Kılıçdaroğlu: Erdoğan gideceğini gördü nasıl kalabilirim derdinde

KRONOS 01 Mayıs 2020 GÜNDEM

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koronavirüs tedavisi gören Hilal Kaplan'ı aradı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine yönelik sözlerine “Cevap vermeye değer mi?” yanıtını verdi. Erdoğan’ın ‘gideceğini gördüğünü’ vurgulayan Kılıçdaroğlu, giderek sertleşen açıklamaları “Anadolu’da güzel bir söz vardır. Zulüm edenin çabuk gitmesi için zulmün artsın diye dua ederler, bir an önce gitsin diye”” ifadeleriyle yorumladı. Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a da “Türkiye yüzde 5 büyümezse istifa etmeli” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de Gündem Özel programına konuk oldu.

1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü kutlayan Kılıçdaroğlu, emekçilerin gerçekten helal para kazandığını söyleyerek, İstanbul’da DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve konfederasyon üyelerinin gözaltına alınmasını değerlendirdi: “Ülkeye yönetenlerin emeğiyle geçinen bu insanların en azından bir günlüğüne eğlenmeleri için fırsat vermesi lazım. Zaten sokağa çıkma yasağı var, kitlesel bir eylem yok. Gidip çelenk bıraksalar ne olurdu ki. Bu süreçte bunun çatışma ve krize dönüşmesini kabul edemiyorum.”

‘FAKİR TOPLUMLAR DAHA FAKİRLEŞTİ’

Sosyal devletin unutulduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, liberal politikaların her şeyin önüne geçerek minimum maliyetle maksimum kâr anlayışının hakim olduğunu belirterek, “Küreselleşmeden sonra fakir toplumlar daha da fakirleşti” dedi.

Türkiye’de anayasaların “şu veya bu etki altında” yazıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Hiçbir zaman değişik kültür, değişik sınıf veya değişik gruplardan, anlayışlardan olan insanlar bir araya gelip bir uzlaşma arayamadı. Buna bir türlü fırsat verilmedi. Hep darbeler oldu, darbelerden sonra, yasalar, anayasalar… Biz buna ‘darbe hukuku’ diyoruz. Bu çıktı ortaya. Artık bütün tarafların bir araya gelip yeni, güzel, demokratik bir anayasa yapması lazım. Ben herkesin inancına saygı duymalıyım, herkes de benim inancıma saygı duymalı. Ben herkesin kimliğine, yaşam tarzına saygı duymalıyım, herkes de benimkine. Bu, ortak yaşama inancını pekiştirmek demektir. En azından bu alanda kavgadan arınmış bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.”

‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ADINA ÜZÜLDÜM’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partilerine yönelik sözleriyle ilgili değerlendirmede bulanan Kılıçdaroğlu, “Cevap vermeye değer mi? Cevap vereceğiniz kişinin kendisini aşarak ön yargılardan kurtulması lazım. Kin ve öfkeyle devlet yönetilmez… En tepedeki devleti kucaklayan kişidir. En tepedeki sadece kendi partisinin lehine çalışıp, diğer partileri rakip olarak görürse cumhurbaşkanı olamaz. Erdoğan’ın konuşması Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına beni üzdü” dedi.

‘ERDOĞAN TUTUNMA ARAYIŞI İÇİNDE’

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yönelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Ortaya çıkan tabloyla gideceğini görüyorsa, nerede yanlış yaptığını düşünmesi lazım. Kaybedeceğini görüyor, yerimde nasıl tutunabilirim arayışı içinde…. Millet can derdinde insanlar evlerine çekilmişler, birlik mesajları vermek varken neden kavga? Covid-19 olayı ortaya çıktıktan itibaren nelerin yapılması gerektiğini anlattık. Hepsini yapmadılar ama bir kısmını yaptılar. Hala ciddi sıkıntılarımız var. Sorunların çözülmesi lazım.”

‘ALBAYRAK BECEREMEZSE İSTİFA ETMELİ’

AK Parti’nin 18 yıldır kesintisiz şekilde ülkeyi yönettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, 18 yılın sonunda yoksul sayısının azalmak yerine arttığını savundu.

CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün dünya ekonomiler küçülecek derken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Türkiye’nin yüzde 5 büyüyeceği açıklamasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “2020’de ekonomi yüzde 5 büyümezse Berat Bey istifa edecek mi? Çünkü sıradan bir yerde değil. Hem sırtını saraya dayamış, Erdoğan’ın damadı. Artı emrinde olan medya zinciri var ve iddialı. Yüzde 5 büyütürse şapkamızı çıkaracağız ve kutlayacağız. Büyütmezse ayrılarak milletin yakasından düşmesi lazım.”

