‘Şap beni, şup beni… Manyak manyak işler’: Bir Cüppeli Ahmet portresi

Aslında AKP iktidarının ‘hocası’ olmak istiyordu Cübbeli Ahmet Hoca. Ancak Mahmut Hoca’dan Hayrettin Karaman’a o kadar çok rakibi vardı ki... Tam bu dönemde ‘derin’lerin radarına da takılınca kendini dinsel magazine verdi: Öp beni, yala beni, şap beni, şup beni manyak manyak işler…

FİKRİ DOĞAN 20 Şubat 2022 PORTRE

Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü

Anadolu’yu bilenler iyi bilir. Hoca kısmının azıcık okumuş yazmışına ‘Derin Hoca’ derlerdi eskiden. ‘Falanca yerde derin bir hoca varmış, alimallah okuyunca yeri yerinden oynatıyormuş’ benzeri sözlerle yad edilirlerdi. Bu derin hocalar kalmadı ne hikmetse. Teknoloji gelişti iletişim çağına geçtik ondan mıdır, derinlik kayboldu ondan mıdır, çekildiler ortalıktan. Hocalar vardı ama aslında bilirdik ki, ‘derin’ denilen bu hocaların bir kısmı muskacının önde gideniydi. Kimi ‘göbeğe’ yazı yazar kimi de öğrendiği 3-5 dini bilgiyle geçimini sağlardı! Dedik ya pek kalmadılar artık.

BEYAZ HOCA VARDI BİR ZAMANLAR ‘YARI ÇIPLAK NAMAZ KILINABİLİR’ DERDİ 

Şimdilerde devletin ‘derin’ hocaları pek makbul. 28 Şubat dönemini hatırlayanlar iyi bilir. Beyaz Hoca vardı meşhur. Hangi ilmine binaen bilinmez ama Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine dekan atanmıştı kendisi. Zekeriya Beyaz Allah’ın her günü ekranlarda arz-ı endam eder, her konuda fetva buyururdu. Takvim Gazetesi’nde de ‘Beyaz Hoca Yazıyor’ diye bir köşesi vardı. Bir gün ‘Kurbanda tavuk kesilir’ derdi. Öteki gün ‘Kadınlar belden yukarısı çıplak namaz kılabilir’ Ama en çok da başörtüsünün dinde yerinin olmadığına ikna etmeye çalışırdı vatandaşı. Eee devir 28 Şubat süreciydi. Devrin muktedirlerinin ‘mütedeyyin’ halkı bazı şeylere ikna etmesi gerekiyordu. En azından zihin bulandırması gerekiyordu hocaların. Sonradan o günler geçti gitti. Ne Beyaz Hoca kaldı ne de 28 Şubat’ın muktedir generalleri. Şimdilerde demans hastalığına yakalanmış Zekeriya Beyaz. Söylenenlere göre evde eşini kızını bile tanımıyormuş. Ne diyelim Allah şifasını versin.

YANMAZ KEFENDEN RÜYADA PEYGAMBER GÖSTEREN TERLİĞE YOK YOK

2002’de seçim oldu, AKP iktidara geldi. Haliyle yeni muktedirlere de ‘derin’ hocalar gerekti. Allah’ı var Hayrettin Karaman, bayrağı yere düşürmeden kaptı. Neredeyse 20 yıla yakın zamandır da iktidarın fetvacı başı olarak maşallah her başı sıkıştıklarında imdatlarına koşuyor. Karaman Hoca’nın da İslam alimlerini mezarında ters çeviren fetvaları yok değil. Amma Hayrettin Karaman bugünün konusu değil. Biz azıcık daha derine ineceğiz bugün. Cübbeli Ahmet fenomenine parmak basacağız.

Cübbeli Ahmet, tam adıyla Ahmet Mahmut Ünlü, Zekeriya Beyaz’ın tam karşılığıdır. Amma şimdi günahını almayalım. Beyaz Hoca tüccar değildi. En azından bizim bildiğimiz kadarıyla tüccarlığı yoktu. Görev adamıydı o. Cübbeli, sağlam tüccardır hakkını verelim. Yanmaz kefenden, ‘Peygamberi rüyada gösteren’ terliğe, Sakal-ı Nebi’ye dokunduktan sonra şişelenmiş sudan bilmem neye kadar her türlü ticaret Cübbeli’nin elinden gelir.

