Böylesi süreçlerin dayanışma ağlarının güçlendirilmesiyle aşılabileceğini vurgulayan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’nın cezaevinden gönderdiği mesajının tamamı şöyle:
“Bilgi, inanç, sabır ve dayanışma ile üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Korona Virüs tehdidini de kıyamet sendromuna dönüştürmeden aşacağız. Ama mutlaka aşacağız.
Bu sorunu panik havasında değil, bilime olan inancımızla, söylenenleri uygulayarak yapacağız. Böyle zorlu süreçlerde moralimizi yüksek tutarak aşacağız. Dayanışma ağını ilmik ilmik örerek aşacağız.
Böylesi zorlu bir süreçte öncelikle başta Amed olmak üzere her şehrimizde halk sağlığı komiteleri oluşturulmalı, dayanışmadan, bilgilendirmeye yürütülecek sivil çabalar organize edilmelidir. Halk komitelerini sendikalarımızla, KHK ile ihraç edilmiş sağlıkçı arkadaşlarımızla oluşturabiliriz. Onların deneyimleri ve birikimleri üzerinden halk sağlığına yönelik bir çalışma yürütülebilinir. Sadece bununla da yetinmeyelim. Tüm olanaklarımızı bir araya getirip, birlik ve dayanışmamızı her yaşamın her alanında ilerletelim. Sanal ortamdan, gençlik ve kadın çalışmalarına, yoksullardan engelli ve yaşlılarımıza tüm alanlarda destek ağlarımızı oluşturularak dezavantajlı tüm kesimlerin temel gıda ve hijyenik malzemelere ulaşmasını sağlayalım.
Halk komitelerini sendikalarımızla, KHK ile ihraç edilmiş sağlıkçı arkadaşlarımızla oluşturabiliriz. Onların deneyimleri ve birikimleri üzerinden halk sağlığına yönelik bir çalışma yürütülebilinir.
Kültür ve sanat çalışmalarımızı sokak ve balkon müziği olarak halkımıza moral vermek amacıyla kullanmalıyız. Amed coşkusuyla bu işin kalesidir. Çok dillilik esas alınmalı bütün kürt coğrafyası bu ağlarla bilgi ve deneyim paylaşımı yapmalıdır. Kalabalıklar halinde değil, her sanatçımız, her bireyimiz kendi çabaları ile başta Amed olmak üzere tüm coğrafyamızda Newroz coşkusuyla özgürlük ve dayanışma türkülerini söylemeli ve söyletmelidir. Amed her zaman direniş türkülerini çığırdı bu defa da çığıracağına inancım tamdır.
Kapitalist modernitenin bize dayattığı sağlıksız yaşama karşı demokratik modernitenin sağlıklı yaşamı savunalım. Doğal ürünleri kullanalım. Evlerimizde sirke yapalım; bu sirkeler doğal olduğundan hijyeniktir de. Bu sirkeleri sadece yemeklerde çeşni niyetine değil, gıdaların ve ortamların temizlenmesinde de kullanalım. Temiz hava şart diyerek bulunduğumuz kapalı ortamları sık sık havalandırırken, günde beş ya da on dakika kalabalık ortamlarda olmamak şartıyla güneşlenelim.
Kapitalist modernitenin bize dayattığı sağlıksız yaşama karşı demokratik modernitenin sağlıklı yaşamı savunalım.
Bu salgınların altında yatan nedenlerin başında kapitalist modernitenin bizlere dayattığı yaşam koşulları bulunmaktadır. Buna karşı bizler dayanışmayı örgütleyerek, birlikteliğimizi güçlü tutarak tüm bu sorunların üstesinden gelebiliriz. Bu çağrı tüm Kürt coğrafyasınadır. Bu çağrı Mezopotamya’dan, Anadolu’yadır. Biz halkız. Birliktelik ve dayanışma ile, umut ve inanç ile, emek ve adalet ile, mücadeleyi büyütüp, bu zorlu günleri de aşacağız.”
