Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

Alaattin Çakıcı’nın çok yakın arkadaşı Üzeyir Çakmaktaş’ın cuma günü paylaştığı bir fotoğraf, çok konuşuldu. ‘Derin dörtlü’ Mehmet Ağar, Korkut Eken, Alaattin Çakıcı ve Engin Alan, aynı karedeydi. Peki, bu fotoğrafı bu kadar ilginç kılan neydi? Kim, kimdi?

KRONOS 23 Mayıs 2021 GÜNDEM

(Soldan sağa) Emniyet genel Müdürlüğü raporuna Türkiye'deki en büyük organize suç örgütünün lideri Alaattin Çakıcı, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski özel harekatçı Korkut Eken ve emekli general Engin Alan.

Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Alaattin Çakıcı’nın çok yakın arkadaşı Üzeyir Çakmaktaş’ın cuma günü Twitter hesabından paylaştığı bir fotoğraf, çok konuşuldu. Bodrum Yalıkavak Marina’da yan yana poz veren ‘derin dörtlü’ Mehmet Ağar, Korkut Eken, Alaattin Çakıcı ve Engin Alan, aynı karedeydi.

Çakmaktaş, ne zaman çekildiğiyle ilgili bir bilginin olmadığı fotoğrafın altına şunları yazmıştı: “Türk Devleti ilelebet var olsun diye her zorluk ve meşakkati göğüsleyen, zindan dahil bu uğurda en ağır bedelleri ödeyen kahramanlarımız: Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Engin Alan, Korkut Eken. Yalıkavak Marina.”

‘Yalıkavak Marina’ ifadesi geçmişken; bir iddiayı da hemen buraya iliştirelim. Bodrum Yalıkavak Marina’nın işletmesini Azeri işadamı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu yapıyordu. Gurbanoğlu, bir süre önce terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanınca, Yalıkavak Marina’nın işletmesinin Mehmet Ağar’a geçtiği yönünde basında iddialar yer almıştı.

Peki, başta Susurluk olmak üzere devletin derinliklerindeki esrarengiz ilişkileri ve olayları hatırlatan fotoğraftakiler kimdi? Ortak yönleri nelerdi? İşte ‘derin dörtlü’ ile ilgili ilginç bilgiler.

KORKUT EKEN: SUSURLUK’TAN HAPİS YATTI

1945 Ankara doğumlu Korkut Eken, 1963’te Kara Harp Okulu’na girdi. 1974’teki Kıbrıs Harekâtı’na katıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özel Harp Dairesi’nde çalıştı. Uzun süre Güneydoğu’da görev yaptı. 1987’de askerlikten emekliye ayrılıp Millî İstihbarat Teşkilatı’nda Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı olarak göreve başladı. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesine geçip Polis Özel Harekât Timleri’nin teşkili, donatımı ve eğitiminde görev yaptı. Aynı dönemde Güneydoğu’daki bazı nüfuzlu aşiretleri silahlandırıp örgütledi. Daha sonraları adı Susurluk Skandalı’na karıştı. Açılan davada mahkûm oldu ve bir süre hapis yattı.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

 

Eken’in ismi, ölüm listesinden çıkarma karşılığında işadamı Ahmet Hamoğlu’ndan para alma iddiasıyla da gündeme gelmişti. İddia sahibi ise Alaattin Çakıcı hapisten çıkınca Karadağ’a kaçan ve bu ülkenin vatandaşı olan organize suç örgütü lideri Sedat Peker’di. Peker, faili meçhullerle ilgili komisyonun sorularını cevaplarken “Ölüm listesinden çıkmak için Eken’e para verdiler” iddiasında bulunmuştu. Hamoğlu da “Zordayım dedi, 20 bin dolar verdim.” diyerek iddiayı doğrulamıştı.

İşadamı Ahmet Hamoğlu, para verme olayını şu şekilde anlatmıştı: “Korkut Eken, ‘Devlet bize görev veriyor. Verdikleri görevleri yerine getiriyoruz. Mahkemelere düşünce sahip çıkmıyorlar. Mahkemelere para ödemekten çoluk çocuk evde aç kalıyor. Nafakamı bulamıyorum.’ diye yakındı. ‘Bana bir miktar yardım edebilir misin? Çok zordayım.’ dedi. Rakamı tam hatırlamamakla birlikte 15-20 bin dolar civarında bir para verdim. Bu parayı tanıdığım zor durumdaki bir insana destek olmak için verdim.”

Sedat Peker ise şunları söylemişti: “Atilla Yıldırım’a bu konuyu anlattım. Bunun üzerine gülerek, ‘Olay bildiğin gibi değil. Ben Korkut abiyi işadamı Ahmet Hamoğlu ile tanıştırdım. Hamoğlu’nun yanına çantasız geldik. Giderken Korkut abinin elinde bir James Bond çanta vardı’ dedi. Bunun üzerine çok şaşırmıştım. O dönemde PKK’ya yardım eden iş adamlarına yönelik hazırlanan listedeki şahısların öldürüldüğünü herkes konuşuyordu.”

MEHMET AĞAR: ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDE DOĞDU

Mehmet Kemal Ağar, yıllardır devletin en derin isimlerinden biri olarak biliniyor. 1951 yılında babasının görev yaptığı Çankaya Köşkü’nde doğdu. Emniyet Müdürü olan babasının memuriyeti dolayısıyla 1957’de Urfa’da başladığı ilkokulu, Gümüşhane, Bolu, Adana, Ankara ve Erzincan’da; Erzincan’da başladığı ortaokulu, Kayseri, Diyarbakır ve Uşak’ta bitirdi. Liseye Ankara’da başladı ve 1968’de Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Emniyet Genel Müdürlüğü bursuyla okudu. 1973’te Maliye Bölümü’nden mezun oldu. Devlette çalışmaya oldukça yukarılardan başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi’nde bir süre çalıştıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü’nde komiserlik yaptı.

Ardından kaymakamlık da yapan Ağar, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Muavini ve Asayiş Şube Müdürü oldu. 1984-88 arasında terör ve asayişten sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1988’de Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne, 1990’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, 1992’de Erzurum Valiliği’ne, 1993’te Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandı. Erzurum Valisi’yken, o dönem firarda olan Bahçelievler katliamı sorumlularından Haluk Kırcı’nın nikâh şahitliğini yaptı. 1993 yılında Hizbullah ile ilgili olarak “Hizbullah devlet aleyhine eylemlerden kaçınmaktadır. Örgüt üyelerini yakalamak fayda sağlamaz.” şeklinde açıklama yaptı.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

 

Mehmet Ağar, daha sonra siyasete girdi. Elazığ Milletvekilliği ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı yaptı. 22 Temmuz 2007’deki genel seçimlerde partisi barajı geçemeyince siyasi hayatını noktaladı.

Mehmet Ağar ismi, başta Susurluk olmak üzere birçok derin olaylar ve ilişkilerle gündeme geldi. Bunlardan biri, devletin kayıp silahlarıyla ilgiliydi. 1990’larda uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla Türkiye tarafından aranan ve yatmakta olduğu Hollanda’daki cezaevinden salıverilen Hüseyin Baybaşin, kendisiyle görüşenlere, 1980’den itibaren Şükrü Balcı ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın kendisine verdiğini öne sürdüğü polis kimlikleriyle, polise ait silahlarla ve yeşil pasaportlarla nasıl rahat dolaştığını anlatıyordu.

O dönemde Frankfurt Eyalet Mahkemesi 17. Ceza Dairesi Başkanı Yargıç Rolf Schwalbe ve İngiltere İçişleri Bakan Yardımcısı Tom Sackville de Türkiye’nin son zamanlarda eroinin en önemli geçiş noktası olduğunu, ellerinde Türk hükûmeti ve polisinden bazı kişilerin uyuşturucu işine karıştığı yolunda iddia ve bulgular olduğunu söyledi.

Mehmet Ağar, 20 Mart 1997 tarihinde mülkiye müfettişlerine verdiği yazılı ifadesinde, kayıp silahlar olarak adlandırılan silahların nerede ve hangi amaçla kullanılacağını bildiğini, bu konuda Korkut Eken’e yazılı bir emir verdiğini, konunun devlet sırrı kapsamında olduğunu ve bu nedenle daha fazla açıklama yapamayacağını belirtti.

İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ‘cürüm işlemek için çete kurmak, hakkında yakalama ve tevkif müzakeresi bulunan kişileri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezasıyla dava açtı. 11 Aralık 1997’de dokunulmazlığı kaldırılan Mehmet Ağar, Anayasa Mahkemesi’nin itirazını reddetmesinden sonra, 10 Ocak 1998’de DGM’de üç saat süreyle sanık sıfatıyla ifade verdi. Ağar ifadesinde, kayıp silahlar konusunun devlet sırrı olduğunu ileri sürdü ve olayların meydana geldiği tarihte bakanlık görevini sürdürdüğünü ve bu nedenle de ancak Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. DGM, önce ‘görevsizlik’ ve 9 Temmuz tarihinde Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararı bozma kararından sonra da ‘yargılanmanın durdurulması’ kararlarını aldı.

Ağar, 15 Haziran 2000 tarihinde ise “Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak” iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8’e karşı 6 oyla Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı.

DGM ve TBMM Susurluk Kazası Araştırma Komisyonu’nda verdiği ifadelerinde sürekli olarak devlet sırrı olduğu için açıklama yapamayacağını söyledi.

Mehmet Ağar, Kasım 2008’de tekrar yargılanmaya başlandı. İlk duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamayan Ağar hakkında görevsizlik kararı verildi. Hakkındaki suçlamalarsa şöyleydi: “Cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek. Abdullah Çatlı’nın saklı bulunduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere haber vermemek ve gizlenmesine yardım etmek. Yasalara aykırı olarak Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz’e silah taşıma izin belgesi vermek ve hususi damgalı (yeşil) pasaport verilmesini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak.”

15 Eylül 2011 günü Ankara Özel Yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar’ın ‘suç örgütü yöneticisi’ olduğuna karar verdi ve Susurluk davasında 5 yıl hapse mahkûm etti. 5 yıllık cezanın 3 yılını infaz yasası nedeniyle yatmış gibi kabul edilen Ağar, geriye kalan iki yıl cezasını yatmak üzere Aydın Yenipazar Cezaevi’ni seçti. Cezasının bitmesine bir yıl kalan Ağar, kamuoyunda 3. Yargı Paketi olarak bilinen yasada yer alan denetimli serbestlik hakkından yararlanarak cezasının bitmesinden 361 gün önce tahliye edildi. Yenipazar Cezaevi, kendisi cezaevine teslim olmadan önce boyama bahanesiyle boşaltılmıştı. Ağar, mahkûmiyeti süresince cezasını üç mahkûmdan ayrı koğuşta kalarak çekti.

BAHÇELİ, SERBEST BIRAKTIRDI: ALAATTİN ÇAKICI

1953 Trabzon Arsin doğumlu olan Alaattin Çakıcı, derin ilişkileri olan bir başka isim. İnternette bir arama yaptığınızda karşısınıza çıkan olaylar, iddialar ve suçlamalar şöyle:

– 17 Ağustos 1998’de Türk ve Avusturya polisiyle birlikte düzenlenen bir operasyonla modacı Canan Yaka ile sanatçı Selçuk Ural’ın kızı Aslı Ural’la birlikte Fransa’nın Nice kentinde yakalandı. Çakıcı’nın üzerinden Nedim Caner adına düzenlenmiş kırmızı bir pasaport ve 17 bin dolar çıktı.

– Gazeteci Hıncal Uluç’u yaralamaya azmettirmek davasında üç yıl dört ay hapis cezası verildi.

– 15 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Karagümrük Spor Kulübü Lokali’ne yönelik 26 Mart 2000 tarihinde düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili davada, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan 3 yıl 4 ay, müessir fiile azmettirmekten de 14 yıl 9 ay cezaya çarptırıldı. Yargıtay, çete suçundan verilen cezayı onarken; müessir fiile azmettirme cezasında usul eksikliği buldu.

