Döviz piyasalarında neler oluyor?

Temenniler manzumesi iktisatta geçer akçe değildir. Türkiye el yordamı ile tünelin ortasında çıkışı arıyor. Uzun vadeli yatırımcı için “al-unut” dönemi. “Al-sat” yapanlar için iyi bir zamanlama ile yükselişlerde satmak, dip seviyelerde almak avantajlı. “Teferruatla uğraşamam.” diyenler ise, DEM hesabı açmaya başladı bile. DEM’de ilk haftanın bakiyesi 50 milyar TL’yi buldu.

TURHAN BOZKURT 30 Aralık 2021 HABER ANALİZ

“Dolarda sinsi plan” hazırlığından bahseden kaç kişi var?, bilmiyorum. Ancak dolar/TL paritesi 11-12 bandının üzerinde ralliyi aratmayacak bir sürate ulaştığında kimsenin ummadığı bir hamlenin gelebileceğini belirtmiştim.

O hamle 20 Aralık 2021 Pazartesi günü geldi. “Dövize endeksli mevduat (DEM)” diye bilinen kur korumalı TL mevduat dönemi başladı. O vakte kadar döviz kurlarının yükselişine seyirci kalan hükûmet asimetrik bir karar alarak, 13 TL’nin üzerindeki her seviyeden dolar alanları ters köşeye yatırdı.

“Dolar 30 lira olacak” yorumları da piyasadaki telaşın tuzu biberi olmuştu. DEM kararının ilk etkisi bu defa düşüş yönünde şoke edici oldu. 18,50 TL’nin eşiğine kadar tırmanan dolar 10,29 TL’ye kadar geriledi. “Keriz silkeleme” operasyonu bu defa bizzat devlet eliyle icra olundu.

Kararın isabetli olup olmayacağı bir tarafa, herkesi alakadar edecek kritik bir karar oldubittiye getirildi. Ne de olsa tek adam rejiminde kararlar sadece tebliğ ediliyordu. Müzakere yok, intibak dönemi yok, katılımcılık hiç yok.

13 TL VE ÜZERİNDE DOLAR ALANLAR AĞIR YARALI

Yeni dönem bu yüzden sancılı başladı. Hükûmet ne bir takvim belirlemişti ne de bir izahatta bulunmuştu. Akşamdan sabaha yeni bir piyasa düzenine geçildi.

Belirsizliklerin ortasında daha da düşecek diye bir gün evvel aldığı dövizi alelacele satanlar son yükselişi gördükçe içten içe kahroluyor. Kendilerini tuzağa düşüren hükûmete hiç olmadığı kadar öfke duyuyorlar. Bilvesile ifade edeyim: Türkiye’nin ekonomik göstergeleri yeşile dönmedikçe dolarda kalıcı düşüş mümkün değil.

Dövizin tansiyonunu düşürmek maksadıyla resmîyette serbest dalgalı kur rejimi denilse de düpedüz hibrit kur rejimi tatbik ediliyor. Merkez Bankası’nın zımni (örtülü) kur hedefinin etrafında al-sat ruhsatı verilmiş. Türkiye saati ile 15.00’te efektif kurlarları ilan eden TCMB 11.00’de DEM için esas alınacak döviz kurları ile altın fiyatlarını açıklıyor.

DÖVİZ PİYASALARINDA ŞEFFAFLIKTAN ESER KALMADI

Hibrit kur rejimi devam ettikçe yatırımcıların 20 Aralık’ta olduğu gibi ters köşede kalma ihtimali fazladır. Bu düzende hep Saray’ın dediğini olacaktır. Nereden döneceğini bilenler hangi zirvede satışların başlayacağını da biliyor. Geçen hafta bu oyun herkesin gözü önünde sahnelendi.

Yarı serbest yarı güdümlü piyasada yatırımcılar kendilerini emniyete almak için 11.00’de ilan edilen kur seviyesinin etrafında tur atıyor. Bu sabah saatlerinde 13,50 TL’ye kadar fırlayan dolar birkaç dakikada 12,40 TL’ye kadar indi. Akabinde tekrar 13 TL’ye yükseldi.

Bu kadar ani yükseliş ve iniş piyasada oynaklığın, başka bir ifadeyle sarsıntının devam ettiğini gösteriyor. Yükseliş mevcut tabloda boğa tuzağı. Piyasa kontrolü ele geçirebilirse kur daha da yükselebilir.


 

Mevcut hâliyle olan yine küçük yatırımcıya oluyor. Muhtemelen zamanlama avantajına sahip balinalar yükselişlerde küçük yatırımcının kucağına biraz daha fazla döviz yığacak. İnişte zarar eden küçük yatırımcı ani yükselişlerde elindeki son barutu da kullanacak ve bir müddet sonra tamamen minderin dışına itilecek.

Aynı tablo bedavaya getirilen DEM reklamı olacak. Zira Saray cenahından, “DEM’e geçseydiniz vade sonunda kur yükselmiş olsa da kur farkını alacaktınız ve stopaj (Gelir Vergisi kesintisi) ödemeyecektiniz.” denilecek.

DEM HESAPLARI İÇİN 12,50 TL ETRAFINDA TUR ATILIYOR

Döviz kurlarındaki ani yükselişi takip eden ani düşüşler ölümü gösterip sıtmaya razı etme stratejisinin bir parçası. Başka bir örtülü hedef de şu olabilir: İlk defa açılan DEM hesapları için alış kuru ağırlıklı olarak 12,50 TL civarında olursa mart sonunda Hazine kur farkı ödemekten kurtarabilir.

Böyle bir hedefe ulaşılabilmesi için üç ay boyunca kurları mevcut seviyelerin altında tutmaktan başka çare kalmıyor.

Ancak bütün bunlar kâğıt üzerinde durduğu gibi durmayabilir. Kur farkı ödememek için çıkılan yolda kurlar tekrar kontrolden çıkabilir ve Hazine kaldıramayacağı bir yükün altına girebilir.

3 Ocak 2022 tarihinde hem aralık ayı enflasyonu hem de yıllık tüketici enflasyon (TÜFE) ile üretici enflasyonu (Yİ-ÜFE) belli olacak. Verileri iktisatçılar tarafından güvenilir bulunmayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bile mızrağı çuvala sığdıramayabilir.

Yıllık TÜFE yüzde 28’i bulabilir. ÜFE’nin yüzde 50’nin altında kalması sürpriz olur. Enflasyon patlaması döviz kurlarını o ana kadar seviyenin üzerine çıkaracaktır. 20 Ocak 2022’de TCMB’nin faiz indirmesi yangına benzin dökmek olur.

Temenniler manzumesi iktisatta geçer akçe değildir. Türkiye el yordamı ile tünelin ortasında çıkışı arıyor. Uzun vadeli yatırımcı için “al-unut” dönemi. “Al-sat” yapanlar için iyi bir zamanlama ile yükselişlerde satmak, dip seviyelerde almak avantajlı.

“Teferruatla uğraşamam.” diyenler ise, DEM hesabı açmaya başladı bile. DEM’de ilk haftanın bakiyesi 50 milyar TL’yi buldu.

İsmi konulmasa da hibrit kur rejimine geçildiğini ve kırmızı büyük düğmenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinin altında olduğunu unutmamakta fayda var. Seçime doğru şapkadan başka tavşanlar çıkarılabilir.

Kimse bir saat sonrasına göremiyorsa maceraya atılmak çok daha pahalıya mâl olabilir. Sinsi planda işler çığırından çıkarsa polisiye (zecri) tedbirlerin masada olduğu hatırdan çıkarılmasın.

————————

İletişim için:
[email protected]

Twitter: @turhanbozkurTV

YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/