Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırmaya göre ırkçılığa maruz kalmış kadınlar erken doğum riskiyle karşı karşıya.
Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırmaya göre hamileler ırkçılık yüzünden erken doğum riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Bilim insanları, ırkçılığın hamileler üzerindeki etkisini anlatan yeni bir araştırmayı açık erişim dergisi BMJ Global Health’de yayınladı.
Araştırma “Irk ayrımcılığı ve olumsuz gebelik sonuçları: Sistematik bir inceleme ve meta-analiz” başlığı altında paylaşıldı. Toplam 24 çalışmanın sonucu olan rapor birçok farklı ırktan olan insanla yapıldı.
Bunlardan bazıları Afro-Amerikalı, Asyalı, Roman, yerli Alman ve Türk kökenliydi. Buna göre ırkçılığa maruz kalan kadınların erken doğum yapma olasılığı yüzde 40 olarak belirlendi.
IRKÇILIK ÖLDÜRÜYOR
Araştırmanın verdiği bir örnekte, ABD’de siyahi ve yerli kadınlar arasında anne ölüm oranları beyaz kadınlara göre 2 ila 3 kat daha fazla. Birleşik Krallık’ta da siyahi ve Asyalı kadınlar arasında anne ölüm oranları, beyaz kadınlar arasındaki ölüm oranlarına kıyasla iki ila dört kat daha yüksek olduğu belirtiliyor.
IRKÇILIĞA KARŞI ADIMLAR ATILMALI
Araştırmanın yazarlarından Jeenan Kaiser, ırkçılığın, maruz bırakılan insanlara karşı onların sağlığını sadece doğrudan değil aynı zamanda bireyin fırsatlarının, yaşam kalitesinin ve deneyimlerinin de etkilendiğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı: “Çalışmamız hamile sonuçları üzerindeki etkisine odaklanırken, sayısız sağlık sonucunu olumsuz etkilediğini daha belirgin hale getiriyor. Irk ayrımcılığına karşı koyma ve sağlığı geliştirme çabaları, sürdürülebilir değişim yaratmak için sistemik politika değişikliklerine odaklanmalıdır.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yapılan araştırmaya göre ırkçılık insanların uzman bakımına sevkini, sağlık sigortasına erişimini ve halk sağlığı hizmetlerinden faydalanmalarını da etkiliyor.
Araştırmanın bir diğer yazarı Kim van Daalen ise şunları söylüyor: “Sağlıkta ırksal ve etnik eşitsizliklerin ve kesişen sosyal eşitsizliklerin altında yatan kurumsal ve kişiler arası ırk ayrımcılığını mümkün kılan yapı ve politikaların ortadan kaldırılması, toplumlarda genel sağlığın iyileştirilmesi için esastır.”