– Borsacı Adil Öngen’in arabasının kurşunlanmasıyla ilgili olarak 10 yıl 10 ay cezaya çarptırıldı. Çakıcı, Adil Öngen’in kurşunlanmasıyla ilgili davada, yurt dışında Millî İstihbarat Teşkilatı adına çalıştığını ve hep devleti koruduğunu ama ‘piyon gibi’ kullanıldığını öne sürdü. Çakıcı, en demokratik ve gelişmiş ülkelerde bile derin devletin var olduğunu ve olması gerektiğini savundu. “Ama bizdekilerin cılkı çıkmış” dedi.

– Uludağ’da 1995’te eski eşi Nuriye Uğur Kılıç’ın öldürülmesi olayında azmettirici olduğu iddiasıyla yargılandı ve 2006’da Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Kılıç’ın Çakıcı’ya söylediği “Öcalan senden daha şerefli” sözü nedeniyle tahrik indirimi yaptı ve neticede Çakıcı’ya 19 yıl 2 ay hapis cezası verdi.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 10 ay hapis cezası verildi.

Alaattin Çakıcı, 15 Nisan 2020 Tarihli ve 31100 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ilgili yasa değişikliği kapsamında hükümlü bulunduğu Sincan L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edildi. 10 Ekim 2020’de, yeğeni Adem Çakıcı’yı öldürtmeye azmettirmeye teşebbüs suçundan 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

BAHÇELİ’NİN BİR BAŞKA ADAMI: ENGİN ALAN

31 Mart 1945’te İstanbul Üsküdar’da doğan Engin Alan, son yıllarda adından sıkça söz ettiren bir başta isim. Emekli korgeneral, eski Özel Kuvvetler Komutanı ve 24. Dönem MHP İstanbul milletvekili gibi sıfatları var.

Alan, Korkut Eken gibi 1974 Kıbrıs Harekâtı’nda görev aldı. 1992’de tuğgeneral oldu ve 16. Zırhlı Tugay Komutanlığı ile Bakü Silahlı Kuvvetler Ataşeliği’ne getirildi. 1996’da tümgeneral olup Özel Kuvvetler Komutanlığı’na atandı.

1999’da PKK lideri Abdullah Öcalan ve 2. adam Şemdin Sakık, ABD destekli uluslararası operasyonla yakalandığında Türk Özel Kuvvetler Komutanı’ydı. 30 Ağustos 2000 tarihinde Korgeneral rütbesine terfi etti. Korgeneral rütbesinde sırasıyla; 8. ve 2. Kolordu Komutanlıkları ile Lojistik Komutanlığı görevlerini üstlendi. 2004 yılında görev süresi bir yıl uzatıldı. Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı olarak görevini yürütürken 2005 yılında emekliye sevk edildi. Emekli olduktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nın Genel Müdürlüğü görevini yürüttü.


Bu haber de ilginizi çekebilir: 

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

d Ağar, Çakıcı, Eken, Alan: Bodrum’daki dörtlü fotoğrafta kim kimdir?

 

İkinci Kolordu Komutanı olduğu 2004’te Çanakkale’deki 18 Mart kutlamalarında dönemin başbakanı Erdoğan tören alanına geldiğinde ayağa kalkmayan Engin Alan, 2010’da Balyoz Darbe Planı Davası’ndan tutuklanarak cezaevine konuldu. 2011 genel seçimlerinde Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın sürekli hedef aldığı Alan’ı milletvekili adayı yaptı. Engin Alan, MHP’den İstanbul milletvekili seçildi. 1 Haziran 2012 tarihinde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 28 Şubat süreci soruşturmasından da tutuklandı. 2012’de Balyoz Davası’nda suçlu bulunarak 18 yıl hapse mahkûm edildi. 9 Ekim 2013’te Alan’ın cezası, Yargıtay tarafından onandı. 14 Haziran 2013 tarihinde, 28 Şubat davasından ise tahliye edildi. 19 Haziran 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararıyla Balyoz Davası’ndan da tahliye edildi. Tahliye edildikten sonra Meclis’te yemin eden Alan, milletvekilliği görevine başladı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram