Acun Ilıcalı’nın basın toplantısında tek Türk gazeteci olmak…

HULL – Acun Ilıcalı, sıfırdan başlayıp medya patronluğuna yükselen hayat hikayesiyle her daim ilgi odağı. Yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığı popüler programlar reyting sıralamarında en üstlerde yer alırken; onun konuk olarak katıldığı programlar da ilgiyle izleniyor. Türkiye’de artık bir televizyon klasiği haline gelen Survivor’ı dünyaya da pazarlamaya başlayan Ilıcalı, en son, İngiltere Premier Ligi’nin bir alt kategorisi Championship’te mücadele eden 118 yıllık Hull City’yi satın almasıyla gündemde.

SİZİ DE BASIN TOPLANTISINA BEKLİYORUZ

Acun Ilıcalı, satın almanın ardından ilk basın toplantısını, Şota Arveladze ile birlikte gerçekleştirdi. Ilıcalı’nın mutlaka basın toplantısı düzenleyeceğini tahmin ederek günler öncesinden kulübün medya sorumlusuna mail atmıştım. Çarşamba gecesi cevap geldi. Cuma günü saat 13’te başlayacak toplantıya akredite edilmiştim.

MKM STADYUMU’NUN ÖNÜNDE TÜRK BAYRAĞI

Cuma günü erkenden Newcastle’dan yaklaşık iki buçuk saat uzaklıktaki Hull şehrine yolculuğumuz başladı. Hull, İngiltere’nin doğu sahillerinin ortasında yer alan ve Humber Köprüsü ile biraz İstanbul’u andıran bir şehirdi. Toplantıya yarım saat kala MKM Stadyumu’na ulaştık. Arabamızı park ettikten sonra toplantının yapılacağı salona yöneldik. Bizi, 25 bin kişilik stadyumun önüne asılmış Türk bayrağı karşıladı.

SALONDA HİÇBİR TÜRK GAZETECİ YOK

Salona girdiğimizde açıkçası başka Türk gazetecilerle karşılaşacağımı düşünüyordum. Ama sadece İngiliz basın mensupları vardı. Erkenden gelip hazırlıklarını yapmışlar ve toplantının başlamasını bekliyorlardı. Bir taraftan da aklımdan şöyle geçiyordu: Türk gazeteciler başka bir yerde Acun Ilıcalı ve Şota Arveladze ile özel röportaj yapıyor olmasın sakın! Medyanın gerçek medya, gazeteciliğin gerçek gazetecilik olduğu eski günlerde öyle olurdu çünkü. Muhabirler uzak-yakın, yurt içi-yurt dışı demeden haber peşinde koşar, birbirlerini atlatmanın hesaplarını yapardı. Bu tür haberlerde de salon Türk gazetecilerle dolardı.

Acun Ilıcalı, kulüp yönetimindeki yardımcılarıyla poz verdi.

RİSK ALMAYI SEVİYORUM

Acun Ilıcalı ve Şota Arveladze, basın toplantısına saat 13.05 gibi geldiler. Yerlerine oturur oturmaz İngiliz gazetecilerin soru bombardımanı başladı. Ilıcalı ve Şota, bütün soruları İngilizce cevapladı. Ilıcalı, vizyonuyla ilgili ilk soruya yanıt verirken, muhabirlikten medya patronluğuna uzanan hikayesini örnek gösterdi. “Hayatım boyunca risk almaktan hiç çekinmedim. Risk almayı seviyorum. Risk almasaydım bu duruma gelemezdim. Kariyerimin başlangıcında dünyayı dolaşıyordum. Sonra çok izlenen prodüksiyonlara imza attım. Ardından medya patronu oldum. Kanalım, Türkiye’de en fazla izlenen kanal haline geldi. Yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığım bir program şu an 15’e yakın ülkede prime time’da yayınlanıyor. Sanırım bütün bunlar hayatla ilgili vizyonumu ortaya koyuyor. Ben başarı için çalışıyorum.” dedi.

HAYATIMIN YARISI FUTBOL

Kulüp sahipliğiyle kariyerinde yeni bir dönemin başladığını belirten Ilıcalı, futbolda da aynı başarıyı yakalamak istediğini ifade ederek vizyonuna biraz daha açıklık getirdi: “Futbol benim hayatımın yarısını oluşturuyor diyebilirim. Daha önce de futbolla yatıp futbolla kalkan bir yapım vardı. Tüm bu süreçten keyif almaya çalışacağım. Bu güzel şehrin insanlarının da keyif alması için elimden geleni yapacağım.”

BEN PREMİER LİG İÇİN BURADAYIM

Ilıcalı, Premier Lig hedefiyle ilgili bir soruya da şöyle cevap verdi: “Hedefimiz elbette Premier Lig. Tabii ki futbolda mutluluk biraz da sonuçlara bağlı. Bizim hedefimiz öncelikle iyi futbol. Sonrasında da iyi sonuç almak elbette. Premier Lig’e yükseldiğimizde tabii ki ben de çok çok mutlu olacağım. Ve ben bunun için buradayım.”

ŞOTA ARVELADZE İLE 6 AY ÖNCE ANLAŞTIK

Acun Ilıcalı’ya teknik direktörü çok çabuk değiştirdiği de soruldu. Bu kararı çok zor aldığını belirten Ilıcalı’nın cevabı ise şöyle oldu: “Ben ayrılıkları çok fazla sevmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim: Bu karar, aylar önce, altı ay önce alınmış bir karardı. Kiminle çalışacağımız o zamanlardan belli olmuştu. Ben futbolda birkaç sonucun bir şeyleri değiştireceğine inanan biri değilim. Yani bana göre karar, üç-dört tane sonuca göre değiştirilmemeli. Büyük resme odaklanmak gerekiyor. Ve benim odaklandığım büyük resmimde de teknik direktörüm sayın Şota’ydı. Şota, tanıdığım en cesur teknik direktörlerden biri. Taraftarların çoğunun onun futbol tarzını beğeneceğine inanıyorum.”

ALLAHYAR, YENİ SALAH OLABİLİR

Trasferlerle ilgili bir soruyu da cevaplandıran Ilıcalı, Fenerbahçe’nin 20 yaşındaki oyuncusu Allahyar Sayyadmanesh’in sağlık kontrollerinden geçtiğini açıkladı: “Bir yeni transferimiz daha halihazırda burada. Bu kişi Allahyar Sayyadmanesh. Sağlık kontrollerinden geçiyor. Allahyar’a çok inanıyorum. Yeni Salah olabilir.”

TRİBÜNLERİ DOLDURMAK İÇİN 2 POUND KAMPANYASI

Acun Ilıcalı, Başkan Yardımcısı Tan Kesler’in de katıldığı basın toplantısında taraftarlarla ilgili bir projesini de açıkladı. Proje, tribünlerin her maçta dolmasını ve rakibe baskı oluşturmasını amaçlıyor. Kulübün eski sahipleri döneminde bazı taraftarlar tribünden uzaklaşmıştı. Ilıcalı’nın projesiyle, üyelik sahiplerine 2 pound karşılığında bir misafir getirme şansı sunulacak. Ayrıca, kulübün geleceği anlamına gelen çocuklar için bilet fiyatları sadece 2 pound olacak. Ilıcalı, proje çerçevesinde engellileri, aileleri, silahlı kuvvetler mensupları ve acil servis çalışanlarını da tribüne çekerek tüm taraftarları ve şehri bir aile haline getirmeye çalışacak. Bunu başardığı takdirde tribünlerde deplasman ekiplerinin gözünü korkutucu bir atmosferin oluşacağını düşünüyor zira.

PARA KAZANMAK İÇİN DEĞİL, BAŞARI KAZANMAK İÇİN GELDİM

Ilıcalı’ya toplantıda Hull City’yi para kazanmak için mi aldığı da soruldu. Ilıcalı’nın cevabı ise şöyle oldu: “Ben buraya para kazanmak için değil, başarı kazanmak için geldim. Param zaten var. Paraya ihtiyacım yok. İnanıyorum ki buradaki hikayemiz çok uzun sürecek. Bundan sonra Hull benim evim. Ve ben evimi kolay kolay terk etmem.”

ŞOTA YİNE ESPRİLER YAPARAK GÜLDÜRDÜ

Şota Arveladze’ye de birçok soru yöneltildi İngiliz gazeteciler tarafından. Önce kendi hikayesini anlatan, anne-babasının doktor olduğunu vurgulayan ve başarılı bir futbolculuk kariyerinin ardından teknik adamlığa başladığını ifade eden Gürcü teknik adam, Türkiye’de olduğu gibi zaman zaman espriler yaparak salonu güldürdü. Glasgow Rangers’ta oynadığı için zaman zaman İskoç aksanını kullandığını komik bir şekilde anlatan Arveladze, Hull City’ye başarılı olmak için geldiğini, iyi futbol oynayarak iyi sonuçlara imza atacaklarını ve taraftarları mutlu edeceklerini söyledi.

BU PROJEYİ, TÜRK HALKININ DESTEĞİYLE HAYATA GEÇİRECEĞİZ

Basın toplantısında soru sorma sırası TV, radyo ve yazılı basın şeklindeydi. En son soruyu ben yönelttim. Ilıcalı ve Şota’dan kendilerini çok seven Türk halkı için Türkçe olarak duygularını ifade etmelerini istedim. Türkçe olarak gelen soruya biraz şaşıran Ilıcalı, zor ve uzun bir yola çıktıklarını söylerken “Her zaman kendi vatandaşlarımızı yanımızda hissetmek bambaşka oluyor. Bütün hayatım boyunca bu desteği Türkiye’de hissettim. Şimdi yurt dışında ve dünyanın en önemli liglerinden birinde yeni bir mücadeleye başlıyoruz. Bütün sevenlerimizden bize destek olmalarını istiyoruz. Kalpleriyle destek olsunlar bize yeter. Başarı her zaman birlikte olacak bir şey. Sosyal medya üzerinden çok sayıda destek mesajı alıyoruz. Umarım ülkemiz ve halkımızla birlikte işbirliği yaptığımız örnek bir projeyi hayata geçiririz.” dedi.

HEYECANLI VE UMUTLUYUM

Şota Arveladze ise Başkan Acun Ilıcalı ve arkasında olan herkese teşekkür ederek “Türkiye’den inanılmaz destek mesajları aldım. Kesinlikle bu enerjiyi taşıyacağız. İnşallah güzel başarıları ve günleri hep birlikte yaşayacağız. Başkanımızla birlikte bu güzel şehir için mücadele etmek elbette beni heyecalandırıyor. Ümit ediyorum ki burada başarılı olacağız.” ifadelerini kullandı.

Acun Ilıcalı ile toplantı sonrası ayak üstü sohbet etme fırsatı buldum.

HAYATIM TÜRKİYE-DOMİNİK-İNGİLTERE ÜÇGENİNDE GEÇECEK

Toplatının ardından Acun Ilıcalı ve Şota Arveladze ile tokalaşıp onlara başarı diledim. Ilıcalı ile ayaküstü konuşma ve birlikte fotoğraf çektirme fırsatımız da oldu. Kendisini Newcastle’a davet edince “Çok güzel ve çok tarihi bir şehir. Gelmek isterim. Ama Emre (Belözoğlu) orada olsaydı kesin gelirdim.” dedi. Bundan sonra İngiltere’ye yerleşip yerleşmeyeceğini sordum kendisine. İşi gereği bunun pek mümkün olmadığını ama hayatının Türkiye-Dominik-İngiltere üçgeninde geçeceğini söyledi.

FOTOĞRAF ÇEKİMİ SIRASINDA ÇOK ACELECİYDİ

Toplantının ardından saha içinde ve tribünde atkılarla pozlar verildi. Acun Ilıcalı, fotoğraf çekimi sırasında çok aceleciydi. Yanındakilere sürekli olarak geç kaldıklarını söylüyordu. Bir süre sonra alel acele stattan ayrılıp havaalanının yolunu tuttu. Zira kızının İstanbul’da doğum günü kutlaması vardı.