Rusya ile Batı arasında yeni savaş: Sputnik-V aşısı ne kadar güvenilir?

Ruslar belli ki, “Sputnik uzayda çığır açtı, Sputnik-V ise şimdi de tıpta çığır açacak” şiarı ile piyasaya çıkmaya karar verdiler. Burada bir halkla ilişkiler, bir imaj hedefi de var. Bu etkinin Rusya'ya ekonomik anlamda ne gibi bir getirisi olacağını zaman gösterecek.

ALİN OZİNİAN 18 Ağustos 2020 HABER ANALİZ

Rusya’nın “Sputnik-V” koronavirüs aşısı “tescil edilen” ilk aşı oldu. Her ne kadar Batı, aşının aceleye getirildiği gerekçesiyle Rusya’yı eleştirse de imaj savaşının galibi Putin olabilir. Aşıda sorun çıkarsa Rusya, SSCB’den bu yana teknoloji ve tıp alanında verdiği savaşta büyük bir mağlubiyet de yaşayabilir, bunu zaman gösterecek.

Rusya’nın geliştirdiğini açıkladığı aşıya şu anda şüphe ile yaklaşılmasının tek sebebi 3. fazdan geçmemiş olması. Aşı çalışmalarında sağlıklı gönüllülere aşının uygulandığı ve etkilerinin gözlemlendiği üç faz var. İlk fazda onlarca, ikinci fazda yüzlerce, üçüncü fazda ise binlerce kişi üzerinde testler yapılıyor. Üçüncü faz, ülkelerdeki çeşitliliği daha sağlıklı temsil edebilmesi için farklı yaş gruplarını, farklı sağlık problemi olan insanları, hatta hamileleri ve bebekleri de kapsıyor. Uzmanlar, 3. fazının muhtemel etkilerinin gözlemlendiği en kritik kısım olduğunu belirtiyor.

BATI PANİKLİYOR MU?

Dünya Sağlık Örgütü yeni aşının ne kadar güvenli ve etkili olduğunu değerlendirmek amacıyla Rusya hükümetiyle temas halinde olduklarını kaydetti. Batı’dan en sert tepki Almanya Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn’dan geldi. Spahn, amacın önemli olanın ilk olmak değil, güvenli ve denenmiş bir aşı sunmak olduğunu söyledi.

Ünlü epidemiyolog Gideon Meyerowitz-Katz, Guardian gazetesinde yayınlanan makalesinde, aşının 1. ve i2. aşamalarıyla ilgili test kayıtları olsa da 3. aşama testlerine başlandığına dair bir kanıt olmadığını bunun ise, “aşının gerçekten işe yarayıp yaramadığını kimsenin bilmediği anlamına geldiğini” belirtti. Rus aşısı ile aşılanan kişilerde antikorlar olduğunu ancak bunların uzun süre dayanıp dayanmayacağını bilmediklerini, bağışıklık sisteminin karmaşıklığı düşünülürse, Rus aşısının belki gerçekten etkili olacağını ama belki sadece iki hafta boyunca bir bağışıklık tepkisi üreteceğini yazdı.

ABD’de Dış İlişkiler Konseyi’nde Küresel Sağlık Programı Direktörü Thomas Bollyky ise Associated Press haber ajansına yaptığı açıklamada, “Uygun şekilde test edilmeyen aşılar, sağlık üzerinde olumsuz bir etkiyle birlikte yanlış bir güvenlik duygusu yaratabilir. Dahası, aşılara olan güveni de zayıflatabilir” dedi.

Sağlık uzmanlarının ve otoritelerin ilk tepkisi ve eleştirileri kuşkusuz insanların sağlığı ve durumun kritikliği göz alınarak yapıldı, lakin sağlık alanında hala Batı ve Rusya arasında bir çekişme yaşandığını ve Rusya’nın bu alanda oldukça iddialı olduğunu görmezden gelmek yanlış.

