Ruhani: Suriye Fırat’ın doğusunda egemenliğini sağlamalıdır

KRONOS 16 Eylül 2019 GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5. kez Suriye gündemiyle Çankaya’da bir araya geldi. Üçlü zirve öncesi açılışta liderler söz aldı.

İlk sözü alan Erdoğan, Astana sürecinin Suriye krizi konusunda etkili çözümler üreten tek girişim olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

– Astana sonrası üçlü zirve süreci bugüne kadar önemli başarılara imza attı.

– Üç ülke olarak işbirliğimizi derinleştirdik.

– Astana Platformu Suriye’deki yangının söndürülmesi için etkili çözümler üreten ve somut adımlar atabilen yegane girişimdir.

– Daha fazla sorumluluk üstlenmemiz, elimizi daha fazla taşın altına koymamız gereken bir süreçteyiz.

– Ankara sürecinin Astanaya yeni bir soluk katacağına inanıyorum.

– Ülkemiz en meşakkatli dönemlerinde Suriye halkının yanında olmuştur. 3 milyonu aşkın Suriyeliyi hala topraklarımızda barındırıyoruz.

RUHANİ: BAŞKALARININ ARZULADIĞI SURİYE’DE YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİ ARTIK OLMAZ

Erdoğan’dan sonra konuşan Ruhani ise Suriye’nin kendi kaderini belirleme hakkına vurgu yaparak “Suriye krizinin üzerinden 9 yıl gibi uzun bir zaman geçerken, bazılarının peşinde olduğu yönetimi değiştirme yaklaşımlarının bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz” dedi.

Ruhani’nin konuşmasından satırbaşları da şu şekilde:

– Ciddi bir şekilde vurguladığımız hususlara riayet edilmeli ve bu ülkeye yeniden huzurun hakim olması için gerekli tesisler sağlanmalıdır.

– Bu krizin barışçıl yöntemlerle çözülmesi, terörizmle mücadele, anayasa komitesinin kurulmasını destekleme, tutukluların ve kaçırılanların değişimi, insani yardımların iyileştirilmesi ve ülkenin yeniden kurulması açısından çabalar gösterildi.

– Değerli arkadaşlar, İran İslam Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bugün de Suriye krizinin siyasi yollardan çözülmesi gerektiğini düşünmektedir. İran İslam Cumhuriyeti, askeri müdahalelerin işe yaramayacağını düşünüyoruz.

– Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bölünmezliği ile bu ülkenin milli egemenlik hakkına, bağımsızlığına saygı gösterilmesi ve dış güçlerin bu ülkenin işlerine müdahalelerinin sona ermesi hususlarına ciddi şekilde riayet edilmeli.

– Suriye hükümeti ve halkı bu ülkenin kendinde barındırdığı farklılıkları ve çeşitliliği dikkate alırsa kendi kaderini belirlemek gibi ağır görevi yerine getirme gücüne sahiptir.

– İran, Suriye krizinin başından beri askeri çözüm yolunun sonuç vermeyeceğini vurgulamıştır ve bu gerçek hala geçerliliğini korumaktadır. Suriye krizinin üzerinden 9 yıl gibi uzun bir zaman geçerken, bazılarının peşinde olduğu yönetimi değiştirme yaklaşımlarının bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz. Suriye krizi ve bölgedeki benzer krizler barışçıl yöntemlerle ve o ülkelerin kendi halkı tarafından çözülmelidir.

– Amerikan güçlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi ve Suriye hükümetinin bu ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi Fırat’ın doğusu ve kuzeyinde de egemenliğini sağlaması zaruridir

PUTİN: SURİYE’DE NÜFUS ALANLARININ BÖLÜNMESİ KABUL EDİLEMEZ

İki liderin ardından söz alan Rusya Devlet Başkaı Putin ise , İdlib’i işaret ederek “Bu bölge teröristlere bir güvenli bölge olmamalıdır” dedi.

– Bugün Ankara’da yaptığımız bu zirveye katılmaktan memnuniyet duyuyorum. Astana süreci eminim ki Suriye sürecine en etkin katkıyı sağlayan mekanizmadır. Suriye krizin çözümü Suriyeliler arası siyasi sürecin başlatılması gibi konuları bugün görüşeceğiz. Ortak çabalarımızla istikrar sağlanmış ve şiddet seviyesi düşürülmüştür. Ama en önemlisi olan şu ki, kalıcı çözüm için bir temel attık.

– Üst düzey zirvelerimizin yanı sıra uzman düzeyinde de önemli çalışmalar devam ediyor. On üç toplantı yapıldı, Rusya-Türkiye-İran-BM ve Suriyeli taraflarla birlikte.

– Anayasa komitesi hızlı bir şekilde Cenevre’de çalışmalara başlamalı. Aşırı gruplarla mücadele önemli bir konu. İdlib’deki durum endişe verici. Son dönemde bu bölgede aşırı grupların faaliyetleri aktif hale geldi. Bu bölge teröristlere bir güvenli bölge olmamalıdır.

– Bu terörist tehdidini tamamen yok etmek için ilave adım atmak lazım. Güneydoğu’daki durum da endişe vericidir. Atılan adımlar sadece toprak bütünlüğünün korunması şeklinde olmalıdır, nüfus alanlarına bölünmesi kabul edilemez.

– 2018 yılı Temmuz ayından itibaren 380 bin mülteci Suriye’ye döndü, 1.3 milyon insan da yerlerine döndü. Uluslararası ajanslar da insani yardım konusunda ülkenin yeniden restore edilmesine daha fazla katkı sağlayacaktır. Bu, tüm Suriyeliler içindir; herhangi bir ayrıştırma olmadan uygulanmalıdır.

– Bugünkü görüşmeler, Suriye’de güvenliğin, istikrarın sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve birliğine de katkı sağlayacaktır.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram