Mafyayla içli-dışlı, AKP adına her saldırıda sahnede: Metin Külünk

Sedat Peker’in mafya-siyaset-medya-devlet ilişkilerini deşifre eden videolarıyla ismi sık sık çeşitli “saldırılarda” fail olarak geçiyor. Üç dönem milletvekilliği yaptı, halihazırda AKP’de MKYK üyesi… İşte ‘günah işleme özgürlüğünden’ karakolda milletvekili dövdürmeye, dernek basmaktan mafyadan 10 bin dolar alma iddiasına bir Metin Külünk portresi…

YAVUZ GENÇ 06 Haziran 2021 PORTRE

İsmi sık sık yaptığı sivri çıkışlarıyla gündeme gelen AKP’li Metin Külünk, son günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi” sözüyle yeniden gündeme geldi. TİP Milletvekili Ahmet Şık, Soylu’nun kast ettiği o siyasetçinin Külünk olduğunu iddia etti.

Peki, Hürriyet gazetesi baskını, Almanya’da ‘Osmanlı’lar denilen grubun yaptıkları, eski AKP’li Feyzi İşbaşaran’a karakol içinde saldırı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın derneğin basılması gibi birçok “vukuatta” ismi öne çıkan Metin Külünk kimdir?

Metin Külünk, 1960 Rize Güneysu doğumlu. İlk ve orta öğrenimini sırasıyla Diyarbakır ve İstanbul’da tamamlayan Külünk, Yıldız Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi.

1984’te özel bir firmada iş hayatına atıldı ve çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. 1975-1976 yılları arasında Milli Türk Talebe Birliği Orta Öğrenim Yönetim Kurulu Üyeliğinde bulundu. Akıncılar Teşkilatı, Milli Selamet Partisi İl Gençlik Yönetim Kurulu Üyeliği, AKP İstanbul İl Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul İl Teşkilat Başkanlığı, İstanbul İl SKM Başkanlığı görevlerinde bulundu.

AKP’DE ÜÇ DÖNEM MİLLETVEKİLLİĞİ YAPTI

1990-1995 yılları arasında İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) komitelerinde görev yaptı. 1993-1995 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nde dış ticaret dersleri verdi. 1995-2000 yıllarında İstanbul Sanayi Odası (İSO) Hazır Giyim Meslek Komitesi üyeliği ve meclis üyeliğine seçildi. Külünk, 25., 26. ve 27. dönemde AKP’den İstanbul Milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Külünk halihazırda AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi olarak görev yapıyor.

2001 yılında kurulan Külünk Eğitim ve Kültür Derneği’nin 7 yıl süreyle başkanlığını yaptı. “Küreselleşen Dünyada Türkiye” (2005), “Barışı Arayan Dünya” (2007), “Anadolu Düşüncesi Temelinde Büyük Türkiye İdeali” (2009), “Rengarenk Şehir İstanbul”, “Büyük Anadolu Aklı” (2016), “140’lık: Hâsılıkelâm” (2016) ve “Dedi ki… Bombalayacaklar” (2017) isimli yayımlanmış kitapları var. İyi düzeyde İngilizce bilen Metin Külünk, evli ve 1 çocuk babası.

‘SOYLU’YA YAKIN DERNEĞİ BASTI’ İDDİASI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi” çıkışıyla ismi gündemden düşmeyen Metin Külünk’le Soylu arasında uzun süredir bir sürtüşme yaşandığı iddia ediliyor. Öyle ki bu iddialar Ağustos 2020’de Milli Beka Hareketi Derneği Başkanı Murat Şahin Twitter’dan bir görüntü paylaşarak Metin Külünk’ün adamlarının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakınlığı ile bilinen Milli Beka Hareketi Derneği binasını bastığını iddia etti. Şahin, Külünk’ün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik eleştirilerine karşı Soylu’nun yanında yer aldıkları için bu saldırının hedefi olduklarını iddia etti.

Milli Beka Hareketi Derneği Başkanı Murat Şahin Twitter hesabından olayla ilgili “AK Parti’de uzun yıllar emek vermiş bir teşkilatçı, bir ağabey dediğimiz Metin Külünk’ün, tetikçilerini savunmak için güpegündüz vakti dernek basmaya kalkması düpedüz ahlaksızlıktır, ne bir davaya ne de teşkilatçılığa sığar” notunu yazdı.

HÜRRİYET GAZETESİ BASKININDA DA ONUN İSMİ KONUŞULDU

Metin Külünk ismi genellikle ‘baskınlarla’ gündeme geliyor. Külünk’ün isminin geçtiği bir diğer baskın ise 7 Eylül 2015’teki Hürriyet gazetesi baskınıydı. Hürriyet gazetesinin internet sitesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait bir ifadenin sunuluş biçimine kızan AKP’liler organize olarak gazete binasını basmış, dönemin Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın liderliğinde binanın camları indirilmişti.

Olaydan tam 6 yıl sonra organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Hürriyet baskınını kendisinin yaptırdığını itiraf ederek, “Hürriyet’i bastırmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakın, ismini söylemeyeyim ayıp olur, bakabilirsiniz. Milletvekili rica etti, ben de yaptırdım” açıklamasında bulundu. Hürriyet gazetesinin Doğan grubundan alınarak Demirören grubuna satılmasının fitilinin bu baskınla ateşlendiğini iddia eden Peker, holdingin patronu Yıldırım Demirören’e de “Oturduğun koltukta emeğim var” dedi.
Bu açıklamanın ardından Peker’den ricacı olan milletvekilinin Metin Külünk olduğu iddiası hem medya hem de siyaset kulislerinden en çok konuşulan konulardan biri oldu.

