Seçiyorum, kayyum atanıyor; demokrasi bunun neresinde?

KRONOS 17 Mayıs 2020 GÜNDEM

Ender İmrek, Evrensel: Bir dönemin “mağduru” olmakla politika yapanların, “Seçimle gelen seçimle gider” diyenlerin, bugün eleştiride bulunan muhalefeti darbecilikle suçlayanların askeri darbe döneminin uygulamalarına sığınmış oldukları bir dönemdir yaşadığımız. İçişleri Bakanının emriyle kayyum atanan HDP’li belediye eş başkanlarının evleri de basıldı. Sabah kalkıp belediyedeki görevine gidecek olan başkanların kapıları pencereleri kırılarak evlerine girildi, gözaltına alındılar. Halkın tepki göstermek için sokağa çıktığı her yerde gaz bombaları atıldı, basın açıklamasına bile tahammül göstermediler. Daha ne olsun! Bundan daha başka nasıl bir görüntü darbe dönemleriyle eşleşebilir. Ve böylesi bir zamanda tepki gösterilmeyecekse ne zaman!

Murat Sabuncu, T24: Ahmet Türk’ü dinlerken düşünüyordum. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi-insan hakları sorunu, demokrasi-insan hakları bu kadar ağır yaralıyken Kürt sorunu, çözülemez. Ancak bu kadar ötekileştirmeye, kutuplaştırmaya rağmen Ahmet Türk’ün, memleketin Türk milliyetçiliği üzerinden siyaset yapan iki partinin genel başkanına, Bahçeli’ye ve Akşener’e uzattığı el önemlidir. 50 yıldır siyasetin içinde olan ve hep bir arada yaşamayı, barışı savunan Ahmet Türk’ün elini havada bırakmamak gerekir. Türkiye’de yaşayan milyonların “umudu görme” talebi ve isteği hep sürecek.

Erol Katırcıoğlu, Yeni Yaşam: “Türkiyelileşme”, Türkiye’de yaşayan farklı etnik, kültür ve inanç kesimlerinin birliğini sağlamak ve böylelikle, herkesin eşit koşullara sahip topluluklar olarak birlikte yaşamalarını mümkün kılmak amacının adıdır. Nitekim bu çerçeveden bakınca Türkiye’de “Türkiyelileşmiş” tek partinin HDP olduğu kendiliğinden anlaşılır. Yine kendiliğinden anlaşılması gereken bir diğer husus ise HDP dışında hiçbir partinin Türkiyeli olmadığı, yalnızca Türkiye’de yaşayan belirli kimliklerin partileri oldukları gerçeğidir.
Kürtlerin “statü talep etmek” şeklindeki mücadeleleri olmasa Türkiye’de demokrasi yerine otoriter yönetimlerin olacağı çok açıktır. Nitekim her on yılda bir eğer bu ülkede demokratik talepler darbelerle karşılanmışsa bu tarihsel gerçek bize bir şey söylüyor demektir. O da şudur: Bugün bu ülkede gerçek anlamda bir özgürlük ortamının olabilmesi Kürtlerin mücadelelerine destek veren başta Türkler olmak üzere diğer ezilen kimliklerin birlikte olabilmeleriyle mümkündür. HDP ise bu mücadelenin adıdır.

Fadıl Öztürk, Artı Gerçek: Biz birbirimizin dünya yüküyle sokaktan geçen haliyiz; Cezaevinden dışarıya mektup yazan hali, görüş yerinden dönerken ayakları eve getirmeyen hali; İnşaattan düşmüş birinin kendi cesedine herkesin içinden bakan hali; Yazdığı haberle içeri atılan gazetecinin haber olmayan hali; Çocuğunun gözleri önünde kocası tarafından bıçaklanarak öldürülmüş kadının hali; Ermeni’nin, Kürd’ün katledilmiş hali; Rum’un mübadili, Çerkes’in döksen kap tutmaz haliyiz. Birbirimize tutunamazsak kayıp elden düşerek paramparça olacak haliyiz hayatın. Birbirimizin varlığıyla sınanmış, yokluğuyla inkâr edilmiş haliyiz. Biz birbirimizden yapılmışız…

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/160520kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com