Dünyada aşı çalışmalarını sürdüren şirketler, düzenleyici kurumlardan gerekli onayı alır almaz üretime geçebilmek için imalat kapasitelerini artırmaya çalışıyorlar. Bu çabaların büyük kısımın ABD hükümeti tarafından da maddi ve maneci olarak desteklendiği biliniyor. ABD’li uzman Fauci, “on milyonlarca” doz aşının 2021’in ilk aylarında hazır olmasını beklediğini birkaç kez dile getirdi. Fauci, bu sayının 2021 sonuna kadar 1 milyarı bulmasını ümit ediyor. Moderna, AstraZeneca ve Pfizer Inc. dahil bazı şirketler ise gelecek yıl tek başlarına 1 milyar doz aşı üretebilmeyi planlıyor. Bu da Fauci’nin hedeflediği gibi, 2021 sonunda birkaç milyar doz aşının hazır olması anlamına geliyor.

NEDEN SPUTNİK?

Rus aşısının başarılı olması Fauci’nin dile getirdiği tüm bu planları bir anda alt üst edebilir. Batı’nın tepkisini anlamaya çalışırken bunları da hatırlamakta yarar var. Rusya’nın Korona aşısının adı tam anlamıyla “Soğuk Savaş günlerdeki meydan okumaya devam” niteliğinde. 1957 yılında Batı ve Rusya’nun “Kosmos Savaşları” sırasında uzaya gönderilen ilk Sovyet uydusunun ismi olan Sputnik, o yıl SSCB’nin uzayda teknolojik üstünlük sağlama yarışının da startını vermişti. ‘‘Sputnik-V’’ adı verilen aşıdaki “V”, İngilizce’de aşı anlamına gelen “vaccine” kelimesinin ilk harfi.

Sputnik, Rusça “S-put-nik” ek ve kelimelerinden oluşuyor, s: birlikte ön eki, put: yolculuk, nik: yapan eki – olarak tarif edilebilir, kısaca Sputnik, “birlikte dolaşan – uydu” anlamına geliyor.

Ruslar belli ki, “Sputnik uzayda çığır açtı, Sputnik-V ise şimdi de tıpta çığır açacak” şiarı ile piyasaya çıkmaya karar verdiler. Burada bir halkla ilişkiler, bir imaj hedefi de var. Bu etkinin Rusya’ya ekonomik anlamda ne gibi bir getirisi olacağını zaman gösterecek. Rus Kommersant gazetesine bir demeç veren Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kiril Dimitrijev’in sözlerine bakılırsa, 20’den fazla ülke “Sputnik V” aşısına ilgi duyduklarını şimdiden bildirmişler. Dimitrijev, Latin Amerika, Ortadoğu ve Asya’dan bazı ülkelerle görüşmeler yapıldığını söylüyor.

Rus Siyasi Danışmanlar Birliği Başkanı Aleksey Kurtov ise Deutsche Welle’ye verdiği demecinde, aşının tescil edilmesini Rusların uzayda çığır açmasına benzeterek ”Aşıyı ilk geliştiren, gerek devlet erkânın gerekse sıradan vatandaşın gözünde kazanan olur. Bu Putin için kişisel bir zafer oldu” diyor.

SİBER SALDIRI İDDİASI

Geçen ay, İngiltere, ABD ve Kanada güvenlik servisleri, Rus bilgisayar korsanlarının, muhtemelen bilgi çalma niyetiyle Covid-19 aşısının geliştirilmesinde yer alan çeşitli kuruluşları hedef aldığını açıklamıştı. İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC), The Dukes veya Cozy Bear olarak da bilinen APT29 adlı grubun Rus istihbarat servislerinin bir parçası olduğundan emin olduklarını belirtmişti.

Rusya’nın İngiltere Büyükelçisi Andrei Kelin, BBC’ye yaptığı açıklamada suçlamayı reddetmişti. Burada ilgi çekici olan, aşının “çalıntı” olabileceği iddiası dillendirilirken, Rusların, Batı’nın bilgilerini “sızabilmeleri” kısaca, bu anlamda bir yarışta da Batı’nın önüne geçmeleri olarak görülebilir.

