Almanya'da Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinde faaliyet gösteren öğretmen dernekleri Türkçe derslerinin Yunus Emre Enstitüsü ve DİTİB işbirliğiyle, derneklerde pedagojik eğitim almamış kişiler tarafından verilme girişimine karşı açıklama yaptı.
Avrupa'da yaşayan Türk çocuklarının en büyük sorunlarından biri dil eğitimi.
Almanya’nın Kuzey-Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde faaliyet gösteren öğretmen dernekleri Türkçe derslerinin Yunus Emre Enstitüsü ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) işbirliğiyle, derneklerde pedagojik eğitim almamış kişiler tarafından verilmesi girişimine karşı harekete geçti. “Türkçe Derslerinin Yeri Okullardır” başlığı ile yapılan açıklamada; STK’ların, cami derneklerinin ve DİTİB’in asıl görevinin Türkçe dersi vermek olmadığı belirtildi.
NRV eyaletindeki dört önemli öğretmen derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada; dil eğitiminin devletin himayesi ve gözetiminde pedegojik eğitim almış öğretmenler tarafından okullarda verilmesi gerektiği vurgulanarak dini kurumlarda Türkçe derslerinin verilmesinin toplumu böleceği vurgulandı.
Ruhr Öğretmenler Derneği Başkanı Celal Aydemir, NRW-TÖD Başkanı Şükrü Akarsu, NRW-TÖB Başkanı Zülfü Gürbüz ve Gelsenkirchen-TÖD Başkanı Turgut Şimşek imzasıyla kamuoyu ile paylaşılan açıklamanın tam metni şöyle:
TÜRKÇE DERSLERİNİN YERİ OKULLARDIR!
Almanya’daki Türkçe dersleri geçtiğimiz aylarda 50 yılını geride bıraktı. Bu süreç içerisinde on binlerce öğrencimiz derslere katılıp toplum içerisinde kimlik zenginliğini koruyarak bugünlere gelmiştir.
Eğer bu zaman dilimi içerisinde çocuklarımız, gençlerimiz bir yerlere gelebildilerse bu başarıda Türkçe derslerinde kazandıkları özgüvenin etkisi büyüktür.
İçinde yaşadığımız Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti‘nde Tükçe derslerinin tüm yasal dayanakları mevcuttur. Belli çıkar çevrelerinin sık sık verilen dersleri küçümsemesi Türkçe‘nin toplum içindeki itibarını sarsmıştır. Bugün KRV’de Türkçe Dersi hem anadil dersleri hem seçmeli yabancı dil hem de lise bitirme dersleri kapsamında yasal olarak verilmektedir. İkide bir Türkçenin meşruluğunu tartışmaya açmak, 50 yıllık kazanımları zedelemek ve zarar vermek demektir.
Türkçe dersleri hükümetlerin, siyasi partilerin taraftar toplama malzemesi olmamalıdır. Türkçe binlerce yıllık tarihi olan bir dildir; toplumun ortak değeridir.
STK’ların, cami derneklerinin ve DİTİB’in asıl görevi Türkçe dersi vermek değildir. Her ülkede olduğu gibi, dil eğitimi de devletin himayesi ve gözetiminde pedegojik eğitim almış öğretmenler tarafından okullarda verilmelidir. Dini kurumlarda Türkçe derslerinin verilmesi toplumumuzu bölecektir. Dini ve siyasi görüşler temel alınarak faaliyet yürüten kurumlar çocuklara tarafsız ders veremezler.
Okullar bilgi ve bilim yuvasıdır. Türkçe; bilim, sanat, kültür, edebiyat dilidir. Bu kadar zengin ve kapsamlı bir dilin öğretiminin, öğretmenlik eğitimi almamış kişiler tarafından verilmesi dili küçük düşürücü bir girişimdir.
KRV’de Türkçe öğretimi; Essen Üniversitesi Türkçe Bölümü‘nde yetişen ve Türkiye’de eğitim almış öğretmenler tarafından yapılmaktadır. Gelecek dönemden itibaren ilkokul Türkçe öğretmenleri de burada yetişecektir. Bu öğretmenler Alman meslektaşlarıyla aynı statüye sahiptir. Nasıl ki okullarda Almanca, İngilizce derslerini veren öğretmenlere güven duyuyorsak burada ve Türkiye‘de yetişen Türkçe öğretmenlerimize de güven duymalıyız.
KRV’de eyalet hükümeti tarafından yasal bir statü içerisinde verilen Türkçe eğitimi; eksiklerine rağmen, diğer eyaletlerle kıyaslandığında çok daha iyi bir konumdadır. Bu açıdan vurgulamakta yarar var: “Anadili Türkçe Derslerinin Yeri Okullardır.”
Bizler, KRV Eyaletinde faaliyet gösteren öğretmen dernekleri olarak Türkçe derslerinin Yunus Emre Enstitüsü ve DİTİB işbirliğiyle, derneklerde pedagojik eğitim almamış kişiler tarafından verilmesine karşı olduğumuzu açıklıkla belirtmek isteriz.
Eğer Türkçe derslerine destek verilmesi gibi bir amaç varsa bu şu anda % 20’lerde olan katılımı arttırmakla olacaktır.
Ruhr Öğretmenler Derneği Bşk. Celal Aydemir NRW-TÖD Bşk. Şükrü Akarsu
NRW-TÖB Bşk. Zülfü Gürbüz Gelsenkirchen-TÖD Bşk. Turgut Şimşek