Kimdir peki bu Cübbeli Ahmet Hoca? Bu ‘derinlik’ nereden gelir? Azıcık karıştıralım bakalım neler çıkar altından. Cübbeli Ahmet Hoca namıyla maruf Ahmet Mahmut Ünlü, 1965 yılında ‘dinci’nin harman olduğu İstanbul Fatih Çarşamba’da doğdu. Söylenene göre Ahmet Mahmut Ünlü’nün babası Yusuf Bey, aslen Göreleli bir ailenin çocuğuydu. Ünlü ailesinin kökeni taa Buhara’ya kadar dayanıyordu. Yusuf Ünlü, o yılların meşhur sanayicilerindendi. Türkiye’nin en büyük tel fabrikasının sahibiydi Yusuf Ünlü.

KENDİ İFADESİYLE DAHA 4 YAŞINDAYKEN ‘CÜBBE DE CÜBBE’ DİYE TUTTURDU

Baba Yusuf Ünlü, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun liderliğindeki İsmailağa Cemaati’ne bağlıydı. Ahmet Mahmut’u da daha çocuk yaşta ‘eğitmesi’ için Mahmut Hoca’ya teslim etti. Kendi ifadelerine göre daha 4 yaşındayken ‘Cübbe de cübbe’ diye tutturan Ahmet Mahmut’a daha o zaman ‘Cübbeli’ demeye başladılar. Ahmet Mahmut, Mahmut Hoca’nın ‘özel’ talebelerinden biriydi. Daha 13-14 yaşlarında Fatih’te verdiği ateşli vaazlarla tanınmaya başladı. 1980’e kadar hem eğitime hem de vaazlara devam eden Cübbeli Ahmet, 1980’de ‘ilmi icazet’ini aldı. 17 yaşında hacca giden Cübbeli, ‘şeker hastalığı’ sebebiyle askerlikten muaf tutuldu.

Cübbeli Ahmet, 1990’lı yıllarda İstanbul Bahçelievler Yenibosna semtinde bulunan Aksa Camii’nde ve Fikirtepe Onikiler Camii’nde, Ümraniye Ihlamurkuyu Merkez Camii’nde verdiği vaazlarla kendi cemaatini genişletti.

YURDUM İNSANI MAGAZİN SEVİYORDU, DİNİ MAGAZİNİN KRALINI YAPTI

Yıllar 17 Ağustos 1999’u gösterdiğinde Marmara bölgesi 7,4’lük depremle sarsıldı. Resmi rakamlara göre 22 bin, iddialara göre 40 bin insan hayatını kaybetmişti. Tam da o günlerde Cüppeli Ahmet çıktı ve ‘Marmara Depremi insanlar zina yaptığı için oldu’ deyiverdi. Artık haber bültenleri Cübbeli Ahmet haberlerinden geçilmiyordu. Cübbeli Ahmet uzatılan bir mikrofona, ‘’Bana diyorlar ki: ‘Eee hocam depremde camiler de yıkıldı. Yıkılan caminin adı ne? Nimet Abla Camii. E Spor Toto’dan cami yaparsan yıkılır tabi.’’ bile diyordu. Cübbeli Ahmet, ‘halkı kin ve nefrete teşvik’ suçuyla yargılandı ve 13 ay kadar hapis de yattı. Ancak Cübbeli, soyadı gibi ünlü olmanın yolunu bulmuş gibi görünüyordu. Bu ne ilk ne de son çıkışı olacaktı. Yurdum insanı magazini seviyordu ve Cübbeli Ahmet de ‘dini magazin’in kralını yapıyordu.

2006 yılında İsmailağa Cemaati bir cinayetle sarsıldı. Camianın önde gelen isimlerinden Bayram Ali Öztürk, caminin içinde bıçaklanarak öldürüldü. İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı Genel Sekreteri Zekeriya Yücedal, katilin Cübbeli’nin etrafına topladığı ‘ipsiz sapsız’ tiplerden biri olabileceğini açıkladı. Cinayetin ardından yakalanan katilin Cübbeli Ahmet’in cemaatinden olduğu anlaşıldı. O devirde Cübbeli Ahmet’in Mahmut Hoca’nın yerine oynadığı konuşuluyordu ve öldürülen Bayram Ali Öztürk, Cübbeli’yi istemeyenlerin başında geliyordu.

BİR MÜRİDİ ‘JET-SKİ’YE BİNDİ, TUNUS GECESİNE DE KATILDI’ DEDİ GAZETELERE

Yıllar yine 2006’ydı bu kez Cübbeli Ahmet’in Jet-Sky üzerinde görüntüleri döküldü ortalığa. İddialara göre Cübbeli bir müridiyle Avrupa turuna çıkmıştı. Alpler’de gezdikten sonra Malta’ya geçen Cübbeli müridinin arkasında Jet-Sky keyfi yaparken görüntülenmişti. Medya haliyle işin peşine düştü. Ardından ismi açıklanmayan mürit, yaşadıklarını sayfa sayfa gazetelere anlatmaktan çekinmedi. ‘’Ben gittiğim tatil yörelerinde jet Sky’ye biniyorum. Onu da davet ettim, bindi. Zaten eğlenceli şeyleri denemeyi sever. Kendisi yabancı kadınlarla bir arada olmamayı öğütler, ama tatillerimizde genelde kadınlı erkekli plajlarda denize girmekten kaçınsa da oralarda dolaşır.’’ diyordu müridi. Asıl can alıcı iddiaları ise Tunus seyahatiyle ilgiliydi. ‘’Tunus’ta gittiğimiz turda, bir ’Tunus gecesi’ düzenlendi. Dansözler çıktı, onları seyretmedi. Ama Arapça bildiği için bir şekilde onların telefon numarasını aldı ve onları Türkiye’ye davet etti. Onları burada 2 gün ağırladı. Cübbeli’nin paraya ve kadına karşı zaafı var. Cemaatten arkadaşları kendisine Moldovyalı bir kız getirmişler. Kendisi nikáh yapıyor, beğenmedim deyip ertesi gün boşuyor. Buna muta nikáhı mı dersiniz, beğenmeyip ertesi gün boşadım nikáhı mı dersiniz, bilmem. Eşleri bilmiyor, bilseler buna asla müsaade etmezler.’’ diye bitiriyordu cümlelerini.

SORUŞTURMAYA GÖRE KADINLAR İÇİN ‘SEYYİT’ KODUNU KULLANIYORDU

Cübbeli Ahmet’in adı 2011’de bir çete operasyonunda geçti. Fuhuş videoları ortalığa saçıldı. Karagümrük çetesine yapılan operasyonda Cüppeli Ahmet de dinlemeye takıldı. Müridinin ifadesiyle ‘para ve kadına’ düşkün olan Cübbeli Ahmet için, Fas’tan Kazakistan’a oradan Ukrayna’ya kadar pek çok ülkeden kadınlar getiriliyordu. Fuhuş için getirilen kadınlar için ‘seyyit’ kod adı kullanılıyordu. Cübbeli, kadın organizasyonunu yapan müritlerine ‘seyyitler geldi mi?’ diye soruyordu. ‘Fuhuş amaçlı insan ticareti, tehdit, şantaj ve mafya ile ilişki kurmak’ suçlamalarıyla gözaltına alınan Cübbeli Ahmet, tutuklandı.

Aralık 2012’ye kadar hapis yatan Cübbeli Ahmet’in hapishane arkadaşı ise şike operasyonunda tutuklanan Fenerbahçe eski Başkanı Aziz Yıldırım’dı. Cübbeli Ahmet ve Yıldırım’ın hapishane maceraları uzun süre spor ve magazin basınının gündemini meşgul etti. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası AKP iktidarı yargıyı hallaç pamuğu gibi attıktan sonra da Cüppeli’nin beraatine karar verildi. Hapis yattığı dönemde ‘Fethullah Gülen Hocaefendi bana imzalı kitaplarını gönderdi. Duygulandım ağladım. Bana bu operasyonu onlar yapmadı’ diyen Cübbeli, beraatini alınca modaya uydu tabii ki. Fuhuş operasyonunun kendisine Gülen cemaati tarafından yapıldığını iddia etti.

ASLINDA AKP İKTİDARI’NIN HOCASI OLMAK İSTİYORDU AMA RAKİBİ ÇOKTU

Şahsi fikrimi sorarsanız, Cübbeli Ahmet, aslında AKP iktidarının ‘hocası’ olmak istiyordu. Ancak Mahmut Hoca’dan Hayrettin Karaman’a o kadar çok rakibi vardı ki, bunun mümkün olmadığını kısa sürede anladı. Tam da bu dönemde ‘derin’lerin radarına takılmıştı. O da iktidarın hocası olamayınca Alparslan Kuytul’un ifadesiyle ‘siyah gözlüklülerin hocası’ olmayı tercih etti. Bütün yapması gerekense, dini magazinleştirmekti. O gün bu gündür çıktığı her televizyon programında, verdiği her vaazda görevini hakkıyla yerine getirdi. Çok mu abartıyorum sizce? Buyurun o zaman Cüppeli’den inciler bölümüne geçelim siz de bakın haksız mıyım?

‘Satranç oynayanlar insanların en yalancısıdır. Oynayanlar lanetlenmiştir, izleyenler de domuz eti yemiş gibidir’ vecizesi Cüppeli Ahmet’e ait.

YANMAYAN KEFENLER ÇARŞAMBA’DAKİ DÜKKANDA HAZIR, KADIN ERKEK FARKLI…

‘Yanmayan Kefen’ rezaleti hepinizin malumu. Hani Cübbeli Ahmet’in cemaatine yanmayan kefen sattığı ile ilgili haberleri hepiniz okumuşsunuzdur. Bu iddiaları, ‘İstismarcılar yapıyor benim haberim yok’ diyen Cübbeli Ahmet’in bir vaazında, ‘’Yazılırsa, o kişi mezarında korkmaz, kabrine cennetten bir pencere açar, cennet bahçelerinden bir bahçe yapar. Bu rivayetle amel etmek isteyenler, önceden yazdırmalı, yakınlarına da vasiyet yapmalı. Kefenin yerini de öğretmeli ki çünkü onlar telaştan başka bir kefen bulurlar. Bu isimlerin hepsi bu kefende mevcuttur. Biri kağıda yazılıdır, kişinin göğsüne konulacak. Biri kefene yazılıdır, biri de ceylan derisine yazılıdır. Bu da size gelmiştir. Çarşamba’daki dükkânda hazır olmak üzere. Belki de hazırlanmıştır, sorarsınız. Kadın ve erkek farklıdır. Hepsi aynı değil’’ dediği ortaya çıktı.

SAKAL-I ŞERİF’E DEĞEN (!) SUYU DA ŞİŞİLEYİP SATTI

Devam edeyim mi? Cübbeli ilmini (!) paraya çevirmekte kararlıydı. Nalın-ı Şerif denilen Peygamberimizin sandaletinden yaptıran Cübbeli Ahmet cemaatine, ‘’ Bu sandaleti kullananlar rüyalarında peygamberimizi görecekler. Azgınların saldırısından, düşmanların galibiyetinden, şeytanların şerrinden, sihir ve büyülerin ulaşmasından emin olacaklar’’ diyordu. Meraklısı için internette duruyor vaazının kayıtları. Bitti mi bitmedi tabii ki. Bir su şişeleme tesisinde boy gösteriyordu Cübbeli. Tonlarca su, bir aparatın ucuna takılı olan güya Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif’ine değiyordu. Sakala değen su da şişelenip satılıyordu. Çünkü o su artık mübarek bir suydu.

Şifa ayetlerini okuyup eline üfledikten sonra elini cinsel organına sürünce ‘boğa gibi’ güçlü olacaklarını cemaatine öğütleyen yine Cübbeli Ahmet’ti.

Sırat Köprüsü’nden geçerken ‘Ben Nakşibendi tarikatının Halidi kolundanım’ deyin size dokunmazlar buyuran da Cübbeli’ydi. ‘’Azrail, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun canını almaya geldi, Mahmut Hoca onu azarlayıp geri gönderdi’’ diyen de.

‘Barbie bebekler insanı tahrik ediyor’ ya da ‘Babanın 7 yaşındaki kızını kucağına alıp sevmesi caiz değildir’ kepazeliklerini de bırakayım buraya da arada kaynamasın.

DİNSEL MAGAZİNDE KENDİNİ AŞTI: ÖĞ BENİ YALA BENİ, ŞAP BENİ…

Cennetten müritlerine 3’er 5’er huri dağıtan Cübbeli Ahmet, çok ünlüydü artık. Cemaati milyonları, serveti milyarları bulmuştu. Ama onun durmaya niyeti yoktu. Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz’le birlikte devre mülk satışına giren Cübbeli Ahmet, Jet Fadıl her zamanki gibi paraları alıp ortadan kaybolunca ortada kalmıştı mesela. Cemaatine devre mülkten almaları için fetva veren Cübbeli, ‘kandırıldığını’ iddia ederek işten sıyrılmayı başardı. Ancak dolandırılanların, ‘Jet Fadıl otelinde Cübbeli’nin görüntülerini çekip şantaj yaptı’ iddialarına sessiz kalmayı tercih etti mesela.

Evvelki hafta Saadet Partili Karaduman’ın İsrail çıkışına köpüren Cübbeli, önceki gün de Tarkan’ın çok konuşulan ‘Geçcek’ şarkısı için ‘Sokak ağzı’ falan diyerek gündeme geldi. Maşallah gündemde kalmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Cübbeli Ahmet artık dinsel magazinde kendi ile yarışıyor.

Ya da nasıl diyordu sosyal medyada çok popüler olan kendi videosunda:

Öp beni, yala beni, şap beni, şup beni manyak manyak işler…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com