Erdoğan’ı da dinlemişlerdi: Alman İstihbarat Servisi kimi, nasıl dinliyor?

KRONOS 15 Mayıs 2020 DÜNYA

“Canım, seni seviyorum.” Alman Federal İstihbarat Servisi’nin (BND), bir görevlisi herhangi bir konuşmada bu cümleyi duyduğunda kendisine şunu sorması gerekiyor: Bunu dinleyebilir miyim, yoksa iletişim kaydını silmem mi gerekiyor?

Almanya’da yayınlanan Spiegel dergisi ve BR24 kanalı, Federal İstihbarat Servisi’nin nasıl dinleme yapacağına ilişkin hazırlanan düzenle, yönetmelik ve belgelere ulaştı. Haberlere göre, düzenlemeler dijital takip yapan istihbarat servisi görevlilerine katı kurallar getiriyor. Habere konu olan belgeler, özellikle yurtdışındaki internet tabanlı iletişimin izlenmesinde “stratejik telekomünikasyon eğitimini” içeriyor.

Federal İstihbarat Servisi’nin izleme faaliyetleri için yasal koruma sağlamayı amaçlayan belgeler, internet tabanlı izlemenin istihbarat servisi için ne kadar önemli olduğunu da ortaya çıkarmış oldu.

Belgeler, Federal Anayasa Mahkemesi’nde görülen bir dava dosyasından elde edildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Özgürlük Hakları Derneği, soruşturma geçiren yedi yabancı gazetecinin izlenmesine ilişkin mahkemeye şikayette bulunmuştu. Federal Anayasa Mahkemesi, gelecek hafta, Federal İstihbarat Servisi’nin yurt dışı iletişimlerini izlerken “ne kadar ileri gidebileceğine” dair karar verecek.

BR24’da yayınlanan habere göre belgeler, dinlemelerin nasıl yapılacağına ve hangi içeriğin dinleneceğine dair detaylı bilgiler içeriyor. Örneğin 72 sayfalık bir yönetmelikte “özel konuşmaların” nereye kadar dinlenebileceği düzenleniyor. Bu yönetmeliğe göre “Tatlım, seni seviyorum” gibi kısa bir cümle, dinlemek için bir neden değil. Dinleme yapılan konuşma ‘aşk ilişkisi’ ile ilgili olduğunda, istihbarat görevlisinin dinlemeyi sonlandırması gerekiyor.

KONU TERÖR, SİBER SALDIRI, DİPLOMASI

Habere göre, Alman Dış İstihbarat Teşkilatı “terörist” grupları izliyor, siber saldırılara ilişkin elde ettiği bilgileri hükümete iletiyor. Böylece Alman diplomatlarının uluslararası müzakerelerde söz sahibi olması sağlanıyor.

Haberlere göre belgeler, istihbarat servisinin hangi kaynak ve hedeflerden ‘kapsamlı bilgi gereksinimi’ veya ‘düşük bilgi gereksinimi’ni elde edeceğini belirliyor.

BR24 ve Spiegel’in elinde ettiği belgeler, aynı zamanda, Almanya’nın en güçlü otoritelerinden birinin, yönetilemeyecek miktardaki veriyi filtreleme, silme ve daha da önemlisi verileri Federal Hükümet’in kullanımına hazır hale getirmek için “nasıl bir çaba gösterdiğinin” de bir kanıtı. Ancak, belgeler filitreleme sisteminin sınırlarının nerelerde aşıldığını da gösteriyor.

1,2 TRİLYON İNTERNET BAĞLANTISINA ERİŞİM  

Belgeler, verilerin internet değişim noktalarından nasıl aktarıldığını da gösteriyor. Almanya’da 23 internet değişim noktası bulunuyor. Haberlere göre Federal İstihbarat Servisi, en yüksek veri akışı yapılabilen internet değişim noktasına sahip. Anayasa Mahkemesi’nin talebi üzerine oluşturulan teknik ekibin yaptığı hesaplamalar, verilerin ne kadar büyük olduğunu ortaya çıkardı. Hesaplamalara göre, “her gün ortalama 47,5 trilyon IP trafik bağlantısı hacmine erişiliyor.” Yani İstihbarat Servisi, teknik olarak, her gün 1,2 trilyon internet bağlantısına erişebiliyor.

Haberlere göre sitem şöyle işliyor: İlk adımda İstihbarat Servisi verileri değerlendirmeden önce, IP adresleri kullanılarak filtreleme yapılıyor. Ancak, 24 milyar ham veri hemen işlenip silinmediği için, bu veriler başka bir filtreleme aşamasına gönderiliyor. İkinci adımda, meta ve içerik verileri, yani belirli görüşmeler, otomatik olarak inceleniyor. Meta verileri, telefonda kimin kiminle, ne zaman ve ne kadar süreyle görüştüğünü ortaya koyuyor. Bu aşamada filitreleme için 100 binden fazla “arama terimi” kullanılıyor. Telefon numaralarından ve e-posta adreslerine, kitle imha silahları üretmek için kullanılabilecek kimyasal maddelerin isimlerine kadar pek çok “arama terimi” bulunuyor.

AB VATANDAŞLARI İÇİN ÖZEL KURALLAR VAR

Arama terimleri kullanılmadan önce İstihbarat Servisi, “yasal izin” kontrolü yapıyor. Örneğin, eğer İstihbarat Servisi bir “İranlı silah üreticisi” için çalışan bir AB vatandaşını izlemek istiyorsa, bu vatandaşın telefon numarasını arama terimi olarak kullanabiliyor.

Belgelere göre Alman vatandaşlarının ve Almanya’da yaşayan kişilerin verileri kaydedilmiyor. Bu konuşmalar sistemden otomatik olarak çıkarılıyor. Böylece dinlenebilecek konuşma miktarı yaklaşık 150 bine düşmüş oluyor. İstihbarat görevlileri bu konuşmaları inceleyerek günde yaklaşık 260 rapor yazıyor.

FİLİTRELEME YÜZDE YÜZ HATASIZ YAPILMIYOR

Belgelere göre hiçbir filtreleme yüzde 100 hatasız yapılamıyor. Örneğin bir Alman, Suriye’deki bir Suriyeli’nin numarasını aradığında, bu kişinin “özel korumaya sahip olduğu” ancak konuşma sırasında anlaşılabiliyor. Anayasa Mahkemesi’nde görülen davada ayda yaklaşık 30 kez yanlış kayıt yapıldığı tutanaklara geçti.

Hizmetin çalışmasını kontrol eden Meclis organının (PKGr) üyesi olan Yeşiller milletvekili Konstantin von Notz’a göre, hatasız sistemler yok. Notz, “Tam da bu yüzden vatandaşların temel haklarını korumak için her şeyi yapmak zorundayız” diyor ve ekliyor: “Yasal dayanakların gerçekten uygun olup olmadığını ve kontrolün nasıl daha da geliştirilebileceğini tekrar tekrar kontrol etmeyi hedeflemeliyiz.”

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram