‘Rusya’dan gelecek 15 milyar dolar Türkiye’ye para transferi için kılıf olabilir’

Aydın Sezer: Akkuyu’da işler sanıldığından da karmaşık. Rusya’dan Türkiye’ye geleceği veya geldiği ibraz edilen paralar büyük rakamlar. Rusya’dan Türkiye’ye para transferi ile ilgili bir kılıf olabilir. Ruslar mı sermaye getiriyor yoksa taşıyıcı Türkler mi devreye giriyor, göreceğiz.

KRONOS 01 Ağustos 2022 GÜNDEM

Rusya ve Enerji uzmanı Aydın Sezer, Rusya’nın Akkuyu nükleer santrali yatırımı için Türkiye’ye üç haftada göndereceği belirtilen 15 milyar doların Rusya’dan Türkiye’ye para transferi ile için bir kılıf ve şirketin sermaye yapısında bir değişikliğin işareti olabileceğini söyledi.

Sezer, ‘Akkuyu’da işler sanıldığından daha da karmaşık. Türkiye açısından daha sorunlu bir hal alıyor. Önümüzdeki günlerde şirket ana sözleşmesinde, hisse yapısında bir değişiklik meydana gelirse Ruslar mı sermaye getiriyor yoksa taşıyıcı Türkler mi devreye giriyor netleşecek.’ dedi.

Rusya’nın Türkiye’deki olası iktidar değişikliği sonrası Akkuyu ile ilgili hukuki süreçten kaçınmak için Türkiye’nin santrale ortak olmasını istediğini belirten Sezer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya lideri Putin ile yapacağı görüşmede yeni santrallerin de Rusya’ya verilmesini gündeme getirebileceğini ancak Rusların Akkuyu deneyiminden sonra konuya sıcak bakmadığını kaydetti.

KRT yayınında Çiğdem Akdemir’in sorularını yanıtlayan Aydın Sezer şunları söyledi:

TARTIŞMALAR AKKUYUNUN İŞLETİM SÜRECİYLE İLGİLİ DEĞİL 

Akkuyu’da neler oluyor?

Öncelikle şirketin genel hissedarlık yapısında ve işletim sürecinde sorumlu olan şirketle alakalı herhangi bir sorun yok. Söz konusu değişiklik, sadece projenin yürütülmesinde inşaat faaliyetlerini yüklenen Türk ve Rus firması arasındaki bir ihtilaftan kaynaklanıyor. Dolayısıyla projenin geneli ile alakalı yorumlara da şahit olduk. Öncelikle bu doğru değil. Zira Akkuyu Nükleer AŞ’de ana yüklenici Titan 2 firması, onun ortağı konumundaki Türk firması da Türk hukuk sistemine göre kurulmuş şirketler. Dolayısıyla projenin yürütülmesindeki bir ihtilaf söz konusuysa bu ticaret hukukuna göre veya karşılıklı tazminat davalarına konu olacak şekilde çözümlenecek bir konu. Akkuyu projesinin bütünüyle alakalı bir konu değil.

AKKUYU’NUN 2023’TE HİZMETE ALINMASI GERÇEKÇİ DEĞİL, 2025’E KADAR UZAR

Peki, neden şirketlerin kurucularının Rus olduğu vurgusu yapılıyor? 

Türk firması yerine yeni sözleşme yapılan firmalar Titan 2 gibi Rus bağlantılı firmalar. Hissedarları Ruslardan oluşan Türkiye’de kurulmuş bir şirket. Burada bizim asıl odaklanmamız gereken konu bu proje kapsamında Rusya’dan Türkiye’ye geleceği veya geldiği ibraz edilen oldukça büyük rakamlar. Elbette Akkuyu’da yüklenici arasındaki bu ihtilafın ve yeni bir firmanın devreye alınması projenin zamanında bitirilmesiyle ilgili bazı sorunlar yaratacak. Zira, 2023 yılında hizmete alınma ihtimali halen daha gerçekçi değil. Proje tamamlansa bile test aşamaları olacak. Sanırım 2023 yılında şeklen bir açılış töreni yapılacak ama bizim Akkuyu’nun birinci ünitesinden elektrik teminimiz 2024 veya 2025’e kadar uzayacak.

RUSLAR SERMAYE Mİ GETİRİYOR TAŞIYICI TÜRKLER Mİ DEVREDE GÖRECEĞİZ

Akkuyu’nun birinci ünitesinin temeli 2018 yılında atıldı. Anlaşmaya göre, 7 yıllık bir sürenin ardından ilk ünitenin işletmeye alınması gerekiyor. Oysa, Cumhurbaşkanı ve AKP yönetimi 2023 yılı hedefi koyarak 5 yıllık süre zarfında bu tesisin açılmasını istiyorlar. Talimatla inşaat süreci hızlandırılıyor. Akkuyu’da son yıllarda ortaya çıkan teknik sorunların temelinde de bu siyasi talimat var. Bu oldukça sıkıntı yaratacak bir konu. Bunun da gözden geçirilmesinde yarar olacağını düşünüyorum. Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’nin yönetim kurulunda bir  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da var. Her ne kadar o şirket yüzde 100 Ruslardan oluşan bir şirket olsa da şu an da piyasa değeri 7  milyar dolar. Böyle bir şirkete piyasada da zikredilen 15 milyar dolar (270 milyar TL)  gibi bir para girişinin olacağına yönelik haberlerin üzerinde de ciddiyetle durulması gerekiyor. Bu durum, Rusya’dan Türkiye’ye para transferi ile ilgili bir kılıf olabilir. Akkuyu burada kullanılıyor olabilir. Biliyoruz ki Akkuyu ile ilgili yapılan maliyet anlaşması 22 milyar dolar öngörülmüş durumda. Ama bu paranın tümünün getirilip şirket sermayesine konulması söz konusu değildi. Dolayısıyla Akkuyu’da işler sanıldığından daha da karmaşık. Türkiye açısından daha sorunlu bir hal alıyor. Önümüzdeki günlerde şirket ana sözleşmesinde değişiklikler yaparak hisse yapısında bir değişiklik meydana gelirse orada daha sağlıklı yorum yapacağız. Ruslar mı sermaye getiriyor yoksa taşıyıcı Türkler mi devreye giriyor daha da netleşecek.

RUSLAR OLASI BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİNDE OLACAKLARDAN ÇEKİNİYOR

İktidara yakın medyada geçen haberlerde 15 milyar dolarlık bir kaynaktan bahsediliyor ve hatta 5 milyar dolarının geldiği de belirtiliyor. Akkuyu bir kılıf olarak mı kullanılıyor?

Akkuyu için Rusya’dan gelen yabancı sermaye 2018-2019 yılı itibariyle 2,9 milyar dolardı. Bu rakam ne hazine ve Merkez Bankası girişlerinden, doğrudan yabancı sermaye olarak tespit edebildiğimiz bir rakam. Ondan sonraki süreçte Akkuyu firmasının ihtiyacına binaen Rus bankalarından farklı kanallardan ve kaynaklardan kredi kullanımları oldu. Bu farklı bir şey. Bir şirket faaliyete geçmeden önce borç alarak siparişlerini geçebilir. Bu ayrı bir konu. Ama şirketin sermayesindeki bir değişiklik söz konusu olacak mı olmayacak mı oraya odaklanmak lazım. Şu anda şirketin yüzde 100 sermayesi Rusların kontrolünde. Bunun yüzde 49’unun Türkiye’den alınması konusunda Vladimir Putin, tam 12 yıldan beri baskı yapıyor. Biz kamu ya da özel bir sektörden ilgili bir kuruluş bulup bu payı devralamadık. Ruslar ise Türkiye’deki olası iktidar değişikliği sonrası Akkuyu’nun başına gelebilecek hukuki süreçten kaçınmak için bir an önce devletin ortak olmasını arzuluyorlar. Bunu bir yandan siyasi riske karşı sigorta gibi düşünüyorlar. Bahsedilen paralar ki biz şu an itibariyle o girişleri tespit edemedik, bu hisse yapısına yönelik bir atraksiyon olup olmaması durumunda daha net konuşabiliriz.

TÜRKİYE ZATEN AKKUYU YÖNETİMİNDE DEĞİL, 2010’DA BUNU KABUL ETTİK

İÇDAŞ’ın açıklamasını bu fotoğrafın içerisinde nereye koyabiliriz? Soçi’deki gündem maddeleri arasında  Akkuyu yer alır mı?

Daha önce de ifade ettiğim gibi Türk firmasının imzaladığı sözleşme, projenin sonlandırılmasına yönelik taahhüt işi ile alakalı bir sözleşme. Yani nükleer santral faaliyete geçtikten sonraki süreçle alakalı değil. Bir defa bunun altını net çizelim. Zira burada tekel konumundaki ülke zaten Rusya. Biz bunu 2010 yılında yapılan anlaşmada zaten kabul ettik. Zaten burada Türklerin yönetimde olması gibi bir husus yok. Karar alma sürecinde ve işin teknik boyutu ile ilgili Türkiye’nin zaten böyle bir beklentisi yok. Projenin sahibi firma buraya ister Çekya’dan ister Angola’dan kimi istiyorsa taahhüt için onunla anlaşma yapabilir. Zaten güvenlikle ve denetimle ilgili konularda Malta’da kurulu şirketler de var.

Bu konuyu Sayın Erdoğan geçtiğimiz yıl Putin ile Soçi’de yaptığı baş başa görüşmede de gündeme getirdi. Yeni santrallerin de Rusya’ya verilmesi söz konusu olabilir dedi. Ruslar, özellikle Akkuyu deneyiminden sonra bu konuya sıcak bakmıyor. Çünkü, yaklaşık 12 yıldan beri sürüncemede olan bir proje. Bu proje imzalandığı zaman verilen alım garantisi 12,35 cent ortalamasındaydı ve bu oldukça yüksek bir rakam. Ama son günlerde dünyada yaşanan büyük değişim ve dönüşümlerle birlikte şu anda Akkuyu’ya verilen garanti Türkiye’deki satış fiyatının altında kalmaya başladı. Bu açıdan Rusların büyük bir gol yediğini de söylememiz mümkün. Dolayısıyla eskiden kullandığımız pahalı argümanı da bugün itibariyle geçerliliğini kaybetti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com