Mumcu’nun 40 soruya ‘kaçamak cevaplar’ verdiği program yayından kaldırıldı

Kültür ve Turizm eski bakanı Erkan Mumcu, Haber Global'de katıldığı "Jülide Ateş ile 40" adlı programının YouTube'dan ve kanalın diğer mecralarından kaldırıldığını belirterek, "40 sorunuza pas geçmeden yanıt verdim, programım neden kaldırıldı" diyerek tepki gösterdi. 

KRONOS 28 Eylül 2020 GÜNDEM

Demokrat Partinin Kuruluş Yıldönümünde DYP Ve ANAP Birleşmesi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu

Kültür ve Turizm eski bakanı Erkan Mumcu, katıldığı televizyon programının YouTube’dan kaldırılmasına “Program niçin YouTube’dan ve tüm diğer mecralardan kaldırıldı? 40 sorunuza pas geçmeden yanıt verdim” sözleri ile tepki gösterdi.
Erkan Mumcu’dan “programım neden kaldırıldı” tepkisi

Kültür ve Turizm eski bakanı Erkan Mumcu, Haber Global’de katıldığı “Jülide Ateş ile 40” adlı programının YouTube’dan ve kanalın diğer mecralarından kaldırıldığını belirterek, “40 sorunuza pas geçmeden yanıt verdim, programım neden kaldırıldı” diyerek tepki gösterdi.

Mumcu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “40 sorunuza pas geçmeden yanıt verdim. 1 soruya da lütfen siz yanıt verir misiniz? Program kaydı yok oldu da.. O bakımdan..” dedi.

Programda Mumcu, sorulan sorulara ‘kaçamak cevaplar’ vermiş; “Mehmet Ağar merkez sağa ihanet etti mi?” sorusunu, “Bir kişiyle açıklanamaz sosyal toplumsal olaylar” diye yanıtlamıştı. Mumcu, ANAP-DPY birleşmesinin mümkün olmamasını ise Gülen cemaatinin bu birleşmeyi istememesine bağlamış, “geleceği bakalım” artık demişti. 2007 Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinde asker size baskı kurdu mu yönündeki bir soruya Mumcu’nun “Anayasa Mahkemesi 367 gerekli deseydi ben zaten o genel kurula girecektim” sözleriyle yanıt vermesi şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir:

d Mumcu’nun 40 soruya ‘kaçamak cevaplar’ verdiği program yayından kaldırıldı

d Mumcu’nun 40 soruya ‘kaçamak cevaplar’ verdiği program yayından kaldırıldı

 

Youtube’dan kaldırılan programda Erkan Mumcu bir döneme ışık tutan önemli açıklamamalar yapmıştı. İşte sorulardan bazıları ve Mumcu’nun yanıtları:

MEHMET AĞAR MERKEZ SAĞA İHANET Mİ ETTİ?

– Bir kişiyle açıklanamaz sosyal toplumsal olaylar. Bu konuya dair bütün sorulara cevap veren yegane insan benim ve benden başka hiç kimseye bu soru sorulmuyor. Ben bu durumu “Kan kırmızı pazartesi sendromu olarak niteliyorum. Markiz’in Kırmızı Pazartesi romanındaki hikaye. Mağdur bilmez ne olacağını, herkes bilmekte ve herkes susmaktadır. Bu konu Türkiye’de siyasetin 2 yüzlülüğünü, medyanın çok yüzlülüğünü ve çıkar odaklı siyaset ve iletişim tutumlarının hepsinin birlikte yansıdığı çok iyi bir örnektir. Ben söyleyeceğim her şeyi söyledim, yapılabilecek, akla gelebilecek bütün yapıcı olasılıkları zorladım, bütün fedakarlıkları yaptım, tarih buna tanıktır. Milyonda 1 bile kusur atfedilmesini kabul etmiyorum. Bu konunun esasını aslında biliyor olduklarından aslında hiç kuşku duyulmayan insanlara neden hiç kimse hiçbir soru soramıyor! Niçin?

ANAP – DYP BİRLEŞMESİNİ ‘FETÖ’ MÜ ENGELLEDİ?

– Bence ANAP & DYP birleşmesinin mümkün olmayışında en büyük pay ‘Fetö’nündür! Kanaatim budur. O günlerdeki gözlerimlerim, işittiklerim, bana anlatılanlar ve sonradan tarihin nasıl aktığına baktığımızda bu konuda en küçük bir kuşku duymuyorum. Bunların kanıtları aslında gün gibi ortada duruyor, özel bir konu ama; çok ayıp şeyler bunlar… Sn. Mehmet Ağar’ın gene başkanlığında seçime gitmeyi kabul etmiştik, bütün bunları bu birleşmenin yaratacağı enerjiden kaçmasın kaçamasın diye bu fedakarlıkları yapmıştık.. Ama sonunda yine kaçmak zorunda kaldı. Niye? Bu sorunun kendisine sorulması lazım. Benim için artık bu mesele kapanmıştır. Geçmişin bugüne katacağı çok fazla bir şey yok, artık gelecekten bakmalıyız ülkeye. Bu eski siyaset kafasının, entrikacı siyaset anlayışının ne yaptığını, ne ettiğini, Türkiye’yi nereye getirdiğini gördük. Bunları tartışmayı değerli bulmuyorum. Tarihin çöplüğüne gömüldüler. Bugün nerede olduklarının hiçbir önemi yok.

MELİH GÖKÇEK, İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ ERKAN MUMCU’YU TEHDİT ETTİ Mİ?

– Hayır. Ancak şayet 2367 meselesi ile ilgili, oylamalara katılıp katılmaması meselesi ile ilgili; siyasi partiler kanununa göre, partinin hakkı olan hazine yardımı fiilen ödenmiyor. Bu meselede yardımcı olmayı önerdi, ben de şimdi burada ağzıma almaktan imtina edeceğim sözler söyleyerek kendisini reddettim ve evimden gönderdim. Bunun tanıkları var, dolayısıyla bu kısmı geçelim! Ancak o gazeteci arkadaşın biraz edepli olmaya öğrenmesi lazım. Ben siyasete girmeden önce de varlıklı bir adamdım, bugünkü varlığım siyasete girmeden öncekinden az. Ben 23 yaşında hangi otomobile biniyorsam, şimdi onun 10 yıl yaşlanmış modelini biniyorum. 25 yaşımda sahip olduğum varlıktan daha fazlasına bugün sahip değilim. Bundan dolayı gocunmuyorum. Beni tekstil piyasasının büyükleri iyi bilir.

2007 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE ASKER SİZE BASKI KURDU MU?

– Hayır. Meselenin Abdullah Gül ile alakası yok. 2007 sürecinin 2005’ten itibaren hazırlandığını, 367 tezinin asıl sahibinin daha Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı seçimine itiraz, Anayasa Mahkemesi’ne itiraz dilekçesine imza atan 2 isim olarak Abdullah Gül ve Bülent Arınç olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. 2007 Cumhurbaşkanlığı süreci, birinci 367 tezi yüzünden kesilmedi. Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenmeden, yani birinci tur ile ikinci tur arasında Anayasa Mahkemesi’nin bir karar verecekti; Anayasa Mahkemesi 367 gerekli deseydi ben zaten o genel kurula girecektim. Çünkü bu mahkemenin demokrasiye müdahalesi anlamına gelecekti. Bu anlattığınız okuduğunuz haberlerin çoğu ‘Fetö’ tarafında uydurulmuş ve ‘Fetö’nün bu olaydaki rolünü gizlemek üzere uydurulmuş yalanlardır. Bu yalana alet olanların çoğu da ‘Fetö’ işbirlikçileridir. Bundan hoşlanmayan insanlar çeşitli yalanlar uydurdular. Ses kaydı olanlar ‘Fetöcüler.’ Niye çıkarmadılar o ses kayıtlarını? O darbe komisyonlarına niye beni çağırmıyorlar? Herkes hakkımda konuşuyor, benim ne söyleyeceğim niçin merak edilmiyor?”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com