ABD medyası: Trump’ın Türkiye yolsuzluğu sanıldığından da kötü

KRONOS 27 Kasım 2019 DÜNYA

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Halkbank davasına Türkiye lehine müdahil olmaları için kendi bakanlarına talimat verdiği, damadının Türk lobicilerle ‘arka kapı diplomasisi’ aracılığıyla ortak iş yaptığı iddiaları ABD medyasının gündem maddesi olmayı sürdürüyor.

Trump’ın bu yaklaşımı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdiği, “Aptal olma, sert adam olma, bazı sorunlarınızı çözmek için çok uğraştım” ifadelerini içeren mektubunda da kendini ele verirken, ABD merkezli The Bulwark’ta Tim Miller imzasıyla kaleme alınan yazıda, “Trump’ın Türkiye yolsuzluğu, sandığınızdan çok daha kötü” ifadeleri dikkat çekti.

Haberde, Trump’ın şaibeli Türkiye ve Türkiyeli figürlerle ilişkilerine dair şu detaylar dikkat çekti:

“Bu ay başında, Trump’ın Ulusal Güvenlik eski Danışmanı – bıyıklı olan – John Bolton, Morgan Stanley’deki bir yatırım etkinliği sırasında, Trump’ın kirli ilişkilerine dair yeni bir ip ucu verdi.

MSNBC’deki habere göre, Bolton, Trump’ın Türkiye politika yaklaşımını maddi çıkarları etrafında şekillendirdiğini ifade etti. Trump’ın Türkiye tutumuna kişisel ya da iş ilişkilerinin yön verdiğini söyledi.

Bekleyin bir saniye!

Başkanın eski güvenlik danışmanı, Trump’ın ölüm ya da kalım anlamına gelebilecek güvenlik kararlarını, kendi işleriyle ilintili olarak çıkar çatışması etrafında mı şekillendirdi?

Trumpvari bir yolsuzluk standardında bile pes dedirtecek bir durum bu.

Doğruysa, Bolton’un suçlaması son 50 yıl içindeki en büyük Amerikan başkanlığı skandalı anlamına gelir: En üst düzey güvenlik çalışanı, Trump’ın dünya üzerindeki iki yüzlü despotlardan ayırt edilemeyecek şekilde hareket ettiğine inanıyor.

Nasıl oluyor de herkes bu hikayeye odaklanmıyor?

Medyanın, başkanın görevi kötüye kullandığı çok sayıda iddia arasında bu son iddianın kanıtlanması ihtimalini pek olası görmediğini düşünüyorum ve Trump’ın iş ilişkilerini bilinçli bir şekilde karanlıkta tutması bu süreci daha da zorlaştırıyor.

Bu ay başında, The New York Times, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın, Trump’ın damadı Jared Kushner ve Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile ‘arka kapı diplomasisi’ yürüttüklerini yazdı.

‘Damattan damada uzanan arka kapı’ ABD’nin Türkiye Büyükelçisi David Satterfield’a kadar uzuyor.

Satterfield, Kushner daha doğmamışken 1980’den bu yana dış hizmetlerde ve Ortadoğu’da önemli görevler yaptı. Bu da, ‘Trump’ın neden 38 yaşındaki damadını ABD’nin bölgedeki dost görünümlü düşmanı ile ilişkilerinde arka kapı diplomasisinde kullanma ihtiyacı duyduğu’ sorusunu gündeme getiriyor.

Trump, Rudy’yi Ukrayna ile ilişkilerini yürütmesi için devreye sokarken, kendi ailesini Türkiye ile ilgili işlerde görevlendirdi çünkü asıl büyük balık oradaydı.

2015 yılında, Trump, Steven Bannon’a İstanbul’da büyük bir binası (Trump Towers) olduğu için Türkiye ile ‘çok az çıkar çatışması’ olduğunu söylemişti.

Bu devasa bina, başlangıçta Trump Organization’a yılda 5 ila 10 milyon dolar gelir getirdi. Son zamanlarda bu gelirin miktarı 1 milyon dolar civarında.

Bunu, Trump’ın ABD dış politikasının resmi kanallarının dışına çıkarak, Erdoğan’la bir telefon görüşmesi sırasında Kürtleri yüz üstü bırakma anlaşmasına varmasıyla milyar dolarlık çıkar çatışması ile birleştirin. Ve bu durumu, iki ülke arasındaki iletişimdeki üçlü dalkavuk aile üyesiyle birlikte değerlendirince, Ankara’da bir şeyin derinden çürüdüğü net görülecektir.

Pek çok Trump skandalı gibi, Türkiye’ye dair yolsuzluk kanıtlarının büyük bir bölümü aşikar ve meydanda.

Trump, kendi işleri üzerinde önemli bir kozu elinde bulunduran bir despota, müttefiklerimize etnik temizlik uygulama izni verdi ve damatlarca şeffaf olmayan bir anlaşmanın imzalanmasına göz yumdu.

Erdoğan, Trump’ın iş ortağını destekledi ve onu Türkiye’nin Washington’daki kilit adamına dönüştürdü böylece Trump yönetimi üzerinde nüfuz sahibi oldu ve maddi çıkarlarının sürmesini sağladı.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com