Kapı medeniyeti

Sadece binaların nasıl yapıldığı değil nasıl kullanıldıkları da çağın gelişmişlik seviyesi hakkında ipuçları fısıldar. Kolayca açılacak kapıları çalmadan yumruklamak, tekmelemek, kırmak kabalığın, kabadayılığın, zorbalığın göstergesidir.

ŞENGÜL ÇELİK 03 Nisan 2022 GÖRÜŞ

Meşhur ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi, insanın davranış motivasyonlarını anlamaya çalışan Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un 1943 de yayımladığı “Bir İnsan Motivasyon Teorisi” adlı yazısından esinlenerek oluşturulmuştur. Piramidin en alt basamağında insanın dengeleşimde (homeostazda) yani dengeli fiziksel bir durumda kalabilmesi için su, hava, yiyecek, giyecek, uyku, üreme gibi temel gereksinimlerinin öncelikle karşılanması şarttır. Hemen bir üst basamakta ise can güvenliğini sağlamak gelir.

İnsan birincil fiziksel gereksinimlerinden sonra en büyük çabayı kendine güvenli barınaklar edinmek için vermiştir. Öyle ki bu çabanın eserleri olan binalar insanların güvenliğini sağlarken binaların kapıları ve bunları kullanma becerisi de gelişmişliğin göstergesi olmuştur. Sadece binaların nasıl yapıldığı değil nasıl kullanıldıkları da çağın gelişmişlik seviyesi hakkında ipuçları fısıldar. Kolayca açılacak kapıları çalmadan yumruklamak, tekmelemek, koçbaşları ile kırmak kabalığın kabadayılığın, zorbalığın göstergesidir.

Tıpkı insan gibi hayvan da barınak ihtiyacı olan ve bunu bir şekilde gideren varlıktır. Hayvan barınak yapma konusunda mahir olmasa da bulma konusunda insandan çok daha beceriklidir. Kim bilir belki bu nedenle barınakları hayvanlar âlemi adına herhangi özel bir gelişim süreci olarak anılmaz. Yani resim çizen file insan diyemediğimiz gibi yuvasına kapı takan her hayvana da insan diyemiyoruz. Çünkü kapı her canlıda var olan bir korunma ve korunmak için de barınma ihtiyacının göstergesidir. Korunma içgüdüsü ile hareket eden ve alet yapma ya da alet kullanma özelliklerine sahip tüm canlılarda görülür. Yuvasız köstebek, insiz ayı, kovansız arı çok nadir görünür ve bu da genelde ya doğal afetler ya da insan eli ile olur. Aslına bakılırsa bu dış etkenler olmasa doğada neredeyse barınaksız hayvan olanaksız denilebilir ama doğa istisnalar ile dolu olduğu için nadir demek daha uygundur. Günümüzde ise doğa tahripçisi insan eliyle yuvası yıkılan birçok hayvana doğal olmayan barınaklar yine kimi doğasever insan eliyle kurulmaktadır.

BİR GİZEMLİ AYRAÇ OLARAK KAPI

İnsan barınaklarını hayvan barınaklarından ayıran sayılamayacak kadar çok özellik sıralamak mümkündür. Ne de olsa lüks düşkünlüğünde sınır tanımayıp altın klozetler yapan tek hayvan sadece insan. Ancak insan ile hayvan barınakları arasında daha dikkat çekici ve ayırt edici özellik bu barınakların giriş çıkış araçları olan kapıdır. Evet, güvenlik ve emniyet düşkünü insan, barınaklarına sağlam duvarlar örmekle kalmamış bir de güvenle giriş çıkış yapacağı kapılar takmıştır.

Kapı insanın kendi alanı ile kamusal alanı ayıran ve bu iki alan arasında güvenle giriş-çıkış yapmasını sağlayan bir ayraç olduğu içindir ki bu iki alanı ayıran kapıyı kullanma şekli insanın uygarlık basamağındaki yerini belirler. İnsan sosyal bir varlıktır ve gruplar halinde yaşar. Kimi zaman gruplar da birbirlerinden korunmak için sınırlar belirler. Bu sınırlar içinde güvenle yaşamaya çalışır. Zira insan için barınak sadece doğaya karşı değil birbirlerine karşı da bir güven öznesidir. Yani kapı ve sınırlar insanın ve grupların özeli ile bu özelin içinde bulunduğu dünya arasında gizemli bir ayraçtır.

Sırf alet yapıyor, alet kullanıyor diye insan diyemediğimiz karga da ayı da arı da hep aynı gelişmişlik seviyesinde kalan hayvanlardır. İnsan da hayvan da barınağına sınır çizer. Bazı hayvanlar bu sınırı vücut salgıları ile belirlerken bazıları çalı çırpılarla çizer. Ne de olsa kapı her şeyden önce emniyet için alan ve sınır belirleme içgüdüsünün yansımasıdır. Örneğin aslan gibi yırtıcılar seçtiği yaşam alanının sınırlarını idrar ile belirler. Çizdiği sınır çizgisi aynı zamanda özel alanının kapısıdır. Sınırın her aşılması özel alanın güvenliğine bir tehdittir, sonucu da tıpkı toplumlar arası ihlallerde olduğu gibi savaştır.

İNSAN KAPI ÇALAN HAYVANDIR

İnsan aklıyla ürettiği aletlerle doğanın en amansız avcısıdır. Bu da onu varlıklar hiyerarşisinde en üst basamağa çıkarır. İnsan kapı üreten ve kapı kullanan bir varlıktır. Kapı çalmak, özel alana girmek için izin istemek, kapıya insani değer katmaktır. Bu yüzden insan medenileştikçe hem nitelik hem nicelik olarak hayvandan daha da uzaklaşmıştır. İnsan için ayırt edici özelliği alet yapabilmesi ya da kullanabilmesi değil ürettiği her alete has uygun bir değer katmasıdır.

Bu nedenledir ki kapı çalmak, özel alana girmek için izin istemek, izin gelmeden içeri dalmamak, hatta içeride olunduğu bilinse bile bir müddet bekleyip açılmıyorsa oradan ayrılmak kapıyı basit bir alan ayracı olmaktan çıkarıp uygarlık seviyesini belirleyecek değer taşıyan bir alet haline getirir. Özel alana saygı duyması hammaddesi hayvan olan insana uygar bir özellik katar. Öyleyse insan kapı çalan hayvandır. İnsan, kapının açılması için izin bekleyen hayvandır. İnsan izin gelmeyen kapıdan ayrılan hayvandır. Yani kapı çalmayan, çalmadığı kapıyı açan, çaldığı halde izin verilmeyen kapıyı zorlayan, kıran ve insanın kendine çizdiği özel alana saygı duymayan, kapıyı üzerinde taşıdığı özel değer ile kullanmayan dolayısıyla ayırt edici niceliksel ve niteliksel özelliklerini kaybetmiş biri de insandan insanlıktan bir o kadar uzaktır.

İşte dünya üzerinde acıların, nefretin kaynağı savaşları başlatanlar da insanı insan yapan bu değerlerden uzaklaşanlardır.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com