Saray’ı boykot eden barolara: Parti gibi davranmayı içselleştirmişler

KRONOS 02 Eylül 2019 GÜNDEM

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 52 baronun Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen açılış törenini boykot etmesine ilişkin”Kendilerini STK olarak, baro olarak meslek örgütü olarak göremeyen bunun yerine siyasi parti mantığıyla hareket etmeyi içselleştirmiş bazı grupların yanlış bir dil kullanarak toplantılara yanlış bir yaklaşım ortaya koyduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor. Çelik’in konuşmasından satır başları şöyle:

“Adli Yıl Açılış Töreni neden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı diyorlar. Cumurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki tüm birimler, devletin tüm birimlerinin ihtiyaçları için, tüm birimlerin toplantıları için devlet birimlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenlenmiştir.

Orası milletin evi. Bu konudaki tartışma, ideolojik tartışmaya bağlanan hiçbir mantığı olmayan bir yaklaşım olarak ortaya çıkıyor. Esas olarak orada kuvvetler ayrılığı ve yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile ilgili konuların ele alınması ve bunu da bütün tarafların duyması şeklinde son derece önemli bir fırsat ve önemli bir imkan olarak değerlendiriyoruz.

Maalesef geçmiş yıllardan beri kendilerini STK olarak, baro olarak meslek örgütü olarak göremeyen bunun yerine siyasi parti mantığıyla hareket etmeyi içselleştirmiş bazı grupların yanlış bir dil kullanarak toplantılara yanlış bir yaklaşım ortaya koyduğunu görüyoruz.

‘LÜBNAN CUMHURBAŞKANI’NI PROTESTO EDİYORUZ’
Dün hepimizi üzen bir açıklama gündeme geldi. Lübnan Cumhurbaşkanı’nın Osmanlı İmparatorluğu’na karşı dar ve yakışıksız ifadeleri oldu. Bu ifadeleri tümüyle reddettiğimiz gibi aynı zamanda protesto ediyoruz. Son zamanlarda Osmanlı İmparatorluğu’na karşı olumsuz yaklaşımlar ortaya koyan ülkelere sinyal göndermelerinin hiçbir faydası yoktur. Özellikle Lübnanlı bazı tarihçiler bu açıklamaya tepki gösterdiler. Lübnan’ın önemli siyasetçileri bu açıklamaya tepki gösterdiler. Osmanlı’da devlet terörünün sözkonusu olmadığını uzun uzun anlattılar. Hristiyan kadınların Osmanlı dönemlerinde hak ve hukukların ortaya konulması için ortaya konan uygulamaları anlattılar.

‘EZİKLİĞİN ÜRÜNÜ’
Devlet terörü gibi bir ifade kesinlikle reddettiğimiz, protesto ettiğimiz kınadığımız bir ifadedir. Osmanlı’yı işgalci sayıp, çekilmesinin ardından bölgedeki kaynakları sömürenleri, orayı sömürge muamelesi yapanları Lübnan Cumhurbaşkanı ‘nüfus sahibi’ olarak yorumluyor. Bu tipik ezikliğin bir örneğidir. İlişkilerimizi zehirleyen bu tip açıklamalar yerine ilişkilerimizi daha ileri götürecek, mantığa ve tarihe uygun yaklaşımın sergilenmesini bekliyoruz. Lübnan kardeş bir ülkedir. Birtakım siyasilerin davranışlarıyla aramızdaki ilişkiler bozulacak değildir. Lübnan Cumhurbaşkanı tarafından böylebir açıklama yapılmasının, tarihi çarpıtan, daha da önemlisi Lübnanlılara acı çektirmiş sömürgecileri yücelten açıklamayı doğrusu üzüntüyle karşıladı.

Lübnan Cumhurbaşkanı’nın Osmanlı dönemindeki pozitif uygulamalara yönelik bilgi sahibi olmadığını düşünmek doğru değil. Osmanlılar’ın oraya geldiği dönem Lübnan diye bir devlet yok. Eyaletler var. Çatışma ve savaş da sözkonusu olmamıştır. Lübnan’ı yöneten tüm makamlarla ilişkilerimizin daha da ileri boyuta gitmesi noktasında kararlılığımız vardır. Dolayısıyla Lübnanlı kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz.

‘ADLİ YIL AÇILIŞINI ZEHİRLEYEN YALANLAR’
CHP Lideri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin kaçak olduğu, bizim tarafımızdan çürütülen tezleri tekrarladılar. CHP aydınlanmış bir despotizmle örgütlü bir cehalet arasında gidip geliyor. O gazi mekanın bütün izinlerin tam olduğu, herhangi bir şekilde yargı süreçlerinde bir sorun olduğu defalarca ifade edildi. Kendisinin bahsettiği Danıştay idari dava dairelerin bahsettiği kararlarla ilgili olarak tüm süreçlerin pozitif bir şekilde sonuçlandığı biliniyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’yle ilgili alınmış kararlar ve izinlere ait belgeleri arkadaşlarımız sizlere dağıtacak. Burada ağır bir vizyon, bilgilenme sorunu, maalesef adli yıl açılışını zehirlemek için ortaya atılan birtakım yalanlar sözkonusudur. Biz bunu artık çok sık görüyoruz. Dış politikada yanlış açıklamalarını deşifre etmek için uğraşmak durumunda kalıyoruz. Aynı şekilde iç politikada öyle.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram