Gelecek Partisi’nden Demirtaş’a ‘3 şartla konuşuruz’ cevabı

Selahattin Demirtaş'ın Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ile yan yana gelip konuşabileceğine dair sözlerine Gelecek Parti'sinden, "Geçmişin öz eleştirisini yaptık, geçmişi bırakıp geleceği konuşalım’ işte onunla oturur konuşuruz" yanıtı geldi.

KRONOS 09 Eylül 2020 GÜNDEM

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ

Eski AKP Milletvekili ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Davutoğlu ile yan yana gelip konuşmamız Türkiye’de özgürlükler için faydalı olacaktır” sözlerine, “Türkiye’nin milli bütünlüğünden yana olan herkesle oturur konuşuruz. Partileri dost ve düşman olarak ayırt etmeyiz. Toptancı bir şekilde HDP karşıtlığı, HDP’li seçmenin milli bütünlükten uzaklaşmasına, vatandaşlık bağının zayıflamasına vesile olmaktadır. Biz baştan beri şunu söylüyoruz” diyerek yanıt verdi.

Medya Notu’nun haberine göre; Özdağ, Demirtaş’ın “Sayın Davutoğlu ile siyasi duruşumuz, birçok meseleye bakış açımız elbette ki farklıdır. Hiçbir zaman da aynı olmayacağından eminim. Fakat şu yaşadığımız derin trajediden çıkmak için demokrasi ilkeleri etrafında yan yana gelinip konuşulması, halkın özgür yarınları için, huzuru ve refahı için kesinlikle katkı sağlayıcı olacaktır” sözlerine yanıt verdi. Özdağ, “Biz terör örgütleriyle konuşmayız. Onlarla masaya da oturmayız. Ama şiddete çanak tutmamak, ülkenin milli bütünlüğüne saygı duymak ve terör yapılanmalarına mesafe koymak şartıyla bu ülkenin her partisi ve siyasetçisiyle konuşabiliriz” diye konuştu.

Özdağ, şöyle konuştu:

“Siyasetçilerle de anayasanın teminatı altında kurulan partilerle de yukarıda ifade ettiğim ölçüler içinde konuşuruz, konuşmalıyız da. Bu konuşma bu aziz ülke için hep beraber ne yapabiliriz, problemlerini nasıl çözebiliriz sorularına yanıt aramalıdır. Ortak aklı harekete geçirme şeklinde olmalıdır.”

Partimizde kimse Kürtlere karşı değildir. Gelin şu terör örgütlerini bir tarafa bırakalım bu ülkenin demokrasisi, birliği, zenginliği için birlikte hareket edelim. Egemen güçlerin ameliyatlarına, operasyonlarına fırsat vermeyelim. Bizi endişelendiren çağrılarımızın karşılıksız kalması ve tepkiyle karşılanmasıdır.

Partiler ülkeye hizmet için kurulurlar. Milleti kutuplaştırmak, parçalamak, vatanı bölmek, kardeşi kardeş ile karşı karşıya getirmek gibi bir siyaset olamaz. Demokratik eksikleri dile getirmek ayrı şeydir. Hiçbir demokrasi vatanın bölünmesine çanak tutamaz.

‘DAĞA GİDENLER İHMAL EDİLMİŞ, KANDIRILMIŞ ÇOCUKLARIMIZ’

Herkes yaşadıklarımızdan ders çıkarmalıdır. Dağa çıkan çocuklar da bizim ihmal edilmiş, kandırılmış çocuklarımızdır. Niçin dağa çıktıklarını sorgulamalıyız. Onları dağa çıkartan sebepleri ortadan kaldırmalı, bataklığı kurutmalıyız.

Biz Gelecek Partisi olarak hiçbir çocuğumuzun heder olmasını, hiçbir anne ve babanın ağlamasını istemeyiz. Bunu başaracak olan da siyasettir. Siyaset dövüşmemek, kavga etmemek için vardır.

Bir siyasetçi diyorsa ki ‘artık dövüşmeyelim, artık kan akmasın, geçmişin öz eleştirisini yaptık, geçmişi bırakıp geleceği konuşalım’ işte onunla oturur konuşuruz.

Bunu partimize zarar verse de yaparız. Ülkemiz, milletimiz, devletimiz için kendimizden, partimizden ödün veririz. Ama birliğimizden, kardeşliğimizden hiçbir taviz, ödün yoktur.

‘KURŞUN YESEK DE VAZGEÇMEYİZ’

Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin Kürt kökenli kardeşlerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çoğunluğuyla din kardeşiyiz. Vatandaşlık bağlarıyla bağlıyız. Herkes insandır ve insan onuru için vazgeçmeyeceğiz. Bu uğurda kurşun yesek de suçlansak da iftiraya uğrasak da vazgeçmeyeceğiz.

Bunu ülkemiz için, ülkemizin geleceği için, zenginlik, özgürlük ve mutluluk için yapacağız.

Biz Gelecek Partisi olarak Türkiye’de yaşayan, Türkiye’nin milli bütünlüğü içinde çalışan herkesle kucaklaşmaya, tokalaşmaya, omuz omuza vermeye, sırt sırta vermeye, konuşmaya ve tartışmaya açığız.

Her şey insanımız için.Ölerek ve öldürerek yapılan siyaset siyaset değildir.

Siyasetçi yaşadıklarından ders alıyorsa siyasetçidir. Siyasetçi eylemlerinin özeleştirisini yapıyorsa siyasetçidir.

Hiçbir kimse olayları Türkiye’nin problemlerini öne sürerek, gençleri ihmal etmemelidir. Gençlerin omuzlarına basarak dans etmemelidir. İnsanımızın ölmesine neden olarak değil, onları yaşatmak için siyaset yapmalıyız. Ölerek ve öldürerek yapılan siyaset siyaset değildir.

AKŞENER’İN ‘KAN DAVALI’ CEVABI

Selahattin Demirtaş’ın, “Dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve ‘Kahvaltıya geldik’ derdim” sözlerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise şu şekilde yanıt vermişti;

“Haberin tamamını okumadım. Ama şunu söylemek isterim. Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var, kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder. Güneydoğu’nun böyle bir özelliği var.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com