ABD, silaha erişimin kürtaj hakkından daha kolay olduğu bir ülke artık

Ne yazık ki, 24 Haziran 2022 günü ABD Anayasa Mahkemesinin verdiği karar sonucu artık Amerika’da silahlara erişim, kürtaj hakkına erişimden çok daha kolay.

CEMRE ÜLKER 25 Haziran 2022 HABER ANALİZ

ABD Anayasa Mahkeme’sinin kürtaj hakkı kararının iptal edilmesi protesto edildi. (FOTOĞRAF: JOHN RUDOFF / AFP)

Geçtiğimiz yıllarda giderek artış gösteren, sivil alanlarda ve özellikle okullarda gerçekleşen toplu silahlı saldırılar ve kürtaj hakkı Amerika’da kültleşmiş konu başlıklarından. Ne yazık ki, 24 Haziran 2022 günü ABD Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar sonucu artık Amerika’da silahlara erişim, kürtaj hakkına erişimden çok daha kolay.

ABD Anayasa Mahkeme’sinin Roe v. Wade davası için vermiş olduğu karar sonucu Amerika’da 20’den fazla “kırmızı”, yani Cumhuriyetçi eyalette, 1973 yılında edinilmiş kürtaj hakkının ortadan kaldırılacağı öngörülüyor. Kadın haklarını en az 50 yıl geriletecek bu ataerkil, tarihi karar Amerika’da yaşayan kadınların hayatını doğrudan etkilediği gibi, insan hakları politikaları ve evrensel değerler için bu ülkeyi kendine “rol model” edinen onlarca gelişmekte olan ülke için de endişe verici bir sinyal yakmış oldu.

1973 yılındaki Roe v. Wade davası kadın hakları için önemli bir dönem noktası olmuştu. (FOTOĞRAF: GREG GIBSON / AFP)

Kadınların tüm sağlık ve üreme haklarına erişimi Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesince (CEDAW) korunmuş durumda. Anayasa Mahkemesi’nin kararını Cumhuriyetçi liderler “yaşam hakkının önlenmesi” kılıfı altında desteklemeye devam ediyor. Kadınların ve çocukların yaşam haklarını sözde bu denli önemseyen Amerika’nın maalesef ne CEDAW olarak bilinen uluslararası kadın hakları anlaşmasını ne de BM Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalayıp anayasallaştırmaması maalesef gün yüzüne çıkartılmayan gerçekler arasında.

KADINLARIDA GEBELİĞE BAĞLI ÖLÜM ORANI ARTACAK

BM verilerine göre dünya çapında gerçekleşen kürtajların yüzde 45’i sağlıksız ve yasadışı şartlar altında yapılıyor. Kürtaj hakkının engellenmesi kadınları istenmeyen hamilelikleri sonlandırmalarından hiçbir şekilde alı koymazken, tam tersi, kendi hayatlarını da riske atarak atıl şartlar altında, illegal yollara başvurmalarına sebep oluyor. Araştırmalar kürtaj hakkının yasaklanmasının Amerika’da gebeliğe bağlı ölüm oranlarını yüzde 21 oranında arttıracağını gösteriyor. Kadınların ekonomik, sosyal ve bedensel haklarını tümden ihlal eden bu korkunç karar, sağlık çalışanlarını ve doktorları da doğrudan riske atacak.

KADINLAR SOKAKTA 

On binlerce kadın hakları savunucusu kararın açıklanması sonrası Amerika’nın dört bir yanında sokaklara dökülmüş durumda. Birçok farklı sağlık kuruluşu, insan hakları dernekleri ve yerel feminist örgütler şimdiden kürtaj hakkının yasaklanacağı eyaletlerde ekonomik imkansızlıklar nedeniyle “mavi eyaletlere”, yani Demokrat bölgelere erişim sağlayamayacak kadınların hayatlarını tehlikeye atmamaları ve temel insan haklarını kullanabilmeleri adına yardım kampanyaları başlattı. Demokratların en sağlam kalesi olan New York’ta Belediye Başkanı Eric Adams, kürtaj hakkını edinmek isteyen tüm kadınları destekleyeceklerini ve sağlık imkanlarının erişilebilir kılınması için her türlü imkânı seferber edeceğini duyurdu.

Öte yandan Texas bölge savcısı Ken Paxton kürtaj yasağını delen doktorların eyaletlerinde hapis ve 100 bin dolara varan para cezaları ile karşı karşıya kalacaklarını söyledi.

BİDEN YÖNETİMİ NE YAPACAK? 

Anayasa Mahkemesinin kararı Joe Biden yönetimini ve Demokrat Parti’yi bir sonraki başkanlık seçimlerinde zora sokacak konu başlıkları arasına yer alıyor. Biden-Harris ikilisinin seçim kampanyası süresince oylarının artmasında kadın örgütlerinin rolü ve desteği çok büyüktü. Cumhuriyetçi vekillerin kısıtlayıcı politikalarına son verilmesi için Biden-Haris iş birliğini bir çıkış yolu olarak gören milyonlarca seçmen için 24 Haziran kararı ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.

MAVİ VE KIRMIZI’NIN AYRIŞMASI 

Ekonomik, sosyal, siyasal, askeri ve sivil haklar konusunda dünya lideri olan bir ülkede mavi ve kırmızı renklerin aynı anda bu kadar kutuplaşıyor olması elbette sadece kadınlar için değil tüm insanlık adına endişe verici bir durum. Öte yandan dünyanın dört bir yanında otoriterleşmeye karşı duruş göstermekten korkmayan, sivil örgütlenmeye inanan kadın aktivistlerin tarih boyunca elde ettiği sayısız başarı ve kız kardeşlik dayanışması her şeye rağmen umut verici.


 

Kadın haklarına gönül vermiş tüm aktivistlerin temel bir sağlık hakkı olan kürtaj yasasının geri getirileceği güne kadar mücadele edeceğinden hiç şüphe yok.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram