10 yıl oldu: Roboski’de failler değil aileler yargılandı, adalet gelmedi…

Roboski’de çoğu çocuk olmak üzere 34 köylünün savaş uçaklarıyla katledilmesinin üzerinden 10 yıl geçti. 10 yılda aileler faillerin cezalandırılmasını beklerken, bu süreçte gözaltı, soruşturma ve baskılara maruz kaldı. İşte Roboski Katliamı’nın 10. yılında yaşananlar…

KRONOS 28 Aralık 2021 GÜNDEM

FOTOĞRAF: AFP

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk yaşta olmak üzere 34 sivil insanın yaşamını yitirmesinin üzerinden 10 yıl geçti. 10 yılda ne failler belirlendi ne de dava açıldı. Roboskîli aileler faillerin bulunup cezalandırılmasını beklerken bu süreçte gözaltı, soruşturma ve baskılara maruz kaldı.

AKP’nin önce “operasyon kazası” diyerek, daha sonra ise “tazminat” ile üstünü örtmeye çalışmasının ardından, “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” demesine rağmen katliamın failleri yargılanmadı, Roboskî dosyası mahkemeler arasında yıllarca mekik dokumaktan öteye geçmedi.

FOTOĞRAF: AFP

ADALETİ GÖRMEDEN ÖLENLER…

Mezopotamya Ajansı’ndaki habere göre; bedeni parçalanan çocuklarının faillerinin yargılanması için tek bir talep etrafında bir araya gelen birçok kişi, adalet sağlanmadan yaşamını yitirdi. İlk olarak katliamın ikinci yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen anmada kalp krizi geçiren Vedat Encü’nün 43 yaşındaki halası Miran Encü yaşamını yitirdi.

Katliamda yaşamını yitiren 18 yaşındaki Özcan Uysal’ın babası Salih Uysal da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Anne Türkan Uysal, oğlunun ardından babasının her gün “failler neden yargılanmıyor” diye sorduğunu hatırlatarak, “Ondan sonra toparlanamadı. Kendine çok dert ve sıkıntı yaptığı içinde kalp krizi geçirdi. Salih hep ‘Failler bulunmalı ve yargılanmalıdır’ diyordu. Ama daha failler bulunmadan yaşamını yitirdi” dedi. Oğlu Özcan’ın doğum gününden 3 gün önce katledildiğini anlatan anne Uysal, “Oğlum doğum günümü her şeye rağmen kutlayacağım diyordu. Doğum günü için kaçağa gitmişti. Oğlum öldürülünce mezarına hediyelerle gittim” şeklinde konuştu.


 

KADRİYE ANNENİN VASİYETİ

Hamza Encü’nün annesi Kadriye Encü de 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Katliamın ardından 34 insan için adalet talep eden ve Roboskîli ailelerin sesi olan Kadriye Encü, yaşamını yitirdiği güne kadar faillerin yargılanması için mücadele etti. Annesinin mücadelesini sürdüren kızı Taybet Encü, “Annem sürekli ‘Hiçbir zaman kardeşinizin davasından vazgeçmeyin. Hesap sorun’ derdi” sözleriyle, annesinin adalet mücadelesini vasiyet olarak bıraktığını söyledi.

FOTOĞRAF: AFP

Taybet Encü, annesinin “Eğer bir gün ölürsem, cesaretli olun ve benim yerimi doldurun. Hiçbir zaman kardeşinizi unutturmayın” sözlerini hatırlatarak, “Annem çok mücadele etti ama adalet mücadelesi yarım kaldı. Kardeşimin failleri bulunmadı. Annemin vasiyeti benim bu mücadeleyi sürdürmemdi. Ben annem kadar cesur olabilir miyim bilmiyorum? Ancak asla bu davadan vazgeçmeyeceğim” diye belirti.

‘HİÇBİR ADIM ATILMADI, HİÇBİR FAİL YARGILANMADI’

Evrensel’e konuşan ve bombardımanda oğlunu kaybeden Mehmet Encü, yıl önce bugün çocuklarının para kazanmak için sınıra gittiğini ve ardından ölüm haberlerini aldıklarını söylüyor. Katliamın gerçekleştiği günden bugüne kadar adaletin yerini bulmadığını belirten Encü, “Roboskî 10 yıl oldu, 10 yıl önce bu akşam çocuklarımız gitmişti. Bu akşam bombalamıştı. Sanki 10 yıl önce değil bugün olay oldu. 11’nci yılına giriyoruz. Bugüne kadar bizim için hiçbir adım atılmadı, hiçbir fail yargılanmadı. Roboskî’ye adalet gelsin diyoruz ama maalesef bugüne kadar hiçbir şekilde adalet Roboskî’ye gelmedi. Burada her yer dağ, düzlük bir yer yok tarım yapalım. Çocuklarımız mecburiyetten 50-100 lira kazanmak için bu yolu kullandılar. Burada sadece bir meslek var, o da koruculuk mesleği, ne fabrika var ne çiftlik” diyor.


 

‘ZAMAN ACININ YÜKÜNÜ HAFİFLETİR DERLER, ACIMIZ DEĞİŞMEDİ…’

BBC Türkçe’de Hatice Kamer’in haberine göre ise 27 yakınıyla birlikte 17 yaşındaki kardeşini de Roboski Katliamı’nda yitiren Ferhat Encü, katliama ilişkin, “Zaman acının yükünü hafifletir derler, acımız değişmedi, o yara hala ilk günkü gibi kanıyor ama bunca yıldan sonra bu acıyla yaşamayı öğrenmek zorunda kaldık” dedi. Yargı mekanizmasının ezilenlerden, mağdurlardan değil, egemenlerden yana kararlar verdiğini öne süren Ferhat Encü konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yargı mekanizması, bu katliama karar veren, onu gerçekleştirenleri kollayan bir yerde durdu. Buna karşın katillerin açığa çıkmasını, yargılanmasını isteyen, adalet mücadelesi veren ailelerin başına olmadık şeyler getirildi, dava edilenler oldu, tutuklananlar, gözaltına alınanlar, coplanıp şiddete uğrayanlar ya da para cezası alanlar oldu.”

HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?

Konuyla ilgili soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Haziran 2013’te “görevsizlik kararı” vererek, dosyayı askeri savcılığa sevk etti. Askeri savcılık da Ocak 2014’te şüpheli olarak adı geçen 5 askerin “kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı” kanaatine vardı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

FOTOĞRAF: AFP

Bu karardan sonra 261 kayıp yakınının vekaletini alan avukatlar, 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptı. Başvuruda iki başvurucunun eksik çıkan belgelerinin tamamlanması istendi ancak başvuru “eksikliğin süresinde giderilmemesi” nedeniyle reddedildi. Bu ret kararı, AİHM’nin ret kararına da gerekçe oldu ve mahkeme, iç hukuk yolları tüketilmediği için dosyayı kabul edilemez buldu. Böylece yapılan bu başvurularla Roboski Davası için hukuki yollar kapanmış oldu.

HUKUKİ SÜREÇ YENİDEN BAŞLADI

Yeni bir başvuru için farklı bir somut delil lazımdı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Uludere olayının FETÖ yandaşları tarafından” yapıldığını iddia etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararından sonra avukatlar bu açıklamayı gündeme getirip delil olarak göstererek aileler adına Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak yeni bir hukuki süreci başlattılar. 17 ailenin yaptığı suç duyurusu Uludere ve Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi ama 25 Kasım 2020 tarihinde dosya için takipsizlik kararı verildi. Ailelerin bu karara yaptığı itiraz da reddedilince Şubat ayında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yapıldı. Eski HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, AYM’de bekleyen dosya dışında, yaşanan katliamın insanlığa karşı suç olduğunu ifade ederek bunun için Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu’na bir başvuru yaptıklarını söyledi.

‘UMUTLU OLMAK İSTİYORUZ, YETER Kİ KÜÇÜK BİR İRADE GÖSTERİLSİN’

Başlayan yeni hukuki süreçten umutlu olmak istediklerini ifade eden Encü’ye göre en ufak bir irade ile her şey çözülebilir: “Burada hukuk siyasi saiklerle işliyor ama milyonda bir de olsa umutlu olmak istiyoruz, yeter ki küçük bir irade gösterilsin. Çünkü emir komuta zinciri çerçevesinde insanlığa karşı işlenen bu suçta 34 insanın yaşam hakkı çok korkunç bir şekilde ihlal edildi. Bunun davaya dönüşmesi gerekir. Biz umudumuzu korumak istiyoruz ama güncel meseleler ve siyasi anlayıştan kaynaklı çok da umutlu değiliz.”


 

FOTOĞRAF: CİHAN

Katliamda ölen yakınlarının cesetlerini kendi elleriyle toplayıp gömdüklerini hatırlatan Encü, cenazeleri toprağa vermekle acının sona ermediğini de dile getirdi: “Gömünce acı bitmiyor, bunun etkileri bir sonraki kuşakta da ortaya çıkıyor. O gün doğanlar bugün on yaşında, sonraki kuşaklar da bu acıyı dolaylı olarak yaşıyor. Bu adalet mücadelesiyle büyüyorlar ama bizim için hiçbir şey on yıl önceki gibi olmayacak.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com