Çizilen alanda uslu uslu muhalefet yaparak iktidarı değiştirmek!

KRONOS 20 Nisan 2020 GÜNDEM

Levent Gültekin, Diken: ‘Gerginlik olmasın, kutuplaşma artmasın, kavga çıkaran taraf biz olmayalım’ tedirginliğiyle yapılan muhalefet anlayışıyla bugüne kadar bir yere varamadığını, bundan sonra da varamayacağını artık görmeli. Bu nedenle öncelikle Meclis’ten bütünüyle çekilmeli.Yeni bir siyaset ve muhalefet anlayışı ortaya koymalı. Kutuplaşmayı artırıcı söz ve davranışlara kapılmadan, ağız dalaşına girmeden, arkasındaki toplumsal desteği hesaba katarak yeni, caydırıcı, sağlıklı, esaslı, kararlı, dirayetli bir politikaya, tavra, üsluba ve yeni bir demokratik mücadeleye yönelmeli.

Azmi Karaveli, Gazete Duvar: Sağlık Bakanı’nın basın toplantıları yalın ve objektif gerçekten uzaklaşıp, “başarı”nın kaçınılmaz olduğu bir gerçeğe inanmamızı ve evrilmemizi sağlayan araçlar haline geldi. Tıpkı yüz bin ölümün beklendiği ABD’de, Trump’ın basın toplantılarında temcit pilavı gibi ne kadar inanılmaz bir iş yaptığını sürekli tekrarlaması gibi. İktidara güvenin yüzde 55’lere çıktığını gösteren son Metropoll araştırmasına inanacaksak eğer, bunun işleyen bir mekanizma olduğu da anlaşılıyor. O gün ölen insanların artmasına değil de “pik seviyesi”, “plato düzeyi” gibi teknik sayısal kavramlara odaklanarak, yaşanan süreci sanki grafiklere dayalı bir kalkınma modeli ya da borsa teknik analizi izler gibi izlemeye başladık. Hal böyle olunca da sağlık çalışanlarının gece gündüz olağanüstü özveriyle çalışmaları bu sistemde alkışlara rağmen hak ettiği takdiri görmekten uzak. Zira her türlü sayısal veri, her halükarda siyasal otoritenin “başarı” hanesine yazılacak, yurdun dört bir yanında gece gündüz çalışan doktor, hemşire, hastabakıcıya, hatta Bilim Kurulu’na değil. O kurulu kim kurdu? Elbette siyasi erk, ee o zaman “başarı” da onlarındır.

Fikret İlkiz, Bianet: Ceza hukuku cezalandırmak için hemen başvurulan bir araç kabul edilmesi boşuna değil. Ceza usul hukukunun amacı insandır, sadece insan özgürlüğünü kaldırmaya insanı mahpus tutmaya yaramaz. İnfaz sisteminin tam ortasına kurulan gözetleme kulesi; herkesin her yerde gözlemlenebilir bireyler olmasını istiyor. “Kendi özgürlüğünü istemek, başkalarının da özgürlüğünü istemektir”; eğer isterseniz! İki artı iki dört eder demek için devletin izin vermesine gerek yoktur. İnsanları dört duvar arasındaymışçasına sanki bir mahpus gibi bizzat kendi hareketlerini kollamak durumunda kalan faydacı bireylere dönüştürmek isteyen ve herkesi gözetleyen devletin hapishanesi değildir memleket…

Murat Belge, Birikim: Salgın, şu ana kadar, bize “yeni” bir dünyanın çizgilerini göstermedi bence. Sanki belirli bir loşluk içinde oturuyorduk da, salgın birden ışıkları yaktı. Tam seçilemeyen silüetler olarak duran sorunları (eski sorunlarımızı) birden bu ışık altında gördük. Bu sorunları görmek istemiyorduk ya da görmeye hazır değildik. Ama salgın, mekanı aydınlatırken, “Buyurun, bakın,” dedi, “yaşadığınız yer burası. Gün ışığı altında gerçek topografyanız bu.” Yani virüs bize bir gelecek penceresi açmaktan çok “hal-i hazırdaki” durumumuzu gösteren bir “vizyon” sundu. Bu durum, elbet, uzak ve yakın geçmişin birikmiş sorunlarının ana çizgilerini çizdiği bir “topografya”; ama geçmiş üstüne açık seçik bir görüşümüz olmadıkça gelecek üstüne yürüteceğimiz tahminler de sağlam bir zemine oturmaz. Virüs, bu çerçevede, bir gelecek resmi çizmese de, geleceğe daha gerçekçi bir donanımla bakmamıza yardımcı oluyor.

Akdoğan Özkan, T24: Türkiye’nin bölgede artan askeri varlığı otomatik olarak ve doğrudan doğruya Şam yönetiminin sahadaki en büyük müttefiki olan Rusya ile ihtilafını derinleştirmeye çalıştığı anlamına gelmiyor. Ankara, bu askeri tahkimatını Moskova’ya, “5 Mart tarihli mutabakatın gereği olarak bölgeye hâkim silahlı muhaliflerin M4’ün kuzeyine sorunsuz bir şekilde çekilmesini garanti altına alacak koşulların tesis edilme çabası” olarak anlatıyor, bu faaliyetleri bu şekilde meşru göstermeye çalışıyor muhtemelen. Ankara’nın bu gayretinde doğruluk payı olsa da, bu gelişmeler TSK’nın aslında bölgedeki hakim silahlı muhalif güç olan Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) karşısında elini güçlendirmesini de sağlıyor. Ankara, bu manevralarıyla bir anlamda TSK’nın bölgenin denetimini HTŞ’den devralma planlarının altyapısını oluşturmaya çalışıyor.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/200420-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram