Akşener: Gideyim Suriye’ye, Esad’la el sıkışıp gelen göçmenleri gönderelim

Suriyeli sığınmacı sorunu için devletten görev isteyen Meral Akşener, “İYİ Parti Genel Başkanı olarak beni devlet olarak görevlendir, gideyim Suriye’ye, Esad’la el sıkışıp gelen göçmenleri ülkelerine gönderelim" ifadesini kullandı.

KRONOS 11 Mayıs 2022 GÜNDEM

Partisinin toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener gündemdeki konulara ilişkin AKP iktidarına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert ifadelerle yüklendi. “20 yılın sonunda Avrupa’ya gidecekken giderayak Orta Doğu’yu memleketimize getirdiler” diyen Akşener, “Sayın Erdoğan’ın bizzat kaleme aldığı 20 yıllık büyük trajedinin artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin bir göç koridoruna, göçmen deposuna ve bir kaçak hendeğine döndüğünü söyleyen Akşener, “2019 yılında Antalya’da İyi Parti Genel Başkanı olarak sayın Erdoğan’a seslenmiştim. ‘Sayın Erdoğan, bu göç meselesi Türkiye’yi çok kötü bir yere doğru götürüyor. Türkiye’yi hendek yaptınız’ demiştim. Erdoğan’a bir teklifte bulunmuştum. Senin ergen bir sinirin var, bu siniri aşamıyorsun ama Türkiye iyi bir yere doğru gitmiyor, demografisi değişecek, ekonomisi zora doğru gidiyor. Aşırı derecede bir ahbaplıktan aşırı bir düşmanlığa döndüğünüz zaman adım atmak zor olur. İşin psikolojisi bu. İyi Parti Genel Başkanı olarak beni devlet olarak görevlendir, ben gideyim Suriye’ye, Esad ve onun çevresiyle görüşeyim. Ülkemizde Suriye’den gelen göçmenleri Esad’la el sıkışıp ülkelerine gönderelim. Karşılık olarak her türlü hakarete ve çirkinliğe maruz kaldım” şeklinde konuştu.

‘SIĞINMACI SORUNUNU ERDOĞAN’IN SIĞ ZİHNİYETİYLE ÇÖZEMEYİZ’

İktidarın ensar – muhacir kavramları üzerinden konuyu bağlamından koparıp ideolojik arayışları çerçevesinde tarif ederek siyasi tabanını konsolide etmeye çalıştığını söyleyen İYİ Parti lideri, “Bir yanda da muhalefetin bu konudaki gündemini çalma arayışına girerek beton ve briket üzerinden ürettiği sözde çözümlerle günü kurtarmaya gayret etti. Bunun sonucunda 2019 yılında ülkemizde 4 milyon sığınmacının varlığını tartışırken bugün geldiğimiz noktada 6- 6,5 milyon sığınmacı ile karşı karşıya olduğumuz söz konusu. Artık açık şekilde ortaya çıkmıştır ki sığınmacı sorununu meseleyi çözmek yerine polemikle geçiştiren, inancımız üzerinden hamasi konuşmalarla basitleştiren, 80 ülkeye vizeyi kaldırmakla övünüp, 250 bin dolara vatandaşlık satarak, cari açığı çözdüğünü düşünen, Sayın Erdoğan’ın, sığ zihniyeti ile çözemeyiz” dedi.

Akşener’in konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

‘ŞAM’DA İKTİDAR KİM OLUR OLSUN İLİŞKİLER YAPICI DİYALOG ZEMNİNE OTURTULMALI’

“Parti olarak bizim hedefimiz, sığınmacıların, gayri insani bir çerçevede ülkelerine sürülmesi değil, dönüşlerinin kolaylaştırılmasıdır. Bu çerçevede, Türkiye’de kalışlarını caydıracak tedbirleri almayı da, bir gereklilik olarak görüyoruz. Bu kapsamda; başta Avrupa Birliği olmak üzere, sığınmacılara yönelik geliştirilen projelerin de artık, sığınmacıların, memleketlerine dönüşlerini, kolaylaştırmaya odaklanması gerektiğini düşünüyoruz.

Bunlara paralel olarak; Şam’da kim iktidarda olursa olsun, Suriye ile ilişkilerimizin, yapıcı bir diyalog zeminine oturtulması gerekiyor. Ayrıca; Avrupa Birliği ve bölgedeki diğer aktörlerin de, artık gerekli sorumluluğu almaları için, aktif bir dış politika yürütülmesinin, kritik bir zorunluluk olduğunu görüyoruz.”

‘İNADIN BEDELİNİ MİLLETİMİZ ÖDÜYOR’

“Bay Kriz inatla ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diye ahkam kestikçe ‘Ben ekonomistim’ diye, kürsü kürsü gezdikçe; işin ehli hiçbir insanı dinlemeyip, bildiğini, daha doğrusu, bilmediğini okumaya devam ettikçe, milletimizin içinde bulunduğu kriz ortamı, maalesef daha da derinleşiyor. Bu inadın bedellini de milletimiz, yokluk, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik olarak ödüyor. Nitekim bugün gelinen noktada; TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı bile, yüzde 70 oldu. Yani, kıskandıran bir performansla, enflasyonda Arjantin’i sollamış olduk.”

‘BARINMA KRİZİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

“Türkiye, hızla fakirleşirken, gençlerimiz işsiz kalırken, pahalılık altında ezilen insanlarımızın sofralarından, her gün lokma eksilirken, aynı zamanda, bir barınma kriziyle de karşı karşıyayız. Dünyada konut fiyatlarının, 2 yıldır en fazla arttığı ülke konumuna geldik. Kamu bankalarının, kaynakları yanlış dağıtması sonucunda, binlerce konut satılmasına rağmen, konut sahipliği oranı giderek düşüyor. Bugün İstanbul’da, 4 kişilik orta gelirli bir hanenin oturduğu,105 metrekarelik bir evin kirası, asgari ücretin 1.3 katına çıkmış durumda. Evet, yanlış duymadınız, 1.3 kat. Hatta;daha bu hafta, ‘müjde’ diye açıklanan, ama aslında, vatandaşın konut alma ihtimalini, daha da imkansız hale getiren, konut kampanyası, barınma krizini, daha da derinleştirecek. Nitekim Bay Kriz, bu sözüm ona müjdeyi verdikten sonra, konut fiyatları, bir gecede yüzde 10 arttı.”

‘BOL NASİHAT, SIFIR İCRAAT SİYASETİ’

“Biz her hafta buradan, memleketimizin yakıcı meseleleriyle ilgili, çözümler anlatırken, önerilerde bulunurken; Bay Kriz ne yapıyor dersiniz? Adeta kendi eseriyle gurur duyar gibi, ülkemizi içine düşürdüğü vahim tabloyu, izlemeye devam ediyor. Elinde bir tek çekirdeği eksik… İzlemekten sıkıldıkça da, kürsüye çıkıp, bol miktarda esiyor… Artık alışkanlık haline getirdiği, ‘Bol nasihat, sıfır icraat’ siyaseti, kaldığı yerden, aynen devam ediyor.”

‘HAKARET REPERTUARINA ŞÜKÜRSÜZÜ EKLEDİ’

“Neymiş? Bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık, almış başını gidiyormuş… Yani, milletimizin aslında her şeyi varmış, ama şükretmeyi bilmiyormuş. Yani, Bay Kriz ve avanesi her zamanki gibi ak kaşık, suçlu yine milletimizmiş… Vay be… Terörist demişti. Nankör demişti. Millete ettiği hakaretler repertuarına, şimdi de ‘şükürsüzü’ ekledi. Milletiyle bağını tamamen koparmış şu zihniyete bir bakar mısınız? Yazıklar olsun. Buradan, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Önce ‘sabır’ dedin, baktın taş çatladı; şimdi de şükre mi sığınıyorsun? Önce milleti kutuplaştırdın, baktın o da tutmadı; şimdi de, Allah ile kul arasına mı girmeye çalışıyorsun? Günahtır, günah!”

‘DOYMAK BİLMEYEN YANDAŞLARINA ŞÜKRETMEYİ ÖĞRET’

“Bayat tavsiyelerini kendine sakla. Ama, ‘Yook ben illa akıl vermek istiyorum. Şükürsüzlere şükrü öğretmek istiyorum’ diyorsan da; hay hay… O zaman, mesela git; doymak bilmeyen yandaşlarına, şükretmeyi öğret. Mesela git; 5-10 maaş alan danışmanlarına şükretmeyi öğret. Mesela git; 15 maaş alan genel müdürlerine şükretmeyi öğret! Mesela git; İhale arsızı müteahhitlerine şükretmeyi öğret. Mesela git; ATM memurlarına, pudra şekeri sevdalılarına şükretmeyi öğret.”

EYT SORUNU: ADİL DÜZENLEME ÖNERİYORUZ

“Biz, İYİ Parti olarak; EYT Çözüm Planı’mızı oluşturduk. Milletimiz, memleketimiz ve tüm EYT’li kardeşlerimiz için, hayırlı uğurlu olsun. Yapmış olduğumuz analizler; ülkemizde yaklaşık 4,7 milyon insanımızın, EYT’li olduğunu gösteriyor. Bunun içerisinde yer alan, 3 milyon vatandaşımız ise; bugün itibariyle, hem prim günlerini doldurmuş, hem de, yaş kriterini tamamlamış gözüküyor. Biz soruna, 4 temel ilke çerçevesinden bakıyoruz.

Birinci ilkemiz; hakkaniyetin tesisi. Yani, EYT’liler grubu içerisinde, yeni bir adaletsizliğe neden olunmaması. Bunun için, 4,7 milyon insanımızın, tamamının yararlandığı, adil bir düzenleme öneriyoruz.

İkinci ilkemiz; EYT düzenlemesine bakış açımızda gizli. Biz, EYT sorununu çözmeye, bir sosyal yardım olarak değil, oluşan bir hak kaybının, giderilmesi olarak bakıyoruz.

Üçüncü ilkemiz; Nesiller arası adaleti sağlamaktan geçiyor. Yani bu düzenlemeyi; kamu maliyesinin ve sosyal güvenlik dengesinin, sürdürülebilirliği üzerine kuruyoruz.

Dördüncü ve son ilkemiz ise; basitlik ve anlaşılabilirlik. Bu çerçevede, yapacağımız EYT düzenlemesinde; öngörülen koşullardan yararlanmak için, herhangi bir başvuru süre sınırı koymuyoruz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com