DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, KHK’lıların haklarında yargı kararı olmadan vatan haini olarak etiketlenip toplumdan dışlandığını, her türlü ayrımcılığa uğradığını belirterek, ‘Bir devlet vatandaşına bunu yapmaz. Vatandaşını işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkum etmez”dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, KHK’lıların haklarında yargı kararı olmadan vatan haini olarak etiketlenip toplumdan dışlandığını, her türlü ayrımcılığa uğradığını belirterek, “Bir devlet vatandaşına bunu yapmaz. Vatandaşını işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkum etmez” dedi. Babacan, hukukun temel ilkeleri uygulanarak bu insanların mağduriyetlerinin acilen giderilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu insanlar tekrar topluma kazandırılmalıdır. Özlük hakları, itibarları iade edilmelidir. Yapılan hukuksuz işlemlerle mağdur kaldıkları zararlarda telafi edilmelidir”diye konuştu.
Babacan, partisinin Karabük İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada güncel siyasi konular, KHK’lılar ve ekonominin durumuyla ilgili önemli değerlendirmeler yaptı. Babacan eski mağdurların yeni mağduriyetler karşısında kayıtsız kalmayacağını bütün Türkiye’ye gösterme çağrısında bulundu. Babacan, “Bu zulme, haksızlığa birlikte karşı çıkalım. Gelin kendi fikrinden olmayanların hain ilan edenleri durduralım. Toplumu ikiye bölen, ötekileştirmeye çalışanlara artık yeter diyelim.” şeklinde konuştu.
YARGI KARARI OLMADAN 125 BİN 678 KİŞİNİN İŞİNE SON VERİLDİ
Konuşmasında KHK’lıların durumunu detaylı bir şekilde anlatan Babacan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni bir mağdur kimliği yaratıldı, Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamudaki işlerine son verilen vatandaşlarımız var. Son dört yılda KHK ile 125 bin 678 kişi işinden atıldı. Yargı kararı olmadan, yargı denetiminden geçmeden KHK ile işinden atıldı. Yürütme organı hükümet kendini hem yasama hem yargı yerine koyup vatandaşlarımızı işinden attı. Hukukun evrensel ilkelerine göre bu tür işlemlerin tarafsız ve bağımsız bir yargı tarafından yapılması gerekiyor. Öyle bir idari kararla, hükümet kararıyla yapamazsınız bunu.”
Babacan: KHK’lılar vatan haini olarak etiketlenip her türlü ayrımcılığa uğradı
‘ÖZEL SEKTÖRDE KHK’LILARI İŞE ALMAKTAN KORKTU’
“125 bin 678 kişi ne demek? Bu kadar insanın, yüzbinlerce ailenin ekmeğiyle oynamak demek? “ diye soran Babacan, konuşmasına şöyle devam etti: “KHK ile işlerine son verildiği sigorta kayıtlarında görüldüğü için özel sektörde iş bulmaları zor, hemen hemen imkânsız. Bazıları da kayıtsız çalışıyor. Özel sektör diyor ki ‘ben senin durumunu biliyorum, sana güveniyorum, bari bodroma kaydetmeyim’ diyor. ‘Kaydettiğim an başıma bir iş gelebilir’ diyor. Özel sektörde böyle bir korku var. Özel sektörde onları işe almaktan korktu.”
‘HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞA MARUZ KALDILAR’
Babacan, KHK’lıların haklarında yargı kararı olmadan vatan haini olarak etiketlenip toplumdan dışlandıklarına dikkat çekerek, “KHK’lılar her türlü ayrımcılığa uğradılar. Bir devlet vatandaşına bunu yapmaz. Vatandaşını işsizliğe, açlığa, yokluğa mahkûm etmez.”dedi.
Bağımsız ve tarafsız yargı kararı olmadan birilerinin nasıl yaptığı belli olmayan listelerle isimler alt alta konup binlerce insanın işine son verilemeyeceğine dikkat çeken Babacan, “Bu olmaz, adına olağanüstü dönem deseniz de olmaz. Devleti yönetenler hukuka bağlı kalmak zorundadır. Demokratik bir hukuk devletinde eğer birinin suçla ilişkisi olduğuna dair şüphe varsa yapılacak olan adil yargılama hakkı çerçevesinde idari ve adli soruşturmalardır. Tüm bu kararların da denetime açık olması gerekir. KHK ile atılan vatandaşların işlerine dönmeleri için mahkeme ile beraat etmeleri de yetmedi. Devleti ayakta tutacak olan tek şey adalettir. Adaletin sana göresi, bana göresi, sizcesi, bizcesi olmaz. Her koşulda her kes için adalet olmak zorundadır. Devlet adil olmak zorundadır, bu devletin varlık sebebidir.” diye konuştu.
‘VATANDAŞLARIMIZIN MAĞDURİYETLERİ ACİLEN GİDERİLMELİDİR’
Babacan, haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmayanların masum olduğunu vurgulayarak, “Bağımsız ve yargı makamlarınca haklarında kesinleşmiş karar verilmeyen herkes masumdur. Bu kişilerin sorunları acilen çözülmelidir. Bu kadar geniş bir mağdur kitlesini görmezden gelmek çok daha ciddi siyasi, sosyal ve ekonomik problemlere yol açar. Bu nedenle hukukun temel ilkeleri uygulanarak vatandaşlarımızın mağduriyetleri acilen giderilmelidir. Bu insanlar tekrar topluma kazandırılmalıdır. Özlük hakları, itibarları iade edilmelidir. Yapılan hukuksuz işlemlerle mağdur kaldıkları zararlarda telafi edilmelidir.”
‘AKP TABANI SESSİZCE KONUŞMAYA BAŞLADI’
Babacan, AKP’nin kuruluşunda 28 Şubat sürecinde yaşanan zulme itiraz ettiğine dikkat çekerek, “Bu siyasi partiye destek verenlerin büyük çoğunluğu derin bir hayal kırıklığı içinde ‘Biz böyle olmasını istememiştik, bize yapılan haksızlıkları başkalarına yapmak için iktidar olmadık’ diyorlar. Ahlakımıza, inancımıza, örfümüze uymaz diyor. Büyük çoğunluk aile meclislerinde, mahalle kahvelerde, komşularıyla bunları konuşuyor.” dedi.
