Borsa İstanbul’da kamikaze dalışı

"Nasıl olsa faizler çok düşük." diyerek, banka kredisi ile Borsa İstanbul'dan hisse senedi alanlar çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Evdeki bulgurdan bile olabilirsiniz...

KRONOS 07 Mayıs 2022 EKONOMİ

Resmî enflasyon nisan ayı itibarıyla yüzde 70’e yükselirken, konut, ihtiyaç ve taşıt gibi tüketici kredilerinin yıllık maliyeti yüzde 18 ile yüzde 25 arasında değişiyor. Kredi maliyetlerinin enflasyonun çok altında kaldığı bir dönemde kredi ile Borsa İstanbul’da hisse alanların sayısı artıyor.

Uzmanlar kredi faizlerinin sabit kalmayacağına işaret ederek, “Size ait olmayan bir para ile hisse almanız çok tehlikeli bir karar. Ölümcül bir hata.” diyor.

Barış Erkaya, Dünya gazetesinde yayımlanan analizinde bankadan ucuz maliyetle kredi çekip borsaya girme hesabı yapanların senaryosunu özetledi: “Nasıl olsa şirketler kârlı. Çekeceği örneğin 100 bin TL krediye ödeyeceği yıllık maksimum 70 bin TL’yi nasıl olsa hisse senedi fiyat yükselişinden çıkaracağı, yatırım yaptığı temettü hisselerinden alacağı kâr paylarının da işin kaymağı olacağına dayalı bir senaryo.

100 BİN LİRALIK KREDİ İLE ATEŞTEN GÖMLEK GİYMEK

Analizde şu tespitlere yer verildi: “Paranın değeri düşerken, enflasyon gerçekliğinden kopmuş, faizler ise enflasyonun altında ezilmişken bir yıl sonra çekilen kredinin aylık 5-6 bin liralık taksit ödemesinin kuşa döneceği de asıl varsayım.

Bakarsanız finansal olarak mantığı olan bir hesaplama gibi görünüyor. Finansal bağımsızlığı kazanmak için normalde ayda 4-5 bin TL arası bir parayla hisse senedi birikimi yapıp iki yılın sonunda minimum 100 bin liralık bir birikime ulaşmak yerine 100 bin liralık alımı krediyle bir seferde gerçekleştirip aydan aya taksidini ödeyeceğine inanıyor bu fikri savunanlar.”

EN AZ RUS RULETİ KADAR TEHLİKELİ BİR HAMLE

Hiperenflasyon dönemlerinde hele ki bir de faizler enflasyonun altında kalmışsa değeri giderek düşen bir para birimiyle borçlanarak mal edinmek mantıklı sayılıyor.

“Fakat unutmamak gerekiyor ki bu varsayım, değeri hızla yükselip hızla düşebilen varlık sınıfları için geçerli bir senaryo değil.” ifadeleri kullanılan analizde, “Bu bir potansiyel getiri/potansiyel risk hesaplaması gerektiriyor.” ikazı dikkati çekti.


 

Analizde şunlar kaydedildi: “Bu varsayımla hareket edip çektiği krediyle hisse senedi almak borsanın geçmişte defalarca kez yaşattığı çöküş senaryolarının hiçbirinin asla gerçekleşmeyeceğine, alım yapılan fiyatların belki de zirve fiyatlar olabileceği ihtimalinin yüzde 5-10 bile olmayacağına inanmak demek. Yeterince uzun süredir bu piyasaların içerisinde yer alan biri olarak, bunun bir Rus ruletinden farksız olduğunu söylemem gerekiyor.”

BORSA İSTANBUL’D AHER ÜÇ YILDA BİR ÇÖKÜŞE HAZIR OLUN

Borsa İstanbul’da çöküş döngüsüne işaret edilen analizde, “Zirve seviyesini yeniden görmesi 1998 yılı temmuzundan sonra 5 ay, 2000 yılı nisanından sonra neredeyse 4 yıl, 2006 yılı şubatından sonra 1 yıl 3 ay, 2007 yılı ekiminden sonra 2,5 yıl, 2010 yılı ekim ayından sonra 2 yıl, 2015 yılı mayısından sonra 2 yıl, 2018 yılı ocak ayından sonra 2 yıl sürmüş bir borsadan bahsediyoruz. Bu da 20 yılda 7 defa, yani yaklaşık her 3 yılda 1 en ortalama 1-2,5 yıl arasında büyük düşüş dalgalanması yaşayan bir piyasa demek oluyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

KİM KREDİYLE HİSSE ALABİLİR?

“Peki, borçlanarak hisse almak ne zaman mantıklı olabilir?” sorusuna da cevap verilen analizde, “Cebinizde gerçekten bu kredi ödemelerini rahatlıkla yapacağınız ve yakın zamanda ihtiyacınız olmayacak bir paranız varsa, bu durumda kendi paranızla hisse almaktansa bankanın parasıyla hisse almak çok daha mantıklı olabilir.” denildi.

Analizin son cümlesinde şu ikaz yer aldı: “Ancak o da vade boyunca sabit bir faizi garanti altına almak kaydıyla. Diğer türlüsü bankadan size servet transferi değil, sizden borsa kurtlarına servet transferi olabilir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com