HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM'in kendisiyle ilgili verdiği hak ihlali kararına sevinmediğini aksine üzüldüğünü belirtti. Demirtaş, kararın Türkiye’de hukuk ve adalet sistemin bizzat hükümet eliyle çökertildiğinin tescili olduğunu ifade etti.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM’in kendisiyle ilgili verdiği hak ihlali kararına sevinmediğini belirterek, “Karar, Türkiye’de hukuk ve adalet sistemin bizzat hükümet eliyle çökertildiğinin tescilidir” dedi.
Demirtaş, AİHM’in verdiği hak ihlali kararıyla ilgili sosyal medya üzerinden açıklama yaptı. Demirtaş, altı yıldır kendisini ve arkadaşları hakkında yürütülen sözde yargı faaliyetinin tamamının siyasi amaçlı olduğu, hukuki olmadığı, kendilerinin suçsuz olduğu, kendilerini içeri atanların ise bize karşı siyasi kumpas kuracak kadar ağır suçlar işlediklerinin kesinleşmiş olduğunu ifade etti.
Demirtaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Karar, Türkiye’de hukuk ve adalet sistemin bizzat hükümet eliyle çökertildiğinin tescilidir. Dört yıldır hukuk dışı bir şekilde siyasi rehine olarak içerde tutulmama rağmen bu karar beni sevindirmemiş, mutlu etmemiştir, Aksine üzgünüm. Bu karardan dolayı gerçekten üzgünüm. Çünkü ortadan kaldırılan demokrasinin, yok edilen hukukun ve adaletin faturasını sadece ben ödemiyorum, 83 milyon yurttaşımız en ağır şekilde ödüyor.”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
İşsizlik, açlık, yoksulluk nedeniyle canlarına kıyan insanlar adına üzgün olduğuna işaret eden Demirtaş, “Çöpten veya Pazar artıklarından beslenmek zorunda kalan yüz binlerce kardeşim adına üzgünüm. Üzgünüm çünkü milyonlarca çiftçi, esnaf, sanayi iflas etmiş durumda. On milyonlarca işsiz adına açlık sınırın altına yaşam mücadelesi verenler adına üzgünüm. Demokrasi ve barışın yokluğundan nefessiz kalanlar adına, ülkesini terk etmek zorunda bırakılanlar adına çok üzgünüm.”dedi.
Üzgün olduğu kadar da umutlu da olduğunu ifade eden Demirtaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Çünkü ben halka güveniyorum. Demokrasi için el ele veren ve her geçen gün sayısı katlanan on milyonların gücüne güveniyorum. “Madem bu ülke hepimizin, madem bu Cumhuriyet hepimizin, o halde Türk, Kürt demeden, Alevi, Sünni demeden, el ele, bu toprakları cennet yapacağız” diyenlere inanıyorum. İktidar ve ortaklarının akılalmaz korkunçluktaki nefret dillerine kulaklarını tıkayıp, onlara gözlerini kapayıp barışın, sevginin ve kardeşliğin dilini konuşanların o güzel yüreklerine güveniyorum. Umutluyum. Çünkü ben, halkı aptal yerine koyanlara büyük bir ders verileceğini, hepsinin tarihin tozlu raflarına kaldırılacağını biliyorum.”