İŞBAŞARAN’A KARAKOLDA SALDIRIYI ONUN ORGANİZE ETTİĞİ İDDİA EDİLDİ

İsmi saldırı, baskın gibi haberlerle sık anılan Metin Külünk, eski bir AKP Milletvekili olan Feyzi İşbaşaran’a Beyoğlu Polis Karakolu’nda yapılan fiziki saldırıda da gündeme geldi. Zira, Sedat Peker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan hakkında kötü laflar ettiği iddiasıyla, bir milletvekilinin isteği ile İşbaşaran’a karakol içerisinde bir avukat aracılığıyla saldırıyı organize ettiğini kabul etti. Peker, “Bir milletvekili yanıma geldi dede ki ‘Bu namus meselesi. Böyle söylüyorlar. O geldi söyledi. Hemşerimiz, onu da pasifize etmişler. Yeni MYK’ya aldılar” diyerek bir ismi işaret etti. AKP’de uzun süre pasif görevde olup 24 Mart 2021’deki 7. Olağan Kongre’de Merkez Karar Yürütme Kuruluna (MKYK) alınan isim ise Metin Külünk’tü. Peker’in açıklaması, İşbaşaran’a yapılan saldırıyı organize eden kişinin Külünk olduğu iddiasını güçlendirdi.

Peker, son olarak Serdar Ekşioğlu’yla olan görüntülü görüşmesini yayınlayarak İşbaşaran’a yapılan saldırıya ilişkin detayları da verdi, “Metin abi” diyerek açık adres gösterdi. Külünk’ün saldırıyı karakol amiri ile halletmek istediğini ancak başaramadığını anlatan Sedat Peker, avukatı aracılıyla saldırıyı kendisinin tamamladığını açıkladı.

‘ERDOĞAN’IN ALMANYA’DAKİ ADAMI’

Metin Külünk ismi, Almanya’da sıklıkla gündeme geliyor. Bunun sebebi ise Külünk’ün Almanya’daki Türkler arasında kurulan çeşitli yapılanmaların tam göbeğinde yer alması. “Almanyalı Osmanlılar” olarak bilinen ve yasaklanan grupla ilişkisi belirlenen Külünk’ün grubun bazı üyeleriyle olan telefon görüşmeleri de dava dosyasına girmiş durumda.

Almanya’daki Türklerin AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine organize edilmesi, miting yaptırılması ve hatta bazı yerlerde silahlandırılması da yine dava dosyasına girmiş durumda. Alman basınında Külünk’ün bu organizasyonun başında olduğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da irtibat halinde eylemleri yönlendirdiği belirtiliyor.

KORONAVİRÜS SALGININDA “TAM KAPANMA” İSTEYENLERİ GEZİ’Yİ DİRİLTMEKLE SUÇLADI

Metin Külünk, iki yıldır süren koronavirüs pandemisi döneminde de sık sık gündeme gelen bir isim oldu. Sebebi ise virüse inanmaması veya virüs kaynaklı sorunların AKP’yi devirmekle ilgili olabileceğini düşünmesi. Külünk, koronavirüs vakalarının arttığı dönemde toplumdan yükselen “tam kapanma” isteyenlerin asıl amacının Gezi protestolarının benzerini yapmak olduğunu savunurken, “İBB’nin başındaki şahıs, Akşener, Davutoğlu, Babacan ve CHP/HDP/PKK yönetimi olası kapatmada oluşacak kriz ve çıkarılacak kaos sonrası çözüm olarak sunulmak üzere hazırlanmaktadırlar” dedi. Külünk, pandemiye karşı kapatma kararı alınmaması gerektiğini “Gezinin sembol sloganını hatırlayalım ‘hayatı durdurun’!” sözleriyle savundu.

17-25 ARALIK’TA ORTALIĞA SAÇILAN SES KAYITLARI İÇİN “GÜNAH İŞLEME ÖRGÜLÜĞÜNÜ” HATIRLATMIŞTI

Metin Külünk’ün bir diğer “dikkat çekici” çıkışı ise içinde birçok bakanın, üst düzey bürokratın ve AKP ileri gelenlerinin yer aldığı 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sırasında gelmişti. O dönem AKP’de milletvekili olan Külünk, o dönem neredeyse her gün yayınlanan ses kayıtlarının “kişilerin günah işleme özgürlüğüne” darbe vurduğu yönündeki açıklamasıyla kamuoyunda uzun süre tartışılmıştı. Külünk, şu ifadeleri kullanmıştı: “17 Aralık darbe girişimiyle ortaya saçılan dinleme kayıtları ve bireylerin özgürlük alanları. Allah insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. 17 Aralık’ın hiç felsefi boyutu konuşulmadı. Bu noktada Diyanet’e ciddi görev düşüyor. Günah işleyip tövbe edecek kul yarattım diyor Allah. Siz insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale ediyorsunuz. İnsanların eksiklikleri üzerinden bunu siyasi darbe girişimi olarak kullanmaya kalktığınızda aslında Allah’ın hududuna müdahale ediyorsunuz. Bu bireyin günah işleme özgürlüğüne, hayır sen günah işleyemezsin baskısıdır. Böyle bir rol kimseye yok.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram