‘Mavi Marmara anlaşmasının gizli maddeleri kabul edilemez, hükümet susmasın’

KRONOS 06 Mart 2019 GÜNDEM

Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Mavi Marmara anlaşmasının tam metni yayınlandı. Belgeye göre anlaşmada gizli maddeler olduğu ortaya çıktı. Mavi Marmara davası avukatlarından aktivist Gülden Sönmez, Türkiye hükümetince yalanlanmamış gizli maddelerin içerik ve usül açısından kabul edilemez olduğunu söyledi.

Mavi Marmara gemisi yolcularından da olan avukat Sönmez twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

İçerik olarak gerçekten TBMM ‘den geçen anlaşmanın dışında Mavi Marmara için de Türkiye için de birçok açıdan çok çok daha ağır bir içerik taşıdığı aşikardır. TBMM’den geçen anlaşma da hukuka ve Türkiye anayasasına aykırı bir anlaşma idi. Tarafımızca kabul edilmemiştir ve edilemez. Buna dair her türlü itirazımız ve yine bu anlaşmaya dayanarak düşürülen davalarımızla ilgili itiraz ve temyiz süreçlerimiz devam etmektedir. İsrail tarafından sunulan, gerçek olup olmadığını bilmediğimiz, hala Türkiye Hükümetince yalanlanmamış olan Gizli Maddeler eğer gerçekse,ne usul açısından ne de içerik açısından kabul edilemez.Elbette bir uluslararası sözleşme ancak TBMM den geçerek kabul edilip onaylanabilir. İsrail tarafından sunulan, gerçek olup olmadığını bilmediğimiz, hala Türkiye Hükümetince yalanlanmamış olan Gizli Maddeler eğer gerçekse,ne usul açısından ne de içerik açısından kabul edilemez.Elbette bir uluslararası sözleşme ancak TBMM den geçerek kabul edilip onaylanabilir. Her yönüyle halkın ve şehit ailelerinin açıkça bilgilendirilmesi en doğal haklarıdır. Gizli yada açık İsraille yapılan anlaşmalar feshedilmeli, Türkiye’de suçluların yargılanması, Gazze ablukasının kaldırılması imkanlarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Vesselam.”

ANLAŞMANIN BELGESİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

İsrail Hukuk Merkezi (Israel Law Center — ILC) adlı Tel Aviv merkezli bir sivil toplum örgütü, Mavi Marmara davasının görüldüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne, 28 Haziran 2016’da İsrail ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın tam metni olduğunu iddia ettiği bir belge gönderdi.

BBC Türkçe‘de yer alan habere göre metinde, daha önce ne İsrail ne de Türkiye tarafından kamuya açıklanan ek maddeler de yer alıyor. ILC’nin resmi anlaşma metni olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sunduğu belgede, kamuoyuna açıklanan 6 maddenin yanı sıra, şu 5 madde var:

