Gazoz musun, efsane mi?

TARIK ENGİN 11 Temmuz 2019 SPOR

Geçen hafta doğum gününü kutlayan Zion Williamson, 2000 yılında Amerika’nın North Carolina’da eyaletinde dünyaya geldi. 19 yaşına geldiğinde 130 kilogram ve 201 cm boyunda herkesin ilgi odağı küçük bir dev olacağını kimse tahmin edemezdi. Kolej kariyerini Duke Üniversitesinde sürdürürken hayalinde üniversitenin NBA’e yolladığı birçok efsaneden biri olabilmek vardı. Nitekim muazzam geçen bir kolej yılından sonra “Best College Athlete” ödülünü almış ve dahası 2019 yılı NBA draft’larında birinci sıradan New Orleans Pelicans tarafından seçilmişti.

Artık o da Duke Üniversitesinin NBA’e yolladığı Shane Battier, JJ Redick, Mike Dunleavy, Christian Laettner ve Kyrie Irving gibi yıldızlardan biri olmaya adaydı.

Peki, genç Amerkalı beklendiği gibi gerçekten NBA tarihinde iz bırakabilecek bir isim olabilecek miydi?

Zion, inanılmaz atlet bir oyuncu ve gelecek sezon belki de NBA havayollarının en önemli kaptan pilot adaylarından biri olabilecek özelliklere sahip. Oldukça iri ve geniş bir bedene sahip olan Zion, vücuduna çok hakim. Bu özelliği onun hem savunmada hem de hücumda pota altında rakiplerine karşı korkutucu bir üstünlük sağlıyor. Geçtiğimiz sezon NCAA’de boyalı alanda yüzde 68 ile oynayan Zion, ribaundlarda ve pota altında caydırıcı bir güç.

Ancak Zion Williamson her ne kadar atletik, kuvvetli ve patlayıcı güç olsa da oynadığı pozisyon gereği (Power Forward) çok önemli eksiklikleri var. Solak bir oyuncu olan Zion hücumda sadece sol el bitiricisi olduğu için rakip savunma üzerinde yapacakları sınırlı kalıyor. Eğer rakip savunma oyuncuları Zion’un hücum aksiyonlarını çözerse etkisiz hale getirebilirler ama bu karşısındaki savunmanın fizik gücüne de bağlı olacak.

Zion’un diğer önemli eksiği ise şut mekaniğinin kötü olması ve yayın gerisinde vasat altı bir oyuncu olması. NBA her ne kadar inanılmaz atletlerin bulunduğu bir lig olsa da eğer yayın gerisinden şut tehditiniz yoksa gözünüzün yaşına bakmazlar. Kolej kariyerinde yüzde 33,8 ile oynayan genç forvet bu gelecek sezon yüzdelerde kalırsa NBA’de işi çok zor olacak gibi görünüyor.

Zion Williamson birçok otoriteye göre gelecek sezonun en önemli çaylak adayı ama akıllarda her zaman şut yüzdesi hakkında soru işareti bulunacak. Modern basketbol artık her ne kadar “Run and Run” olarak oynansa da, fizik gücüne de artık çok daha fazla ihtiyaç duyuluyor.

Basketbol artık Atletizm’e dayalı bir oyun haline gelmişken bu oyunun en önemli besini yayın gerisinden atılan şutlar oldu. Bütün takımlar taktik tahtalarını yayın gerisinde doldurmaya başlarken ve bütün sistem ağırlıklı olarak şuta dayalı olmuşken, bir oyuncu eğer aranan kan olan şut tehditinden yoksunsa kendini bir anda NBA tarihinin tozlu rafları arasında bulabilir.

Zion geçtiğimiz sezon kolej kariyerinde gösterdiği performans ile buz gibi gazozun kapağını açtı. Ya kendini geliştirip şut yüzdelerini artırarak efsane olacak ya da hafifçe açılan o gazozun asidinin kaçmasını izleyecek. Her şey onun elinde: ya gazoz olacak ya da efsane…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com