‘MASKE DAĞITAMAYAN BİR DEVLET’

Kılıçdaroğlu, iktidarın CHP’li belediyelerin yardımını engellemesiyle ilgili de konuştu. İktidarı maske dağıtamamakla suçlayan Kılıçdaroğlu, şunları belirtti: “Bir maskeyi dağıtamayan bir yönetim, Türkiye Cumhuriyeti devletini sağlıklı yönetemez. Zaten yönetemiyor, asıl sorun burada başlıyor. Biz merkezi yönetim ile yerel yönetimin işbirliği içinde çalışmasını isteriz. Yerel yönetimi denetleme yetkisi merkezindir. En başarılı yönetici kendisine en az ihtiyaç duyulan yöneticidir. Çünkü öyle bir mekanizma kurmuştur ki kendiliğinden işler. Şimdi siz her şeyi ben yapacağım diyorsunuz. Hiçbir bakanın iradesi yok. Böyle devlet yönetilmez. Ne oldu? Londra’daki tefecilere Türkiye Cumhuriyeti ekonomisini teslim ettiler, yalvarıyorlar nereden para bulacağız diye.”

‘DAHA OTORİTER BİR ÇİZGİYE YÖNELECEK’

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın açıklamalarını sertleştirmesini ise şöyle değerlendirdi: “Anadolu’da güzel bir söz vardır. Zulüm edenin çabuk gitmesi için zulmün artsın diye dua ederler, bir an önce gitsin diye. Firavun anlayışıyla devlet yönetilemez. Fakirin, fukaranın onurunu inciten devlet ayakta duramaz. Siz devleti kim için yönetiyorsunuz, devleti hangi anlayışla yönetiyorsunuz. Devlet adaletle yönetilir, adaleti yok ettiler. Devlet liyakatle yönetilir, liyakati yok ettiler. Yenikapı’da camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girmesin dedim. Niye söyledim? Bu kurumlar devletin temel organları. Siz buralar siyaseti sokarsanız olmaz. Türkiye daha otoriter bir çizgiye yönelecek, öyle görünüyor.”

‘FAHRETTİN ALTUN ÖZÜR DİLEMELİ’

CHP lideri, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’daki kaçak yapısıyla ilgili de şu yorumda bulundu: “İhale şaibeli. Düşük fiyatla alıyor. Hadi aldın, ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanı İletişim Başkanıysanız önce hukuka sizin uymanız lazım. Gideceksiniz Boğaziçi Müdürlüğü’nden izin isteyeceksiniz. Kimse sana çiçek ekeceksin, gül ekeceksin diye izin vermiyorum demez. Çıkıp özür dilemesi lazım. İletişim Başkanlığı’ndaki kişi bunu yapıyorsa, bu dünyanın her tarafında haberdir. Haber olunca ‘Vay efendim siz bunu yaptınız’ diye terör diyorsunuz. Yaptığı haber yanlış mı? Kendisi de doğruluyor. Türkiye’nin gündemini bunlarla meşgul ediyorlar.”

‘ALÇAKGÖNÜLLÜ BİR UYGARLIĞA ÇAĞRI’

Daha önce bir gazeteye yazdığı makalede kullandığı “Alçakgönüllü bir uygarlığa çağrı” sözüyle neyi kastettiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Kovid-19’un aslında topluma bir düşünme fırsatı verdiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, bütün aydınların, demokratların, siyasetçilerin “hatalarımız var mı?” diye önyargılardan arınarak düşünmesi gerektiğine işaret ederek, “Eğer hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa yenide ne olacak? Kanaatim, sosyal devletin bu süre içinde unutulduğunu gördük. Küreselleşme ile fakir toplumlar daha da fakir oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

“Refahın yüksek olduğu ülkelerin diğer az gelişmiş, yoksul ülkelere karşı sorumluluğu var mı?” sorusunu gündeme getiren Kılıçdaroğlu, bu ülkelerin sorumluluğu olduğunu söyledi. Demokrasisi gelişmemiş bütün ülkelerin az gelişmiş ülkeler olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Avrupa Parlamentosu’ndaki bir konuşmamda ‘Dünyanın bütün demokratları, birleşin’ demiştim, Marx’ın sözüne gönderme yaparak. Dünyanın bütün demokratları, Almanya’daki, Fransa’daki, Amerika’daki, Japonya’daki, Güney Kore’deki, bütün demokratların hem ulusal hem uluslararası sorumluluğun bir gereği olarak birleşmesi lazım” ifadesini kullandı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com