Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin "ihlal prosedürü" kararı sonrası mahkeme ilk kez Osman Kavala'nın tutukluluk durumunu değerlendirecek. Kamuoyunda oluşan beklenti, Kavala’nın serbest bırakılacağı yönünde.
Birleştirilen Gezi ve Çarşı davasının ikinci duruşmasında Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmiş ve dava 17 Ocak’a ertelenmişti. Karara yönelik 13. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilmişti, itiraz da 10 Aralık’ta mahkeme tarafından reddedilmişti. Öte yandan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye için “ihlal prosedürü” başlatmıştı.
Komite, Türkiye’den 19 Ocak 2022’ye kadar Osman Kavala davasına ilişkin görüşünü bildirmesini talep etmişti. Türkiye için “ihlal prosedürünün” başlatıldığı Avrupa Konseyi toplantısında 47 üye ülkeden sadece 2’si Türkiye lehine oy kullanmıştı.
YAPTIRIM KARARI SONRASI İLK DEĞERLENDİRME
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala kararını yerine getirmediği için 2 Aralık 2021 tarihinde Türkiye’ye karşı ihlal sürecini başlatma kararı vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’ye yaptırım kararı vermesinden sonra ilk kez, 23 Aralık Perşembe günü Osman Kavala’nın tutukluluk durumunu değerlendirecek. Kavala, bin 514 gündür tutuklu bulunuyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
ERDOĞAN “TANIMIYORUZ” DEMİŞTİ
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar dönüşünde gazetecilerin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın AİHM kararları uyarınca derhal serbest bırakılmasına dair çağrı ve kararlarıyla ilgili sorusunu şöyle yanıtlamıştı: “Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. ‘Yok’ farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.”
