalışıyor.

Kim bilir, belki de birileri eski bir programı yeni gibi gösterip, emniyete pazarlamasını da yapmış olabilir. Bu sayede de hatırı sayılır bir kazancın da sahibi olmuş olabilir..