Erdoğan’a: Senin işin yüreği yaralı anaya ‘şeref dağıtmak’ değil

Gara'da ne olduğunu bilmenin milletin hakkı olduğunu söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben “Senin işin, kongre salonunda yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp 'şeref dağıtmak' değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır” dedi.

KRONOS 17 Şubat 2021 GÜNDEM

İYİ Parti lideri Meral Akşener.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Gara operasyonu ile ilgili ne olduğunu bilmenin milletin hakkı olduğunu söyledi. Akşener, “Senin işin, kongre salonunda, yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp, ‘şeref dağıtmak’ değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır” dedi.

‘BİZ, SENİN ADINA UTANMAKTAN BIKTIK’  

Akşener, pandemi ortamında salonların ‘lebalep’ dolmasından memnuniyet duyduğunu söyleyen Erdoğan’a, “Biz, senin adına utanmaktan bıktık, sen bizleri utandırmaktan bıkmadın sayın Erdoğan” diye seslendi.

Partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşan Akşener, Gara’da 13 asker ve polisin ölmesinin ardından ulusal yas ilan edilmemesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Türkiye’ye afra tafra yapan Suudların kralı öldüğünde ilan ettiğin yası evlatlarımıza neden çok görüyorsun?” diyerek tepki gösterdi.

‘PANDEMİDE KONGRE SALONU DOLDU DİYE SEVİNEMEZSİN’ 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin Rize il kongresinde kullandığı, “Bakın bir kongre yapıyoruz, salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve Rize’de salon lebalep dolu” sözlerini eleştiren Akşener, “Gara’daki kahrolası o mağara, lebalep şehit doluyken; sen ‘Pandemiye rağmen kongre salonu lebalep dolu’ diye sevinemezsin. Böyle şuursuzluk, böyle aymazlık olmaz, olamaz” şeklinde konuştuk. Akşener’in konuşmasından öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

‘EVLATLARIMIZA NE OLDUĞUNU BİLMEK İSTERİZ’

“Gara’da, lanet terör örgütü PKK’ya yönelik operasyon, milli bir meseledir. Dolayısıyla, üzerinde konuşan herkesin, sözlerine dikkat etmesi gerekir. Ancak bu dikkat, yapılan bir yanlış varsa, bir hata varsa, üzerini örtmek için bahane olamaz. Başarılı operasyonların müjdesini kendi verip, felaketlerin açıklamasını, valilere, bakanlara havale etmek, devletin değil, algının yönetimidir. Milli güvenliğimizi ilgilendiren alanlarda, sessizliği anlar, saygıyla da karşılarız. Ama evlatlarımıza ne olduğunu, doğal olarak bilmek isteriz. Bugüne kadar, bu tür operasyonları başarıyla yürüten, bu konuda dünyaya örnek olan kahraman askerlerimizin, neden böyle bir sonuçla karşılaştığını öğrenmek isteriz. Bu işte, siyasetin parmağı var mı, yok mu bilmek isteriz. Bu aziz milletimizin en doğal hakkı, bizim de milletimize karşı görevimizdir.


 

‘SİZ ‘ŞOV DEVAM ETMELİ’ DİYEBİLİRSİNİZ, BİZ DİYEMEYİZ’

Siz, şehit anasını kongreye canlı bağlayıp, felaketten siyaset devşirme peşinde koşabilirsiniz. Biz koşamayız. Siz, sosyal medyada, meclis kürsülerinden linç kampanyaları başlatıp, şehitlerimizi sizden olmayana saldırmak için araç yapmaya cüret edebilirsiniz. Biz edemeyiz. Siz, ülkemize yaşattığınız her felakette takındığınız aymaz tavırla, ‘Şov devam etmeli’ diyebilirsiniz. Biz diyemeyiz. Demeyeceğiz!

‘MİLLİ YAS İLAN ETMEK İÇİN DAHA NEYİ BEKLİYORSUN?’

Sayın Erdoğan; evlatlarımızı teröre şehit verdik. Milletimizin canı yanıyor. Türkiye’ye, afra tafra yapan Suud’ların kralı öldüğünde, ilan ettiğin yası, evlatlarımıza neden çok görüyorsun? Milli bir meselede, milli bir acıda, milli yas ilan etmek için daha neyi bekliyorsun? Rengini, şehitlerimizin, o kahramanlarımızın kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı, yarıya indirmemekle, neyin hesabını yapıyorsun? Yoksa sen de minik ortağın gibi, ‘Aman canım, 13 kişi öldü diye yas mı ilan edilirmiş?’ diyorsun?”

‘SENİN İŞİN O ANALARIN EVLATLARINI YAŞATMAK’

Gara’daki operasyonda yaşananlar, senin için milli yas değilse nedir? Senin işin, kongre salonunda, yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp, ‘şeref dağıtmak’ değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır. Gara’daki kahrolası o mağara, lebalep şehit doluyken; sen, ‘pandemiye rağmen kongre salonu lebalep dolu’ diye sevinemezsin. Böyle şuursuzluk, böyle aymazlık olmaz. Biz seni, böyle bir acının ardından, bir defalık da olsa, her zamanki lakayt tavırlarını bırakıp, gök kubbeyi katillerin başına yıkacak bir çalışmada görmek isterdik.

Bir defalık da olsa, ayrıştırmak yerine, birleştirdiğini görmek isterdik. Bir defalık da olsa, kürsülerde, Ak Parti genel başkanını değil, memleketin Cumhurbaşkanı’nı görmek isterdik. Siyaseten lazım olduğunda, gömleğinin kollarını sıyırıp, harekat odasından fotoğraf vermeyi biliyorsun. Buyur! Bu günler, tam da o harekat odasında olman gereken günler. Poz vermek için değil, işini yapmak için orada olman gereken günler. Ama sen ne yapıyorsun? Partinin kongrelerinde, boynunda spor kulübü atkısıyla, espriler yapıp, şakalaşıyorsun. Sarayda konserler düzenletip, hoşça vakit geçiriyorsun. Böyle şımarıklık, böyle izansızlık olmaz. Böyle devlet yönetilmez.”


 

‘DURMAK YOK, SIRITMAYA DEVAM MI DİYECEKSİNİZ?’

Bizlerin yüreği yanarken, kongre heyecanlarına, tam gaz devam eden Sayın Erdoğan’ın, o ibretlik sözünü tekrar hatırlatmak isterim. Dedi ki; “Bakın bir kongre yapıyoruz. Salgının olduğu günlerde kongre yapıyoruz. Salon lebalep dolu.” Bunu bir de utanmadan, sıkılmadan, sevinerek söyledi. E biz de doğal olarak soracağız: Salonların lebalep dolmasından memnunsun da, on binlerce esnafımızın, milyonlarca vatandaşımızın günahı ne Sayın Erdoğan?

‘MASKE-MESAFE- TEMİZLİK DEMEYİ BİLİYORSUNUZ’  

Dükkanını açamayan esnafımıza, geçim derdi çeken milletimize geldi mi, “Maske, mesafe, temizlik” demeyi biliyorsunuz, parti kongreleri olunca, hepsini unutuyorsunuz. Milletimize böyle mi örnek olacaksınız? Dükkanın kapısını açtırmayıp, açlığa mahkum ettiğiniz esnafımızı, çalışanlarımızı, kongre salonlarını lebalep doldurarak mı doyuracaksınız? Pandemi boyunca ailesinden uzak kalma pahasına, virüsle kelle koltukta mücadele eden sağlık çalışanlarımızın yüzüne nasıl bakacaksınız? Hiç mi utanmayacaksınız? Hiç mi sıkılmayacaksınız? Yoksa kongrelerinizdeki gibi, ‘Durmak yok, sırıtmaya devam’ mı diyeceksiniz?”

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram