Doğduğum topraklara, Karabağ’a dönmeye hazırım; gazeteci olarak…

Adı işgal, savaş gibi kelimelerle anılan Karabağ'da doğdum. Ermenistan işgalinden sonra onbinlerce aile gibi biz de göç etmek zorunda kalmıştık. Ne yazık ki doğduğum toprakları bir daha göremedim. Şimdi bir fotoğrafçı olarak o topraklara gitmek için yola çıktım....

KRONOS 07 Ekim 2020 DÜNYA

Bakü'de insanlar cepheye gitmek için gönüllü askere yazılıyor. (FOTOĞRAF: TURAL RAHMANLI)

TURAL RAHMANLI BAKÜ’DEN YAZIYOR…

Azerbaycan’la Ermenistan arasında yeniden çatışmalar çıktığı haberini aldığımda farklı bir his yaşadım. Çünkü, adı işgal, savaş gibi kelimelerle anılan Karabağ’da (Qubadlı) 1992 yılında doğmuştum. Ermenistan işgalinden sonra onbinlerce aile gibi biz de göç etmek zorunda kalmıştık. Ne yazık ki doğduğum toprakları bir daha göremedim.

Bütün ülkede tek bir gündem var: Savaş! Tanıdıklarımda ve ailemde savaş nedeniyle korku veya tedirginlik görmedim. Birçok erkek savaşmak için seferberlik çağrılarına uymuştu ve asker yazılmak için sıraya girmişti. Ayrıca işgalin üzerinden 30 yıl geçmişti, bir çok şey gibi korku da bu sürede kaybolup gitti yıllar içinde. Fakat yine de kadınların tedirginliğini gözlemleyebiliyorum. Kocalarının, kardeşlerinin savaşması, belki hayatını kaybedecek olması onları korkutan. Fakat umut, kaybedilen toprakların yeniden kazanılma umudu korkuyu da tedirginliği de yeniyor.

Savaş, 2010 yılından bu yana yaşadığım Türkiye’den tekrar Azerbaycan’a döndükten sonra vuku buldu. Ailem, arkadaşlarım burada olduğu için işimi de buraya taşıdım. Türkiye’de Beykent ve Bahçeşehir üniversitelerinde master yapmıştım. Bildiğim işi, fotoğrafçılığı şimdi ülkemde yapıyorum.

Tural Rahmanli Karabağ’da doğdu

Herkesin farklı meşgaleleri var ama Azerbaycan’da konuşulan tek konu savaş. İnsanların aklı cephede, gözü televizyonda ve sosyal medyada. Mahalleler ve evlere milli bayramlarda olduğu gibi bayraklar asıldı.

Çevremde savaşa katılan çok kişi var. Kuzenlerim, arkadaşlarımın çoğu cepheye gitti, savaşıyor şimdi. Giden de gitmeyen de bu savaşın haklı bir savaş olduğuna inanıyor. Halk, “Bu bir vatan savunması” diyor… Oysa savaş aslında her iki tarafın da kaybetmesi demek. Azerbaycan da Ermenistan da gençlerini kaybedecek, maddi kayıpları olacak. Yine de insanları Azerbaycan topraklarının 30 yıldır işgal altında olması motive ediyor.

Savaş cephede olsa da atılan füzelerden kentler de etkileniyor. Ermenistan ordusu, savaş alanının dışında olan Gence, Mingeçevir, Goranboy, Şemkir şehrini bombalatarak savaş alanını genişletiyor. 30’a yakın sivil öldürüldü bu adını söylediğim şehirlerde.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

d Doğduğum topraklara, Karabağ’a dönmeye hazırım; gazeteci olarak…

d Doğduğum topraklara, Karabağ’a dönmeye hazırım; gazeteci olarak…

d Doğduğum topraklara, Karabağ’a dönmeye hazırım; gazeteci olarak…

 

Ben de serbest çalışan bir fotoğrafçı olarak yaşadığım Sumqayıt’tan sıcak çatışmaların olduğu Gence’ye gitmek için yola çıktım. Fakat cephe hattındaki bölgelere gitmek mümkün olmadı. Çünkü Azerbaycan ordusu barikat kurmuştu. Fotoğrafçılar ve gazetecilerin bu bölgelere girmesi yasaklanmıştı. Devlet de halk da bilgi paylaşımı konusunda çok hassas.

Savunma Bakanlığı’ndan alınacak izin ise bu günlerde mümkün değil. Yer yer yol boyunca askeri araçların olduğu bölgeye giriş için ne zaman izin verilir bilmiyorum, fakat ben gitmek için hazırım.

Savaş bölgesinden gelen haberler Savunma Bakanlığı kaynaklı. Güncel bilgileri şimdilik sadece tek kaynaktan edinebiliyoruz.

Doğduğum topraklara, Karabağ’a ve cephe hattına gitmeye hazırım. Bu olursa cephede neler yaşandığını aktarmak mümkün olacak…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com