RUSYA SAĞLIK BAKANLIĞI AŞIDAN EMİN

Rusya Sağlık Bakanlığı ise eleştirlere kulak asmıyor. Rusya Gamaley Enstitüsü tarafından geliştirilen aşının iki aşamalı uygulamasının 2 yıla kadar bağışıklık sağladığı, aşının insan adenovirüsüne dayalı bir aşı olduğu ve gerekli tüm testlerden geçtiği belirtiyor. Sağlık Bakanı Mihail Muraşko yapılan testlerin aşının yüksek etkinlik sağladığı ve güvenli olduğunu gösterdiğini, tüm gönüllülerde virüse karşı antikor geliştiğini, hiçbirinde bağışıklıkla ilgili bir sorun oluşmadığını belirtiyor. Muraşko, bu eleştirileri anlamakta güçlük çektiğini belirterek şu tezi öne sürüyor: ”Öyle görünüyor ki, yabancı meslektaşlarımız, Rus aşısının yol açacağı rekabetten bariz bir şekilde çekiniyor ve bu nedenle de bizce mesnetsiz olan şüphelerini dile getiriyorlar.”

Muraşko aşının ilk üretecek Binnopharm’ın her yıl 1.5 milyon aşı üretme kapasitesi olduğunu, Rusya’nın tüm bölgelerine
sevkiyat için hazır olduğu söylüyor. Rusya Doğrudan Yatırımlar Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev, şu anda 5 ülke ile aşının üretimi için ortaklık görüşmeleri yapıldığını, Filipinler, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da yakında klinik testlerin başlayacağını ve yeni ortaklıklar kurulacağını belirtti.

Sputnik-V aşı öncelikle koronavirüs hastalarıyla ilgilenen sağlık personeli için kullanılacak. Daha geniş kitlelerin kullanımına ise 1 Ocak 2021’den sonra sunulacak. Rusya, Ekim ayında koronavirüse karşı ülkede toplu aşı kampanyası başlatmayı da planlıyor, önce doktorlara ve öğretmenlere aşı yapılacak. Aşı “ücretsiz” olacak ve maliyeti ülke bütçesinden karşılanacak.

Rusya Sağlık Komisyonu Şefi Anna Popova Rossiya-1 televizyonuna verdiği mülakatta, “İnsanlara sunacağımız koronavirüs aşısının güvenli ve verimli olacağından şüphem yok. Bağışıklığın sürdürülebilir ve kalıcı olmasını umuyorum” ifadelerini kullanmıştı.

RUSYA: AŞI 5 AY DEĞİL, SENELERİN EMEĞİ

Gamaleya Merkezi Direktör Yardımcısı Denis Logunov, “Sputnik V” aşısının Adenovirüs vektörlerine dayalı hazır platformlar üzerinde geliştirildiğini ve bunun asla 5 ayın emeği olarak görülmemesini, bunun onlarca yıla yayılan bir emek olduğunu söyledi. Aşının güvenliği ve etkinliğiyle ilgili tam kapsamlı klinik öncesi çalışmaların yapıldığını, ardından 2 klinik araştırma gerçekleştirildiğini, aşının güvenlik ve bağışıklık sağlayıcılık göstergeleri açısından incelendiğini ve aşının iyi bir güvenlik profiline sahip olduğunu belirtiyor. Aşı yapılan tüm gönüllülerde virüsü etkisiz hale getiren antikorlar geliştirildiğini de ekliyor.

PUTİN’İN “DAVASINA” KIZINI ORTAK ETTİ

11 Ağustos, Putin’in alışılmadık bir biçimde özel hayatına dair bilgi verdiği bir gün olarak Rus Basın tarihine geçebilir. Putin, Rusya’da geliştirilen aşının bizzat kızı üzerinde test edildiğini açıkladı. Az miktarda ateş yükselmesi haricinde herhangi bir yan etkinin görülmediğini, aşının iyi tesir ettiğini ve kızının sağlığının tamamen yerinde olduğunu da sözlerine ekledi.

Putin, yakında aşının toplu üretimine başlamayı amaçladıklarını, aşının kızına yapıldığını da söyledi. Kızının ateşinin ilk gün 38 dereceye çıktığını, sonra 37 dereceye düştüğünü belirten Putin, vatandaşlarını ikna etmek için güçlü bir argüman sundu ve  “Aşının oldukça işe yaradığını ve güçlü bir bağışıklık yarattığını biliyorum. Tekrar ediyorum, aşı gerekli tüm kontrolleri geçti.” dedi.

