Covid-19 geçiyor, yorgunluğu kalıyor

Bir yandan Covid-19 vakaları artıyor, diğer yandan da aşılama çalışmaları devam ediyor. Ancak virüse yakalanıp iyileştikten sonra birçok kişide kronik yorgunluk belirtileri görülüyor. Bazı kişilerde 6 ay süren bu yorgunluğa karşı uzmanlar, beslenme ve stres yönetimine dikkat çekiyor.

KRONOS 08 Şubat 2021 YAŞAM

Dr. Ahmet Dinç, kronik yorgunlukla ilgili soruları yanıtladı

Koronavirüsün insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkilerine ise her geçen gün yeni bir problem ekleniyor. Enfeksiyonla savaştıktan sonra en sık görülen sorunlardan biri de modern çağın hastalığı olarak da adlandırılan kronik yorgunluk.

KRONİK YORGUNLUK

Koronavirüs ile ilgili herkes can kaybı sayılarına odaklanırken binlerce hasta hala virüsün geride bıraktığı sorunlarla uğraşıyor. Bu sağlık problemlerinden biri de ‘kronik yorgunluk’. Bu rahatsızlığın adını virüs ortaya çıktığı günden beri sıkça duysak da aslında çağımızın problemi olarak adlandırılıyor. Günlük hayatta giyinmek veya banyo yapmak gibi birçok basit eylemi gerçekleştirirken bile zorlanmamıza neden olan bu sorun, 6 aydan uzun süren ve dinlenmeyle düzelmeyen yorgunluk, bitkinlik ve enerji eksikliği durumu olarak tanımlanıyor.

‘DİNLENİYORUM AMA HALA YORGUNUM’

Neredeyse her sabah yeterince uyuyamadığınızı hissederek uyanma eğilimindesiniz ve çoğu zaman görünürde bir neden olmaksızın geceleri çok uyanıyorsunuz. Konsantre olmakta ve çoklu görev yapmakta sorun yaşayabilirsiniz. Bu gibi belirtilerin virüs ile birlikte daha çok duyar olduğumuz fakat salgın sürecinden öncede sıkça görülen bir durum olan ‘kronik yorgunluk’ problemini işaret ediyor.

YAŞAM KALİTESİNİ BOZUYOR 

Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ahmet Dinç, bu durumla ilgili, “Stresli ve yoğun iş temposuna sahip kişilerde daha sık ortaya çıktığı bilinen bu sorun yaşam kalitesini bozan, çalışma verimini düşüren, kişiyi sosyal ve psikolojik yönden olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Depresyon, huzursuzluk, bilişsel performans düşüklüğü, unutkanlık gibi psikolojik ve zihinsel etkilerinin yanında, kas, eklem, karın, boğaz ve baş ağrıları, sürekli uyku hali, mide bulantısı gibi fiziksel etkileri de sıkça görülür” ifadelerini kullanıyor.

GENEL BİR NEDENİ YOK

‘Kronik yorgunluk’ sorununun genel olarak bir nedeninin olmadığına dikkat çeken Dinç, şunları kaydediyor: “Tam olarak nedeni belli olmasa da tetikleyici bazı faktörlerden söz edilebilir. Bunların başında stres geliyor. İş ya da özel yaşama bağlı uzun süreli stresin kronik yorgunluğun ortaya çıkmasında etkili olduğu biliniyor. Bununla birlikte, uyku düzensizlikleri ve uyku kalitesinin kötü olması da bir diğer etkili faktör olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle 30-50 yaş aralığında ortaya çıkması ve kadınlarda biraz daha fazla görülmesi genetik yatkınlık ve hormonal değişikliklerin de rolü olabileceğini gösteriyor. Sağlıksız beslenme, egzersiz eksikliği, ağır metal zehirlenmeleri, gıda intoleransları ile birlikte bazı viral enfeksiyonlar kronik yorgunluk sendromunun gelişiminin diğer nedenleri arasında yer alıyor.”


 

DÜZENLİ BESLENME VE STRES YÖNETİMİ ÖNEMLİ

Dr. Dinç, kronik yorgunluğun tedavisi için, “Kronik yorgunluk tek bir nedene bağlı olmadığı için tedavi aşamasında da fizik tedavi, psikiyatri ve romatoloji gibi değişik branşlardan katkı almayı gerektiriyor. Kas ve eklem ağrıları ön planda olan hastalarda, fizik tedavi uygulamaları, masaj, akupunktur, ozon tedavisi, nöral terapi gibi tedavi uygulamalarından faydalanılabilir.

Stres azaltma ve rahatlama tekniklerinin kronik yorgunluk ve ağrıyı azaltmada etkili oldukları bilinmektedir. Bir diyetisyen gözetiminde beslenme düzenlenmeli, destekleyici vitamin ve besin takviyeleri mutlaka konunun uzmanı hekim tarafından önerildiği şekilde kullanılmalıdır. Hasta eğitimine önem verilmeli, gerektiğinde psikiyatrik destek alınmalıdır” önerilerinde bulunuyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram