Tutuklu avukat Kozağaçlı: Hapishane şiddet mekanı, aynı zamanda direniş…

KRONOS 04 Ağustos 2019 GÜNDEM

15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan tutuklu Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı cezaevinden bir mektup kaleme aldı.

Silivri’de kalan Kozağaçlı, Euronews Türkçe’nin hazırladığı “Cezaevinden mektuplar yazı dizisi” için yazdığı mektupta, “Sabah-akşam haber rutini: Fox TV. Bir hata işleyip kendisini cezalandırmak isteyenler için de A Haber var. İdam cezası kaldırıldığından yirmi dakikayı geçmemeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişiminin ardından kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı Kasım 2017’de tutuklandı. Kozağaçlı Mart 2019’da, “silahlı örgüt yöneticiliği, örgüt üyeliği, yardım ve yataklık” suçlamasıyla yargılandığı davada 11 yıl 3 ay ceza aldı.

Kozağaçlı mektubunun bir bölümünde şu satırları yazdı:

(…) ”Yüksek Güvenlikli Kapalı” sakinleri kasabanın sosyetesi kabul ediliyoruz. Diğer sekiz mahalle en fazla yirmi dört kişi için yapılmış koğuşlarda sayıları elliyi bulan nüfus yoğunluğuna sahipken bizim en kalabalık hücremiz üç kişilik. Adalet Bakanlığı tehlikeli teröristler olduğumuz; hapishane idaresi de fazla “ünlü” olduğumuz için böyle olmak zorunda olduğunu savunuyor. Bakanlığa değilse bile hapishane idaresine hak vermemek mümkün değil. Bazı günler, aynı anda dolu olup birbirini görebilen on dört camekanlı avukat görüş kabini gerçek bir “all star” havası yaşıyor. Osman Kavala’dan, Eren Erdem’e; Ahmet Altan’dan Mümtazer Türköne’ye, Adnan Hoca’nın “kızlarından”, Ebu Hanzala’ya bitmez tükenmez bir çeşitlilik. Generaller, valiler, mahkeme başkanları, polis müdürleri burada vasat sayılıyor. İsimlerini bildiklerimin bile isimlerini hatırlamak müşkül; o cenah yaşlandıkça sanki birbirine benziyor.

Ve elbette devrimciler ve yurtseverler.

Uzun seslenmeler, türküler, marşlar, kapı dövmeler, saldırı altında direnişler, saatli sloganlar onların bloklarından geliyor.

Hapishane nüfusunun sadece onda birini oluşturmalarına rağmen hapishane mücadelesinin, neşesinin, kavgasının ve umudunun tamamı onlarda.

Kulağımızın biri dışarıda elbette.

Sabah-akşam haber rutini: Fox TV.

Gün ortası sohbetler: Halk TV.

Küçük Eymen’in ölümüne sebep olan sürücü serbest bırakıldı
Kaçırdığımız bir şey var mı? CNN-NTV altyazıları

Eyvah kötü bir haber mi var?: TRT Teletext

Solculardan ses var mı?: Cumhuriyet (bazen var ama bunlar yazmıyor sitemiyle)

Bir hata işleyip kendisini cezalandırmak isteyenler için de A Haber var. İdam cezası kaldırıldığından yirmi dakikayı geçmemeye çalışıyoruz.

Bir ve üç kişilik tecrit, başka hiçbir saldırıya ihtiyaç duyulmaksızın, yedi gün ve yirmi dört saat işkence anlamına geliyor. Bunu başka fiziksel saldırılara ihtiyaç duymadıkları anlamında söylemiyorum, hapishane her daim şiddet mekanıdır. Aynı zamanda direniş mekanıdır elbette.

Kapatılmasının haksız olduğuna inanların iradesini kırmak güçtür. Gazeteleri sınırlanan, politik dergileri verilmeyen, kitaplarına kota, mektuplarına sansür uygulanan insanlar direniyor.

Bugünlerde Grup Yorum üyeleri açlık grevinin kırklı günlerindeler. Geçmişte çoğumuz yaptık ve gelecekte de yapılacak. Sesimizi duyurmak, haksız saldırıyı geriletmek için sakatlığı, ölümü göze alıyor insanlar.

Periyodik olarak kapıları dövüyoruz, saati gelince sloganlar atıyoruz, keyfi aramaları, tutumları, pervasızlığı protesto ediyoruz. Onlarca yıldır yapılageldiği gibi.

Mektubun tamamı için tıklayınız.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram