İran’da ‘Hamaney’den sonra dini lider kim olacak’ kavgası: Dilleri kesilsin

İran'da 10 yıldır ev hapsinde tutulan eski başbakan Musevi, dini lider Hamaney'in yerine oğlu Mücteba Hamaney'in hazırlanmasına tepki gösterdi: "Dilleri kesilsin, 2500 yıllık hanedanlık geri mi döndü? İddialar doğru değilse neden bir kez bile yalanlanmıyor?"

Zafer YILMAZ 09 Ağustos 2022 DÜNYA

İran’da 10 yıldan fazla bir süredir ev hapsinde tutulan eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi, dini lider Hamaney’in halefinin oğlu Mücteba Hamaney olacağına dair tartışmalara sert tepki gösterdi.

Musevi, Kalameh adlı internet sitesinde yayınlanan yazısında “Dini liderin ölümünden sonra Şiilerin liderliğini oğlu devralacak” iddialarına işaret ederek, “Bu komplonun haberi 13 yıldır duyuluyor. Eğer gerçekten aramıyorlarsa, neden böyle bir niyeti bir kez inkar etmiyorlar?” dedi.

Musevi, bazı siyasi çevrelerin İran İslam Cumhuriyeti’nin 82 yaşındaki lideri Ayetullah Ali Hamaney’in olası halefinin oğlu Mücteba Hamaney olacağını gündeme getirmesine “Dilleri kesilsin, 2500 yıllık hanedanlık geri mi döndü ki bir oğul babasından sonra yönetebilsin?” diye tepki gösterdi.

Mir Hüseyin Musevi 2008 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayıydı. Bu seçimin sonuçlarına karşı yapılan yaygın protestonun ardından Şubat 2009’da eşi Zahra Rahnavard ile birlikte ev hapsine alındı.

HAMANEY’İN OĞLU MÜCTEBA HAMANEY DİNİ LİDER Mİ OLACAK?

52 yaşındaki Mücteba Hamaney’in, babasının ölümünden sonraki rolü hakkında birçok spekülasyon yapıldı. Ali Hamaney, Mücteba’nın çocukları arasında en politik ikinci oğlu olduğunu söylüyor.

İran Parlamentosu eski Başkanı Gulam Ali Haddad Adil’in damadı olan ve çeşitli askeri operasyonlara katılan Mücteba Hameney’in milis gücü Besiç ve İran Devrim Muhafızları ile yakın bir ilişkisi var.

Mücteba Hamaney’in ismi özellikle ev hapsinde olan eski Meclis Başkanı Mehdi Kerrubi’nin Ayetullah Hamaney’e yazdığı bir protesto mektubunda, kendisini eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın 2004’teki zaferinde “etkili bir rol” oynamakla suçlamsından sonra popüler oldu.

Kerrubi mektubunda “Saygıdeğer oğlunuz  Seyyid Mücteba’nın adaylardan biri için desteğiyle ilgili haberler… seçime üç gün kala şansı arttırdı ve hatta o adayın genel merkeze seyahati bile yayınlandı. Son yıllarda bazı din adamlarının ve siyasi yetkililerin çevresine düşüncesizce müdahale edilmesinin ülke ve sistem için birçok olumsuz sonucu olduğunu çok iyi biliyorsunuz.” ifadelerini kullanmıştı.

2008 SEÇİMLERİNE AHMEDİNEJAD LEHİNE HİLE KARIŞTIRMAKLA SUÇLANDI

2008 cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında muhalefet, Mücteba Hamaney’i seçimlere hile karıştırmakla suçladı. Protestocular aleyhine sert sloganlar attı. Son yıllarda bazı medya organlarında Hamaney’in fiziksel durumu nedeniyle yetki ve liderlik sorumluluğunun oğlu Mücteba Hamaney’e devrettiğine dair resmi olmayan haberler yayınlandı.

İran anayasasına göre İslam Cumhuriyeti’nin lideri önemli bir yasal ve resmi güce sahip. Ancak hastalık durumunda – en azından geçici olarak – geniş yetki ve sorumluluklarını devralabilecek bir vekili yok.

İran İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın 111. maddesine göre, lider görevini yerine getirmezse, Uzmanlar Meclisi kararı ile görevinden alınır ve bu meclis yeni lideri seçmekle yükümlüdür. Yeni liderin seçimine kadar, “Cumhurbaşkanı, yargı erki başkanı ve Anayasa kuruyucu Konseyi tarafından seçilen Koruma Konseyi hukukçularından birinden oluşan bir kurul” liderin tüm görevlerini devralıyor.

MUHALİFLERE ŞİDET UYGULATAN KOMUTANA ELEŞTİRİ: ONURSUZ SAVAŞ AGASI

Musavi, yazısında, 2008 seçimleri sonrası başlayan protestolarda “gençleri sakatlamak için hırçın eşkiyalar kullanldığını” belirterek “cinayetleri itiraf eden onursuz generalin cezası neydi? Yurt dışında yaşamının başka bir diktatör için kaybetmek.’ ifadesini kullandı.

Mir Hüseyin Musevi’nin Suriye’de öldürülen Tuğgeneral Hüseyin Hamdani’den bahsettiği belirtiliyor.  Hüseyin Hamdani, Muhammed Resulallah Kolordusu’nun komutanı olarak 10. cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına yönelik protestolar sırasında Tahran’ın güvenliğinden sorumluydu. Aşure günü gösterileri sırasında ve sonrasında Tahran’da protestolarda önemli bir rol oynadı.

Muhammed Resulallah Kolordusu, Devrim Muhafızları’ndaki yapısal değişiklikler ve 2007’de Büyük Tahran’ın Besiç Direniş Gücü’nün birleşmesinden sonra sokak protestoları sırasında kuruldu. Tahran’da protestolar sırasında polislerle birlikte katılan Besiç militanları bu birliğin komutası altındaydı.

‘BIÇAK VE PALA KULLANAN İNSANLAR ÇALIŞTIRMAMIZ GEREK’

Hüseyin Hamdani bir konuşmasında protestocularla nasıl başa çıkılacağı ve milis kullanımı hakkında net bir şekilde şunları söylemişti: “İsyanlara katılan ama siyasi parti ve hareketlerde yer almayan suçlu ve haydut 5 bin kişi tespit edildi ve tutuklandı. Evlerinde kontrol altına aldık. O gün evden çıkmalarına izin verilmedi. Sonra onları üye yaptım. Sonra bu üç tabur, mücahit yetiştirmek istiyorsak bıçak ve pala ile uğraşan insanları çalıştırmamız gerektiğini gösterdi.

Eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi, 2008 ve 2009 yıllarında yaptığı açıklamaların Arapça çevirisine yazdığı önsözde bu Hamdani’nin kaderini “hayatta kalanlara bir ders” olarak nitelendirdi ve insanlar “otokratın, av karşılığında onlardan her şeyi istediğini öğrensin” dedi.  Musevi, İran’ın Suriye ve bölgeye müdahalesini de sert bir dille eleştirdi ve bu politikaları “haksız” olarak nitelendirdi.

Suriye’de milyonlarca göçmen ve yüz binlerce ölü, Lübnan’da Hizbullah’ın kötü şöhreti, IŞİD’in ortaya çıkışı, Yemen’de etnik ve kabile savaşları, Arap ülkelerinin İsrail’le bağlantı kurma eğilimleri ve ‘Hizbullah’ın sloganı. Şii hilali”, “bu sapkınlığın kötü niyetlerinin” kanıtıdır.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com