Cumartesi Anneleri: Savcı babama ‘Diğer çocuklarını da kaybedersin’ dedi

KRONOS 23 Kasım 2019 GÜNDEM

Kayıpların akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 765’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda buluşmak isteyen Cumartesi Anneleri, bir kez daha polis tarafından engellendi.

Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi. Sokak polis tarafından ablukaya alındı. Cumartesi Anneleri, üzerinde kayıpların fotoğraflarının olduğu tişörtler giyerek, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfiller taşıdı.

2 Eylül 1980 darbesinde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetinin sorulduğu eylemde basın metnini İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan okudu.

Bugüne kadar gerçekleşmiş olan ağır insan hakları ihlallerinin cezalandırılmasını hedefleyen politikaları hayata geçirecek siyasi bir iradenin ortaya çıkmadığını belirten Arcan, toplumda derin yaralar açan ağır hak ihlalleri ile yüzleşme ve hesaplaşma yaşanmaması Türkiye’nin demokratikleşmesini engellediğini ifade etti.

Hayrettin Eren’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’de kaybedildiğini dile getiren Arcan, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar ve Hayrettin’i işkenceyle sorgulayan timin başında bulunan Fikret Işınkaralar, Eren’in kaybedilmesinden sorumlu olduğunu ifade etti.

Gözaltında kaybetmelerin uluslararası hukukta “sürekli bir suç” olarak tanımlandığını belirten Arcan, “Suç, alıkonulma anında başlar ve kaybedilen kişinin akıbeti ortaya çıkarılana kadar işlenmeye devam eder. Bu nedenle 39 yıldır Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkarmayan ve ceza adaletini sağlamayan tüm iktidarlar bu suçun ortağıdır. Adli mercileri hukuku işleterek Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkartma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. İktidarı, 12 Eylül zihniyetine ve cezasızlığa son vererek adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Ardından söz alan Hayrettin Eren kardeşi İkbal Eren, babasının 32, annesinin 39 yıl boyunca oğullarından haber alabilmek için mücadele ettiğini belirterek, şöyle dedi:

“Önceleri bir cezaevi için, sonra çiçeklerle donatacakları bir mezar için mücadele ettiler. Elbette Hayrettin’in yaşam hakkını elinden alanların yargılanmasını görmekti. Ne yazık ki gözleri açık ve devletten alacakları olarak toprakla buluştular. Bu ülkede adalet yok. Babamın Hayrettin ile ilgili verdiği dilekçe hiç işleme konulmaması üstelik savcının ‘sen bu davadan vazgeç yoksa diğer çocuklarından da olursun’ dediler. Babamın içini bu çok acıtmıştı.”

Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren ise bu haftanın kendileri için zor bir hafta olduğunu söyledi ve “Biz abimden, inançlarına ihanet etmemeyi direnmeyi annemden direnmeyi, insan hakları mücadelesini öğrendik. Bu derneğin toplantı salonunda bir liste vardır. Bir dönemin insan hakları savunucuları. Çok şey öğrendik hepsinden. Burada olan her anne bizim annemiz bu fotoğraflarda ki her kayıp bizim kardeşlerimiz. Biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve başaracağız. Kaybedenlerden hesap soracağız” dedi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com