Rus halkının bir kısımı kuşkusuz böyle güçlü bir siyasi figürün, ilk kez ailesinden bahsetmesine şaşırdı hatta kendi çocuğunu bu işe dahil etmesinden, güven duydu. SSCB dönemini de andıran, otoriter devlete insancıl bir çehre kazandırmaya çalışma taktiği işe yaradı. Uzayda, sporda, bilimde birinci olma arzusu görünen o ki, Putin’i bu kez derinden etkiledi. Aşının tanıtıldığı dünyanın bir koronavirüs gibi resmedildi reklam bunun en bariz örneklerinden.

RUSYA’DAN İKİNCİ AŞI

Rusya’nın iki aşı çalışması var. Bunlardan biri, Vektor Eyalet Viroloji ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen bir aşı. İkincisi ise Putin’in açıkladığı, Gamaleya Bilimsel Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Araştırma Enstitüsü ve Rusya Savunma Bakanlığı tarafından üretilen “Sputnik – V” aşısı. Rus haber ajansı TASS, yakında Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nin de aşısının hazır olabileceğini bildirdi. Biyoteknoloji Araştırma Enstitüsü’nün, geliştirdiği koronavirüs aşısının insanlar üzerindeki klinik testlerinde ikinci aşamaya geçtiği biliniyor.

Rusya İnsan Sağlığı Kurumu (Rospotrebnadzor) Başkanı Anna Popova, Vektor’un, geliştirdiği aşının klinik testlerinde ikinci aşamaya geçtiğini söyledi. Gamaley Enstisüsü’nün geliştirdiği, dünyanın tescil edilen ilk aşısı olan Sputnik V’nin mi yoksa şu an testlerden geçen Vektor Enstitüsü’nün geliştirdiği aşının mı daha iyi olduğu sorusu şu anda yanıtlanmasa da Popova, her ülkede ve Rusya’da da kesinlikle birkaç farklı aşı olması gerektiğini düşünüyor.

DİĞER AŞILAR

Dünya genelinde COVID-19 aşısının ne zaman hazır olacağına dair birbiriyle çelişen çok açıklamalar var. Uzmanların aslında bu sorunun cevabı, “hazır” kelimesinin ne anlama geldiğine ve kim için sorulduğuna göre değiştiğini belirtiyor. Şu an dünya genelinde gelişmiş klinik denemelerini sürdüren bazı ilaç üreticisi şirketler var. Her biri, on binlerce katılımcıyla bu deneyleri gerçekleştiriyor. Söz konusu şirketlerin sayısı 10’u geçmiyor. İçlerinden bazıları, geliştirdikleri aşıların işe yarayıp yaramadığını ve güvenli olup olmadığını bu yıl sonuna kadar anlamayı umuyor. Bunlar içinde en iyimser tabloyu çizen, İngiltere’den AstraZeneca Plc. Şirket, bu ay içinde çalışmalarını tamamlamayı planlıyor.

ABD’nin koronavirüsle mücadele stratejisine yön veren salgın hastalık uzmanı Dr. Anthony Fauci ise Reuters’a yaptığı açıklamada, Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna Inc’in Kasım ya da Aralık ayında kesin sonuçlar alabileceğini söyledi. Bu yılın sonunda ya da önümüzdeki senenin başlarında gelişmiş ülkelerin vatandaşları için ilk parti aşıların gönderilmesi hedefleniyor. Bu aşıların, ilk olarak söz konusu ülkelerdeki kritik sektörlerde çalışan kişiler ya da risk grubunda bulunan insanlara yapılması düşünülse de, kesin olarak bir strateji olup olmadığı henüz net değil.

ABD, İngiltere, Kanada ve Japonya gibi ülkeler, aşılar geniş kitlelerin kullanımına hazır hale geldiğinde kendi vatandaşlarını ilk sıralara aldırabilmek için şimdiden şirketlerle çeşitli anlaşmalar yaptıkları belirtiliyor. Diğer yandan etik olarak, tüm dünya vatandaşlarının aşılardan eşit olarak yararlanması gerektiği tartışılıyor. Koronavirüs aşısı da aynı virüsün yarattığı pandemi gibi, yükselen milliyetçiliği, ülkeler arasındaki teknolojik rekabeti ve fırsat eşitliği konularını tekrar tartışmaya açacak.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram