Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kurucu üyelerinden biri olan Ertuğrul Yalçınbayır, Türkiye'nin kara parada riskli ülkeler listesine alınmasının akabinde patlak veren Büyükelçiler Krizi'nden hükûmeti sorumlu tuttu. Yalçınbayır, yolsuzluk haberlerinin artık rutine döndüğünü vurguladı.
AKP kurucu üyesi Ertuğrul Yalçınbayır
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ilk hükûmetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan, 20’nci, 21’inci ve 22’nci Dönem Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, Türkiye’nin kara para riskinde beyaz listeden gri listeye alınmasının sebebini açıkladı: “Neden şaşırıyoruz ki? Güreşçiyi bankanın yönetimine atarsan gri olursun.”
AKP’lilerin kamu bankalarının üst yönetimine atanması 18 yılda rutin haline getirilirken, eski güreşçi Hamza Yerlikaya 2019 yılında Vakıfbank yönetim kurulu üyeliğine tayin edilmişti.
Yalçınbayır, “Yozlaşma, her gün ayrı yolsuzluk haberleri, yasaklar, hiddet, şiddet ve beraberinde kabarık suç listesi. Bunlardan biz yıldıysak gri listeye girmemize niye şaşırıyoruz ki?” sorusunu yöneltti.
“HER GÜN AYRI YOLSUZLUK HABERİ VAR?”
Türkiye, 21 Ekim 2021 tarihinde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) bünyesinde faaliyet gösteren Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından “kara para ile mücadelede ve terörizmin finansmanını engellemede başarılı olamadığı” gerekçesi ile Zimbabwe ve Kamboçya gibi ülkelerin yer aldığı gri listeye alınmıştı.
AKP’nin kurucu üyesi Ertuğrul Yalçınbayır, “2003 yılında ‘TBMM Yolsuzlukları Önleme Komisyonu’nda’ neler olduğunu bilen bir siyasetçi olarak bu noktaya nasıl geldiğimizi açıklar mısınız?” sorusu üzerine, “Türkiye’de kanunlar var, uygulamıyorsun, kendi çıkarın doğrultusunda birilerini bir yerlere atıyorsun, ehliyeti liyakati olmayan kişiyi, güreşçiyi bankanın yönetimine atıyorsun. Bunlar olacak iş mi? Siyasi etikle bağdaşır mı?” cevabını verdi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Yalçınbayır şöyle devam etti: “Yozlaşma, her gün ayrı yolsuzluk haberleri, yasaklar, hiddet, şiddet ve beraberinde kabarık suç listesi. Bunlardan biz yıldıysak gri listeye girmemize niye şaşırıyoruz ki? Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan görevleri, mecburiyetleri var. Bunlara uymadığınız zaman ne oluyor? Siz Avrupa Konseyi’nin kurucu ülkesisiniz ve Konsey’den çıkarılmanız mümkün. AB’ye aday üyesiniz, onun askıya alınması mümkün, bu yönde Avrupa Parlamentosu’nun bir girişimi oldu zaten.”
Yalçınbayır, “İç hukukla uluslararası hukuk iç içe geçmiş durumda. Siz temel hak ve özgürlükleri, ekonomik hak ve özgürlükleri kendi ülkenizde düzenlemiyorsanız üyesi bulunduğunuz kuruluşlara müdahale hakkı tanımış olursunuz.” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKELÇİ KRİZİ: HİÇ İÇ İŞİMİZ DEĞİL
Yalçınbayır, 10 büyükelçinin işadamı Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısıyla başlayan krizde hükûmeti sorumlu tuttu.
“Bu bizim hiç iç işimiz değildir.” diyen Yalçınbayır, Sözcü’ye verdiği mülakatta, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) tanımışız, bu kararların bağlayıcılığını kabul etmişiz. ‘Ben tanımam, benim iç işlerime karışılıyor’ diyebilir miyiz? Haksızlığa uğrayan kişi benden de olmasa onun yanında yer alırım.” dedi.
Sözcü’nün soruların cevaplandıran Yalçınbayır, “Paris İklim Sözleşmesi’ni alın bütün dünya ülkeleri imzaladı, çevre kirliliği sınır mı tanıyor? Hukuksuzluk sınır mı tanıyor? Biz Suriyelileri niye kabul ettik? Özgürlükleri sınırlandırıldı diye sözüm ona. Eğer bunu kabul ediyorsak kendimiz özgürlükleri sınırlandırmayacağız. Türkiye’nin bu sözler nedeniyle düştüğü durumu düşünün.” değerlendirmesinde bulundu.
