Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan, son olarak Tatvan’da 11 askerin ölümüyle sonuçlanan kazaya sebep olan Cougar helikopterlerinin dağlık arazi ve muharebe koşulları için uygun olmadığını vurguladı. Aydoğan, “AB Gümrük Birliğine girmek için de rüşvet olarak bu Fransız helikopterleri alınmıştır” dedi.
Bingöl’den Bitlis’te giden Cougar tipi helikopterin kaza yapması sonucu 11 asker hayatını kaybetmiş, 2’si ise yaralanmıştı. Kazanın ardından bu tip helikopterlerin karıştığı kazalar da Türkiye’nin gündemine oturdu. Daha önceki Cougar kazalarında 28 asker hayatını kaybederken, Tatvan kazasıyla bu sayı 39’a yükseldi.
Konuyla ilgili kişisel internet sitesi ‘sehriyar’da “Helikopter” başlıklı bir yazı yazan Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan, dikkat ekici iddialarda bulundu. Türkiye’de kullanılan Cougar helikopterlerinin 20 tanesinin 1993 yılında Fransa’dan satın alındığını, 30 tanesinin de 1996 yılından itibaren TUSAŞ tesislerinde lisanslı olarak üretildiğini hatırlatan Aydoğan, “Yani bu helikopterler 25 yaşındadırlar. Ancak sorun olan sadece bu helikopterlerin yaşı da değildir” dedi.
TSK ALIMA KARŞI ÇIKMIŞ
Fransız Cougar helikopterlerinin alımının ilginç olduğunu kaydeden Osman Aydoğan, “Zamanında Türk hükümeti bu Cougar helikopterlerini almak istediğinde bu isteğe Genelkurmay Başkanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Hava Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Kara Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe bu helikopterleri bizzat kullanacak olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kara Havacılık Dairesi karşı çıkmıştır” dedi.
“ARAZİ VE MUHARABE KOŞULLARINA UYGUN DEĞİL”
Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan yazısında, Cougar helikopterlerinin üretim amacının geri bölgede taşımacılık olduğunu kaydederek, “Bu karşı çıkışın nedeni Cougar helikopterlerinin kötü, kalitesiz veya işe yaramaz olduğu için değildir. Cougar helikopterleri sınıfının neredeyse en iyi helikopteridir. Ancak bu Cougar helikopterlerinin üretim ve kullanım amaçları farklıdır. Çünkü bu Fransız Cougar helikopterleri dağlık arazide, yüksek rakımlarda, olumsuz hava koşullarında icra edilecek operasyonlarda kullanılmak için üretilmemiştir. Cougar helikopterlerinin fiziki silueti büyük ve yüksekliği fazladır. Fransız Cougar helikopterleri esas olarak Fransa’da barış koşullarında havaalanları arasında yolcu transferinde kullanılmak, muharebe koşullarında ise geri bölgede personel taşımak için üretilmiştir. Cougar helikopterleri, anlattığım gibi barış koşulları şartlarında, muharebede ise geri bölgede personel taşıma maksadıyla üretildiği için bu helikopterlerin füze koruma sistemi de yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
“AB GÜMRÜK BİRLİĞİNE GİRMEK İÇİN DE RÜŞVET OLARAK FRANSIZ HELİKOPTERLERİ ALINDI”
Aydoğan’ın yazısından ilgili bölümler şöyle:
“Fransız Cougar helikopterleri alındığında zamanın Başbakanı Tansu Çiller’dir. Zamanın Savunma Bakanı Nevzat Ayaz’dır. Türkiye o zaman (1993) AB Gümrük Birliğine girmek istemektedir. Kanaatim odur ki nasıl ki NATO’ya girmek için ABD’ye rüşvet olarak Kore’ye asker gönderilmiş ise AB Gümrük Birliğine girmek için de rüşvet olarak bu Fransız helikopterleri alınmıştır.”
“HAVA KUVVETLERİ KABUL ETMEDİ, KARA KUVVETLERİ’NE TESLİM EDİLDİ”
“Helikopterler alındıktan sonra bu helikopterleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı almak istememiştir. Bu nedenle Cougar helikopterleri Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı da bu Fransız Cougar helikopterlerinin özelliklerini bildiğinden iç güvenlik harekât bölgesine değil de Ege Ordu Komutanlığı Hava Alayının envanterine dâhil edilir… Sorulacaksa eğer, sorulması gereken soru, Cougar helikopterlerinin bu özellikleri bilindiği halde neden satın alındığı ve neden Doğu’daki birliklerde kullanıldığıdır?”
“ASKER SÖZÜ DİNLENMEYEREK COUGAR ALINDI, YİNE ASKER SÖZÜ DİNLENMEYEREK S-400 ALINDI”
“Yazılarımda hep tarihin tekerrüründen bahsederim ya. Nasıl ki zamanında asker sözü dinlemeyerek zamanın hükümeti tarafından Fransa’dan Cougar helikopteri alınarak Türkiye’nin başına iş açılmışsa, şimdi de yine asker sözü dinlemeyerek Rusya’dan S-400 füzeleri alınarak yine Türkiye’nin başına iş açılmıştır. Sanki asker bu ülkenin askeri değil de…”