1-Türk hükümeti, anayasadaki güçler ayrılığı sınırları içinde, filo olayıyla alakalı olarak Türkiye’de süren tüm ulusal yasal işlemlerin hızlı şekilde sonlandırılması için çalışacak. Her şekilde, anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, filo olayıyla ilgili Türkiye’de süren her yasal işlem, ulusal yetkili mahkemelerde sonlandırılacak.
2-İsrail ve Türkiye, anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından her bir ülkenin, vatandaşları yaptığı olayla alakalı suç duyurularını incelemek ve uygun olduğunda dava açmak için özel yargı yetkilerine sahip olması konusunda anlaşmıştır.
3-Türkiye ve İsrail, kendilerine ait topraklardan birbirlerine karşı herhangi bir terörist ya da askeri faaliyete izin vermeyeceğini ya da yurt dışındaki bu tarz faaliyetleri desteklemeyeceğini beyan eder. Bu maksatla, Türkiye ve İsrail, kendi topraklarında herhangi bir örgüt ya da kuruluşun karşı tarafa karşı bu tarz faaliyetlere girişmemesi, planlamaması, yürütmemesi, yönetmemesi ya da finanse etmemesi için gereken tüm önlemleri alacağını garanti eder.
4-İsrail, Türkiye ile Gazze şeridindeki nüfusun yararlanacağı projelerde işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır. Bu maksatla, aşağıdakiler üzerinde anlaşmışlardır:
— Türkiye’den ithal edilen sivil malların Gazze şeridine İsrail’den açılan kara sınırları üzerinden geçmesi, Filistin yönetiminin yerel temsilcileriyle koordinasyon da dahil olmak üzere, yürürlükte olan prosedür ve protokollere ve güvenlik kaygılarına bağlıdır. Türkiye’den gelen inşaat malzemelerinin Gazze şeridine girişi, Gazze Yeniden İnşa Mekanizması koşullarına uygun şekilde yapılacaktır.
— Türkiye, Gazze şeridine, İsrail ve Filistin Yönetimi’nin Gazze’de çalışmasına onay verdiği bankalar üzerinden para gönderebilecektir, bu da İsrail’in güvenlik kaygılarına bağlıdır.
— İsrail, Türkiye’nin Gazze şeridinde bir deniz suyu arıtma tesisi açma niyetini memnuniyetle karşılar. Türkiye, bu tesisi, tek başına ya da ilgilenen diğer ülkelerle işbirliği halinde inşa etme niyetini beyan etmiştir, bu da İsrail’in önceden vereceği onaya güvenlik kaygılarına bağlıdır.-Gazze şeridiyle ilgili uzlaşmaya varılan yukarıdaki tüm maddelerin, bölgede sükûnet sağlandığı sürece uygulanması kabul edilmiştir.
5-İsrail ve Türkiye, 22 Mart 2013’de varılan uzlaşmanın, 28 Haziran 2016’da imzalanan anlaşmanın ve bu ekte belirtilen düzenlemelerin, filo olayı ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler ve sonuçlarıyla alakalı süren tüm sorunları kapsadığı ve hepsini sonlandırdığı kabul edilir.

İSRAİL VE TÜRKİYE YETKİLİLERİ SUSMAYI TERCİH ETTİ

Habere göre Türkiye ve İsrail Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, konuyla ilgili sorulara yanıt vermemeyi ve yorum yapmamayı tercih etti.
28 Haziran 2016’da imzalanan ve Mavi Marmara olayının yaşandığı 31 Mayıs 2010’dan bu yana diplomatik ilişkilerin seviyesinin düşürüldüğü İsrail ile Türkiye arasında normalleşme sağlayan anlaşma, Ağustos 2016’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmişti. Meclis’te kabul edilen anlaşma da resmi kayıtlara 6 madde olarak girdi.
Bu 6 madde, İsrail’in Mavi Marmara olayında hayatını kaybedenlerin yakınları için tazminat olarak Türkiye’ye 20 milyon dolar ödemesini, bunun karşılığında filo hadisesiyle ilgili İsrail devletine ya da vatandaşlarına yönelik Türkiye’de açılacak herhangi bir davadan muaf tutulmasını öngörüyordu

MAVİ MARMARA’DA NE OLMUŞTU?

2010 yılının Mayıs ayında, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın da aralarında bulunduğu 6 uluslararası sivil toplum örgütü, Gazze’ye insani yardım götürmek için bir yardım filosu oluşturdu. 37 farklı ülkeden gelen 750 aktivisti taşıyan filo, 6 bin tonluk insani yardımı Gazze’ye ulaştırmayı hedefliyordu. Ancak 31 Mayıs sabahı, Mavi Marmara gemisinin etrafı İsrail ordusuna ait 4 savaş firkateyni, 3 helikopter, 2 denizaltı ve 30 zodyak bot ile sarıldı. İsrail saldırısında 8’i Türk, biri Türk ve Amerikan vatandaşı 9 silahsız insani yardım aktivisti şehit edilirken, 56 kişi ise ağır yaralandı. Saldırıda ağır yaralanan Süleyman Uğur Söylemez ise Ankara’da tedavi gördüğü hastanede, saldırıdan 4 yıl sonra yıl 23 Mayıs 2014’te hayatını kaybetti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com