Ocaktan: Maalesef AK Parti iktidarı dindarların, bir başka deyişle “İslamcı”ların uzun yıllardır savunageldikleri ahlak ilkelerini, adaleti, şefkati, merhameti, liyakati esas alan ideallerini berhava etmiştir.
Eski AKP Milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, “Dindarların iktidarından geriye ne kalır?” başlıklı köşe yazısında eski partisini sorguladı.
Yazısında, “Kendisini dindar-muhafazakar olarak tanımlayan AK Parti iktidarı açısından baktığımızda nasıl bir ahlaki fotoğrafla karşılaşırız dersiniz…” diyen Ocaktan, “Maalesef AK Parti iktidarı dindarların, bir başka deyişle “İslamcı”ların uzun yıllardır savunageldikleri ahlak ilkelerini, adaleti, şefkati, merhameti, liyakati esas alan ideallerini berhava etmiştir.” değerlendirmesini yaptı.
NEPOTİZM, FETVALAR, YOLSUZLUKLAR…
Ocaktan sözlerine şöyle devam etti:
“Mesela yolsuzlukları, usulsüzlükleri, nepotizm anlayışını dindarlık iddiasında bulunan siyasal iktidar ve iktidar havuzu içinde yer alan vakıflar, dernekler, sivil oluşumlar, dini kanaat önderleri peygamber ahlakıyla izah edebilirler mi, yoksa fıkhi metinlerin arkasından dolanarak verdikleri fetvalarla yolsuzlukları, suiistimalleri aklamayı mı tercih ederler?
Mesela Kur’an’la ve Sünnetle bir alakası olmadığı halde Allah’la peygamberle irtibat halinde olduğunu söyleyerek din ticareti yapan madrabazlara karşı dindarların bir itirazı var mıdır?
BADECİ ŞEYHLER, SÜBYANCI MANYAKLAR VE ELİ KILIÇLI DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
Mesela cennetten arsalar, köşkler dağıtan, huri ayarlayan din tacirlerine karşı iktidar bugünekadar net bir tavır almış mıdır?
Mesela badeci şeyhlere, sübyancı manyaklara karşı eli kılıçlı Diyanet İşleri başkanımızın, dindar vakıflarımızın, derneklerimizin yüksek sesle isyan ettiğini duyan var mı?
Peki neden itiraz etmiyorlar? Çünkü iktidarla öylesine özdeş hale geldiler ki, özgürlüklerini kaybettiler, iktidardan bir itiraz sesi yükselmedikçe seslerini bile çıkaramıyorlar.
…
UMUTLARI VE HAYALLERİ KIRILMIŞ DİNDAR BİR KİTLE KALACAK
Eğer AK Parti iktidarı gerek ahlaki kriterleri, gerekse demokratik değerleri dikkate almayan bu tavrını sürdürmeye devam ederse, korkarım siyasal ömrünü tamamladığında arkasında sadece yönetim anlamında bir enkaz değil, aynı zamanda umutları, hayalleri kırılmış dindar bir kitle de bırakacaktır. Ve bu miras, ne yazık ki gelecek nesillere taşınması zor bir yük olarak kalacaktır.”