Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’nin kuzeyinde süren harekatın nereye kadar sürmesinin planlandığıyla ilgili konuştu. CNN Türk canlı yayınına katılan Çavuşoğlu, harekat öncesi ‘güvenli bölge’ olarak planlanan alanın altına inilmeyeceği mesajını verdi.
“Ceylanpınar’a, Akçakale’ye gelen roketlerin, füzelerin menzili aşağı yukarı bu kadar. Yani ortalama 30 kilometreye indiğimizde bize yönelik bu tür tehditler ortadan kalmış oluyor. Aynı zamanda güvenli bölgeye dönecek insanlar bakımından, oranın huzuru bakımından ve o bölgenin temizlenmesi bakımından da 30 kilometrelik güvenli bölge bizim için tamamdır. Türkiye’nin onun altına geçmeyi planlamıyor” diyen Çavuşoğlu, harekatın sınır hattındaki genişliğiyle ilgili ise ‘ilk etapta 120 kilometre’yi telaffuz etti.
‘AŞAMA AŞAMA DEVAM EDECEĞİZ’
Çavuşoğlu, “Bazı yerlerde biraz içeride olur, 1-2 kilometre aşağıda olabilir, dümdüz bir çizgi değil. Uzunluk olarak ilk önce bu 120 kilometreye girip tamamını teröristlerden temizlememiz lazım. Bu tehdit sınırımızın öte tarafında sadece bu 120 kilometre değil tamamında bunlar var. Tamamının bir güvenli bölge haline getirilmesi lazım ama bu aşama aşama olacak” dedi.
‘DEAŞ’LILARIN SORUMLULUĞU BİZDE’
Çavuşoğlu, tutuklu IŞİD’lilerle ilgili de “Güvenli bölgede DEAŞ’lıların sorumluluğu bize ait” diye konuştu.
‘KOZMETİK UÇUŞLAR’
ABD’nin iki ülke arasındaki güvenli bölge anlaşmasına uymadığını belirten Çavuşoğlu, “Burada kozmetik şeyler oldu. Mesela tüneller, sığınaklar yıkılacaktı. Yıkılmadığı gibi yenilerini eklediler. Biz bunların hepsini takip ediyoruz, ne olup bittiğini gördük. Aynı şekilde ortak uçuşlar da kozmetik uçuşlar oldu. ABD YPG’ye eğitim vermeye, silah vermeye devam etti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmede IŞİD’lilerin gündeme geldiğini aktaran Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Trump bir soru sordu, ‘DEAŞ’lıları ne yapacaksınız? Kamplarda DEAŞ’lılar var’ dedi. Cumhurbaşkanımız da Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelemizi anlattı. Trump aynı zamanda Avrupalılarla ilgili sitem etti. Biz, ‘Eğer bizim kontrolümüzde olan bölgedeyse geldikleri ülkelere gönderme konusunda gereğini yaparız’ dedik. Bunların tutuldukları hapishane ya da geçici kamplar, biz oraya girdiğimiz zaman sorumluluğu bizde. Ve bu konuda da ABD ile birlikte çalışalım dedik. Hatta Dışişleri Bakanlığımızla birlikte İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve istihbaratımız onlarla ilgili ne yapılabilir, ülkeleri almıyorsa uluslararası hukuka göre bunlar nasıl yargılanır çalışma yapıyor.
DAEŞ’in geride bıraktığı kadın ve çocuklar da var. YPG ‘Ben bunları kontrol ediyorum, ben olmazsam serbest kalırlar’ diyor.
Ülkeler almazsa, kesinlikle serbest kalmazlar yargıya hesap verirler. Ama sınırdan 30 kilometre aşağısına ineceğim, 65 kilometre aşağısındaki DAEŞ’lileri ben alamam. Orayı kim kontrol ediyorsa onların sorumluluğundadır.
Terörden korkacaksak o zaman terörle mücadele etmeyelim. Türkiye’deki hapishanelerdeki DAEŞ’lıları da mı bırakalım. Biz bölgeye girdiğimizde PKK ile mücadele ederiz DAEŞ varsa onlarla da mücadele ederiz. Her şeyden önce bize tehdit bunlar.
Daha önce olduğu gibi bunlar ülkemizde bir terör saldırısı yapsa o zaman biz ne yapacağız. Dolayısıyla ne gerekiyorsa yapacağız.”
