Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, “Görevim icabıyla birçok mahrem bilgiye sahibim, doğru mu? Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum" sözlerini değerlendirerek bunun hükümet için bir tehdit olup olmadığını sordu.
Lüks bir araçta burnuna kokain çekerken kayda alınan görüntüleri yayınlandıktan sonra tutuklanan ve kamuoyunda tartışmalara neden olan AKP’li ‘danışman’ Kürşat Ayvatoğlu ile ilgili değerlendirmeler sürüyor.
Birlikte çekildikileri fotoğrafları da servis edilen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Ayvatoğlu’nun kendisi ile çekilmiş fotoğrafını, Genel Merkez’deki görevini, kokain ve lüks hayatını izah ederken söylediği sözleri köşesine taşıyan Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, endişesini dile getirdi.
“GÖREVİM İCABI BİRÇOK MAHREM BİLGİYE SAHİBİM” NE DEMEK?
“İçişleri Bakanı ve mahrem bilgi” başlıklı yazısında Taşgetiren, Bakan Soylu’nun, “Görevim icabıyla birçok mahrem bilgiye sahibim, doğru mu? Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum. Allah muhafaza, en yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz? O kişiyi mi sorgulayacağız?” sözlerini yorumladı.
Taşgetiren, yazısının ilgili bölümünde şunları söyledi:
“Kritik ifade pek tabii ki “mahrem bilgi.” İçişleri Bakanısınız ve evet size pek çok mahrem bilgi ulaşır. Emniyet İstihbarat size bağlı bir kere. Bakan’ın ifadeleri bu imkanı siyaset açısından stratejik mahiyette gördüğünü ortaya koyuyor. Bunu ifade etmekten çekinmiyor.
İNSANLAR NASIL GÜVENECEK?
Zaman zaman sayın Bakan’ı, kimi gazetecilerle girdiği tartışmalarda hakarete varan ifadeleri sebebiyle eleştirdim. İnsanların güvenliğinden sorumlu bir bakanın böyle konuşamayacağını yazdım. Kendisine insanların nasıl güveneceğini sorguladım.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Şimdi bu ‘mahrem bilgiye sahibim’ ifadesi de içinde muhtemel bir tehdidi barındırıyor. Bakan bunu asla kullanmamalı demekle yetinmeyeceğim, aklından bile geçirmemeli.
HANGİ MAHREM BİLGİ NEREDE, NASIL KULLANILACAK?
Şimdi kim nasıl bakacak sayın Bakan’ın sözlerine? Bizzat aynı hükümet, aynı yönetim içinde bulunanlar nasıl bakacak? Hangi ‘Mahrem bilgi’ nerede nasıl kullanılabilir, gibi bir kuşku insanların içinde yuvalanmayacak mı? Nasıl bir vahametten söz ettiğimi sanırım herkes gayet iyi anlıyordur.”
