Zarrab'ın kuryesi Adem Karahan'ın itiraflarıyla tekrar gündeme gelen rüşvet çarkını Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu köşesine taşıdı: Operasyonda yer alan isimler 'FETÖ’cü olabilir; vahim iddialar ne olacak?
17 Aralık Operasyonu kapsamında Bakan çocukları ve Reza Zarrab'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
İranlı ‘iş insanı’ Reza Zarrab’ın kuryesi Adem Karahan’ın itiraflarıyla tekrar gündeme gelen Türkiye’deki rüşvet çarkı tartışılmaya devam ediyor.
Cumhuriyet yazarı Tuncay Mollaveisoğlu, iddiaları “Sarraf meselesi: 800 milyon dolar rüşveti hangi siyasiler aldı?” başlığı ile köşesine taşıdı.
Zarrab’ın kurduğu rüşvet çarkına karşı operasyonu (17-25 Aralık) yapan savcıların ve Emniyet’teki isimlerin Gülen Cemaati ile bağlantıları nedeniyle meslekten atıldıklarını ve tutuklandıklarını belirten Mollaveisoğlu, “Peki, ortalığa saçılan ve ülke sınırlarını aşan bu vahim iddialar ne olacak?” diyerek şöyle yazdı:
“ABD’deki Mali Suçları Araştırma Ağı’nın Türkiye’deki karşılığı MASAK…
MASAK, Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan’ın açıklamalarını duymazdan mı gelecek?”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“ABD AMBARGOSUNU DELMEK BAHANE”
İran’a yönelik ABD ambargosunu delmek “bahanesi” ile, içinde İranlı ve Türk üst düzey siyasetçi ve yöneticilerin yer aldığı bir ağ kurulduğunu ve bu ağı Reza Zarrab’ın yönettiğini hatırlatan Mollaveisoğlu, “sözde ABD karşıtlığı ve sözde milli duygular üzerine bir rüşvet çarkıydı ortalığa saçılan… “ABD’ye karşı İran’a destek verdik” diyenler; milyonlarca dolar rüşvet iddialarının da tam merkezindeydiler.” dedi.
“BAKANLAR AKP’NİN OYLARIYLA YÜCE DİVAN’DAN KURTULDULAR”
17-25 Aralık soruşturmalarından sonra istifa eden AKP’li 4 bakanın Yüce divan’da aklanmaları gerektiğini belirten Cumhuriyet yazarı, “TBMM’de AKP’nin oyları ile Yüce Divan’dan kurtarıldılar” ifadelerini kullandı.
ABD Hazinesi’ne bağlı Mali Suçları Araştırma Ağı’nın (FinCEN) uluslararası kara para aklama trafiğinin belgeleri basına yansıyınca Zarrab’ın tekrar gündeme geldiğini kaydeden Mollaveisoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sarraf yeniden gündeme geldi.
“Sarraf’ın kuryeliğini yapan Adem Karahan eşzamanlı olarak ABD basınına önemli itiraflar yaptı. Karahan, Sarraf’ın kendisine “Korkacak bir şey yok, Türk hükümeti de bu işin içinde” dediğini öne sürdü.
İlk tespitlere göre Sarraf, 20 milyar dolarlık bir para trafiğini kontrol etti. Kurye Karahan’ın açıklamasına göre Sarraf bu işten yüzde 8 komisyon alıyor ve yarısını Türk hükümetindeki etkili isimlere veriyordu.
Yani Karahan’a göre yaklaşık 1 milyar dolarlık bir rüşvet hükümet yetkililerine dağıtılmıştı…
Peki, Sarraf kuryesine, “Hükümet de bu işin içinde, rahat ol” derken doğruyu mu söylüyordu?”
RÜŞVET ÇARKI NASIL DÖNDÜ?
“Şöyle düşünelim” diyen yazar rüşvet çarkını ise şöyle açıkladı:
– Kuryeler üzerinden 30 kiloluk çantalarla yüzlerce kez seyahat edilerek altın taşındı.
– Bu trafikte zaman zaman altınlar ve paralar havaalanında ortalığa saçıldı, haber konusu oldu.
– Bizzat devletin bankası kullanılarak şüpheli işlemlere aracılık edildi.
– Sarraf’ın AKP’li bakanlar ve üst düzey bürokratlarla olan sıra dışı ilişkileri herkesin bildiği bir sırdı…
Sarraf, ABD mahkemesi ile anlaşıp itiraflarda bulunarak Türkiye’de nasıl korunduğunu anlattı.
Ayakkabı kutularından taşan, elbise kılıflarında taşınan dolarlardan söz etmiyorum bile…
Devleti yönetenlerin güçlü bir desteği olmadan bu trafiğin işlemesi mümkün mü?
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“TRUMP’IN YENİ BİR PAZARLIĞI MI?”
Mollaveisoğlu, yazısını şöyle tamamladı:
“Bakanlar Yüce Divan’dan kaçırıldı, soruşturma derinleşmeden kapatıldı, rüşvet çarkında adı geçen “bakara makara”cı bakan, büyükelçilikle ödüllendirildi.
Türkiye, toplumun vicdanında aklanmayan bu sürecin üzerine toprak attı. Ancak dosyada adı geçen onlarca isim hâlâ ABD’ye giremiyor ve Beyaz Saray skandalın üzerini kapatmıyor.
Şimdi en sır kurumlardan biri olan FinCEN’den nasıl olduysa bilgi ve belgeler sızdı… Trump’ın yeni bir pazarlığı mı? Göreceğiz.”
