İstanbul’da Küçükarmutlu mahallesinde, ailesiyle birlikte oturduğu evine yapılan baskında polis kurşunuyla hayatını kaybeden Dilek Doğan davasının karar duruşması dün görüldü. Mahkeme sanık polis için, “Bilinçli taksirle öldürmekten” önce 7 yıl 6 ay cezası verdi. Ceza iyi hal indirimi yapılarak 6 yıl 3 aya düşürüldü.
Evrensel gazetesinin haberine göre Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde basına kapalı gerçekleşen duruşmayı CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Akkuş İlgezdi ile HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da izledi. Sanık polis Yüksel Moğultay ile Doğan’ın annesi Aysel Doğan ve babası Metin Doğan da karar duruşmasında hazır bulundu.
ANNEYİ SALONDAN ÇIKARMAK İSTEDİLER
Duruşma başlayınca Anne Aysel Doğan, sanık polis Yüksel Moğultay’a dönerek, “Sen benim yavrumu öldürdün onu nasıl büyüttüğümü ben bilirim” dedi. Annenin sözlerini ‘taciz’ olarak değerlendiren mahkeme heyeti başkanı, Aysel Doğan’ı duruşmanın düzenini bozduğu gerekçesiyle salondan çıkarmak istedi. Doğan ailesi avukatlarının hakimin kararına tepki göstermesi üzerine heyet duruşma salonunu terk etti. Duruşmaya ara verildi.
Aranın ardından tekrar başlayan duruşmada mahkeme başkanı Aysel Doğan’ın sanığı ‘taciz ettiğini ve duruşma düzenini bozduğu’nu zapta geçirdi. Mahkeme heyeti, Dilek Doğan’ın avukatları, karar duruşmasının açık yapılması talebini ise reddetti.
SİLAHIN EMNİYETİ NİYE KAPALI DEĞİLDİ?
Son duruşmada sanık polis Moğultay’ın ‘taksirle öldürme’ suçundan yargılanması yönünde mütalaa veren savcı, bu görüşünü yineledi. Dilek Doğan’ın avukatlarının sanık polise “Silahın emniyetini niye kapatmadınız” sorusuna sanık Moğultay, “Biz içeriye girdiğimizde de kapatmayız” diye cevap verdi.
Savcı ise yazdığı mütalaada Moğultay’ın zaman bulamadığı için emniyeti kapatmadığını iddia etmişti.
SANIĞA, ‘SABIKAN VAR MI’ DİYE SORULMAMIŞ
Doğan ailesinin avukatları dosyada sanık polis Moğultay’ın 4616 sayılı yasaya göre sabıka kaydı olduğunu, ancak dosya hakkında bu konuda bilgi bulunmadığını belirtti. Doğan’ın avukatları hakime, “Sanığa sabıkan var mı diye hiç sormadınız, olan kaydı da tesadüfen gördük” dedi.
SANIK POLİS: OHAL BÖLGESİNDEN GELMİŞTİM. ÇOK YORGUNDUM
Sanık polis Yüksel Moğultay ise savunmasında, olay günü OHAL bölgesinden gelmiştim. Çok yorgundum, bir an önce aramayı bitirip dinlenmek istiyordum. Ben kimseyi öldürmedim, kimseye bilerek silah doğrultmadım bu nedenle vicdanen rahatım. Ben devletimin bana verdiği görevi yerine getirdim. Kimseye ateş etmedim. Abisi arama ekiplerine doğru hareket etti, silahın namlusundan ve dipçikten tutarak şahısları salona itmeye çalışırken silah patladı. Ben yapmadığımı söyledim. Aile sakinleşmedi. Sakinleşirlerse yaralıyı hastaneye götürebileceğimizi söyledim, sakinleşmediler. İlle de birini vuracaksam bana mukavemet gösteren şahsı vururdum.”
MAHKEME AVUKATLARA SÖZ VERMEDİ
Sanık polisin avukatı Tolga Yurdakul ise savunmasında, “Keşke beşeri ilişki ile değil de şahısları yere yatırıp kelepçeleyerek arama yapılsaymış” dedi.
Savunmaların tamamlanmasının ardından Doğan ailesinin avukatları savunmaları değerlendirmek için söz istedi. Mahkeme ise bu istekleri kararı reddetti.
Son sözü sorulan sanık Yülsel Moğultay, “Ben vicdanen rahatım. Kesinlikle ben öldürmedim. Olaya sebep olan Doğan ailesidir” dedi.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme sanık polis için, “Bilinçli taksirle öldürmekten” önce 7 yıl 6 ay cezası verdi. Mahkeme ardından iyi hal indirimi yaparak cezayı 6 yıl 3 aya düşürdü.
